Konuşmacı göğsünü ileri çıkardı. Ama başı oyuncak bir bebeğinki gibi geriye dönüktü. “Geleceğin sanatına doğru, marş marş!” Herkes onun gibi düşünüyordu. İyi ama hangi taraf ileriydi?
Biliyorum, insanlar atom ve parçacıklardan oluşmuştur, tıpkı parlayan toz taneciklerinden oluşan gökkuşağı ya da harflerden oluşan cümleler gibi. Salt düzeni değiştirmeniz yeter, anlamınız da değişir.
senin için bütün siyasi haritaları yakabilirim
revizyon diyebilirsin buna yada ağzına gelen herhangi bir enformel sözcük
sözlüklere bakmak çocukluğumuzdan beri ayıp
ama biz bunun da üstesinden geliriz
daha önce sen yoktun ben söylemiştim
adam olacak çocuğu ceplerinden çıkarıyorlar
o kadar mahir o kadar kendilerinden emin
bu kadar emin olunca milli eğitim ve yaşken eğilen bizler
sadece söylenceden ibaret ellerimiz
Anımsar mısın, birden başını çevirmiştin klavyeden
Nasıl da bomboştu, yüzün, ne denli beyaz
Bir şey öylesine yitmişti ki yüzünde
Bir şey, artık kimseler yerine koyamaz.
kurma bebekler gibi olabilir insan.
camdan boncuk iki gözle kendi dünyasını gören
kadife bir kutu içinde
saman dolu bir gövdeyle
yıllarca tül ve boncuk ortasında uyuyabilir
tüm hercai ellerin her baskısıyla
nedensiz haykırabilir:
"ah, ben pek mutluyum"