“Ey zavallı insanoğlu, Mutluluk diye bir şey yok. Kendimden biliyorum, öyle bir şey yok.”
Ben Garip Bir Pişmaniye
( Her gün öğrencilerimden bir şiir) Aslında her mizahda bir dram bir trajedi vardır hissedebiline Yaşlı, genç, zayıf ve şişman. Bunu bir yiyen bir de yemeyen pişman... Emek ve fedakarlık ister işte bunu gerektirir zaman, Bu çile zorludur bu ateş harlı bu yol çok yaman... Erittiler zavallı şekeri bir mum gibi, Yağı koydular cızladı o garip yüreğim gibi. Olmuştum sanki hapisten tahliye olan bir mahkum gibi.... Ama çilem daha bitmemiş ki, çekmeye başladılar kulağımı, bir masum çocuk gibi. Ah sormayın dostlar, ne kadar pişmanım. Ne arayanım var ne de soranım. Dostlar ben kim miyim, bir garip pişmaniye. İnsanoğlu sana afiyet olsun, bir tabakta beni ye... MA
Reklam
Öğrencilerimden Her Gün Bir Şiir
Ben Bir Garip Pişmaniye Yaşlı, genç, zayıf ve şişman. Bunu bir yiyen bir de yemeyen pişman... Emek ve fedakarlık ister işte bunu gerektirir zaman, Bu çile zorludur bu ateş harlı bu yol çok yaman... Erittiler zavallı şekeri bir mum gibi, Yağı koydular cızladı o garip yüreğim gibi. Olmuştum sanki hapisten tahliye olan bir mahkum gibi.... Ama çilem daha bitmemiş ki, çekmeye başladılar kulağımı, bir masum çocuk gibi. Ah sormayın dostlar, ne kadar pişmanım. Ne arayanım var ne de soranım. Dostlar ben kim miyim, bir garip pişmıfıaniye. İnsanoğlu sana afiyet olsun, bir tabakta beni ye... M.A
Mutlu insanlar,ölmeye mahkumdur. Çünkü hikayeleri biter. Tarih yalnızca mutsuzları yazar. Peşinden koşup durduğunuz, Şu mutluluk denen Hülyaya kapılıp sonunda kendinizi öldüreceksiniz. Zavallı insanoğlu Mutluluk diye bir şey yok kendimden biliyorum,öyle bir şey yok
Ben Bir Garip Pişmaniye
Sen Anlayabilir misin Mısraların Dilinden şiir ekibimin baş kahramanlarından çok sevdiğim ve kendisine hâlâ değer verdiğim bir Ögrencimin kendisine ödül kazandıran bir mizahı şiiri beğenilerinize 🙂 Yaşlı, genç, zayıf ve şişman. Bunu bir yiyen bir de yemeyen pişman... Emek ve fedakarlık ister işte bunu gerektirir zaman, Bu çile zorludur bu ateş harlı bu yol çok yaman... Erittiler zavallı şekeri bir mum gibi, Yağı koydular cızladı o garip yüreğim gibi. Olmuştum sanki hapisten tahliye olan bir mahkum gibi.... Ama çilem daha bitmemiş ki, çekmeye başladılar kulağımı, bir masum çocuk gibi. Ah sormayın dostlar, ne kadar pişmanım. Ne arayanım var ne de soranım. Dostlar ben kim miyim, bir garip pişmaniye. İnsanoğlu sana afiyet olsun, bir tabakta beni ye... M.A
Ben dedi, herhangi bir şeye dahil olmak için insanoğlu kendisini en onursuz ve aşağılık yaratığa dönüştürdüğünü bile bile. Ben dedikçe gerçekten uzaklaştı insan ruhu. Her “ben” deyişinde, kendi ırkını lanetlemiş olmasına rağmen, bunu umursamadan yüceltti zavallı benliğini. Ne halt yediğini anlayınca kaybolmayı düşündü, düşündüğünü anlayınca yitip gidemediğine tanıklık etti. Büyüklük başını döndürdü; kendinden büyüğüyle karşılaşınca zerre olduğunu kabullenmedi. Her yanını fenalık sarmışken, çevreyi kirletirken, paraya ve silaha köle olmuş bu onursuz haliyle atalarıyla gurur duyarcasına komik bir körlük ve cehaletle “ben” diye ortalıkta konuşmaya devam etti.
Reklam
188 öğeden 301 ile 188 arasındakiler gösteriliyor.