Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne söylediğiniz hiç önemli değil. Son derece zeki, parlak ve esprili olmak zorunda değilsiniz. Önemli olan konuşmayı başlatmaktır. "Saldırgan ve yakışıksız olmadığı sürece sözcüklerin önemi yoktur." ...
Aslında Cleopatra fiziksel açıdan olağanüstü değildi, siyasi gücü yoktu ama her ikisi de cesur ve zeki erkekler olan Caesar ile Antonius bunu fark etmemişti. Gözlerinin önünde sürekli olarak kendisini değiştiren bir kadın görmüşlerdi yalnızca. Giysileri ve makyajı her gün değişiyor ve her seferinde ona görkemli bir tanrıça havası veriyordu. Tüm yazarların değindiği gibi sesi müzikal ve sarhoş ediciydi. Belki söyledikleri sıradandı ama konuşması öylesine tatlıydı ki, dinleyenler ne söylediğini değil nasıl söylediğini anımsıyorlardı.
Reklam
Kadına Dair
İyi bir kadın erkeği etkiler, zeki bir kadın onda ilgi uyandırır, güzel bir kadın büyüler, anlayışlı bir kadın ise ona sahip olur...
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Fakat bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte.
"" Fakat bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte ""
Reklam
Kesinlikle
Bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir işte.
Ödetilmeyi bekleyen bedeller var. Türk hafızası diridir!
Türk süvarilerinin gün içerisinde aldıkları Yunan esirleri gören kadınların öfkeli sesleri giderek yükselmektedir. Yakılan köyün kadınları esirlerin kendilerine verilmesini istemektedir. Tepki ve isyan büyüyünce Ahmet Zeki Bey kalabalığa hitaben, "Bize itimadınız yok mu? Türk kadını böyle pis canavarların kanıyla elini kirletmesin." sözleriyle sakinleştirmeye çalışır. O sırada kalabalık arasından yaşlı bir kadın öne çıkar. Aniden entarisini sıyırır. Bacaklarının arası parçalanmış, kan içindedir. Bir gün önce Manisa'dan çekilen Yunan jandarmasının 17 yaşındaki kızını kaçırdığını, mani olmak isteyince de kendisini bu hale getirdiklerini anlatır. Sitemkâr şekilde "ne yapıyorsanız yapın" diyerek göz yaşları içinde geldiği yöne giderken kalbi daha fazla acıya dayanamaz, son nefesini verir, yere yığılır kalır. Ahmet Zeki Bey de zabitler de tümen efradı da mahvolmuştur. Tümen komutanı karargâh subayına kaçamak bir bakış atar. Emrin söze dökülmesine gerek kalmaz. Muhafızlar yanındaki 40 kadar esirle kadınların arasından çekilip toz ve sisin arasında "hayalet süvari" adına yaraşır şekilde gözden kaybolurlar. Ellerinde orak ve bıçaklar, gözleri alev alev, üç buçuk yıl boyunca zulmedilmiş Türk kadını... İntikamın vücut bulmuş haliyle zalim arasında hiçbir engel kalmamıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
"Bence zeki bir kadın görüyordur. - Ya tabii. Gerçekten çok seksi bir şey zeki olmak. Bazı erkeklere göre aynen öyle. - Biliyor musun? Anlamakta gerçekten çok zorlanıyorum ama seçme hakkı verildiğinde bir erkek her zaman memeleri ve popoyu tercih eder."
Bir kadın bana, "Seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun," derse, hayâl kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum."
Reklam
1966: Yazılar-Kitaplar-Olaylar: Atsız, Nejdet Sançar ve Türkçüler CKMP'yi destekliyorlardı ama Ötüken'in Kasım 1965 sayısından itibaren CKMP ve Türkeş hakkında bir suskunluk vardı. CKMP hakkındaki son haber, seçimlerden hemen sonraki 20 Ekim 1965 tarihli nüshada çıktı. Diğer partilerin farklı kesimlerden oy aldığı, "Türkeş'in
aptallık açığa çıktığında zeki görünür
Bugün bir grup gencin ufacık bir kulübe üzerinde çalışmalarını izlerken, Funabaşi’den genç bir kadın yürüyerek yukarıya geldi. Neden geldiğini sorunca şöyle dedi, “Yalnızca geldim, hepsi bu. Artık hiçbir şey bilmiyorum.” Zeki bir genç kadın, soğukkanlı, kendine hâkim. Bunun üzerine sordum, “Eğer aydınlanmamış olduğunu biliyorsan, söyleyecek bir şey yok, değil mi? İnsanlar, dünyayı ayrım lamanın gücü ile anlamaya çalışarak, onun anlamını gözden kaçı rıyorlar. Dünyanın böylesine zor durumda olmasının nedeni de bu değil mi?” Sessizce yanıtladı, “Evet, öyle diyorsanız”. “Belki de aydınlanmanın ne olduğuna ilişkin gerçekten açık bir fikrin yok. Buraya gelmeden önce ne çeşit kitaplar okudun?” Okumayı reddeder şekilde kafasını salladı. İnsanlar öğrenim görürler, çünkü anlamazlar ama öğrenim görmek, kişinin anlamasına yardımcı olmaz. Çok çalışırlar ve en sonunda tek buldukları insanın hiçbir şey bilemeyeceği, anla manın insanın erişebileceklerinin ötesinde olduğudur. İnsanlar genellikle, “anlamama” sözcüğünün, örneğin, dokuz şeyi anlayıp bir şeyi anlamadığınız bir durum için kullanılabile ceğini düşünürler. Ama on şeyi anlamaya niyetlenerek, gerçekte bir tek şeyi bile, anlamazsınız. Eğer yüz tane çiçeği biliyorsanız, bir tekini bile “bilmiyorsunuzdur” . İnsanlar, anlamak için zorlu müca deleler verirler, kendilerini anladıklarına ikna ederler ve hiçbir şey bilmez halde ölürler.
Sayfa 154 - Kaos
(boyu uzun olan güzel ve sade dil olur. Boyu kısa olanını çok hilesi vardır. Boyu orta olan, akıllı ve hoş huylu olur. Saçı sert olan akıllı ve atılgan olur. Saçı yumuşak olan, ebleh ve arsız olur. Saçı sarı olan, kibirli gazalı olur. Saçı kara olan, sabırlıdır, onu ara. Saçı kumral ise güzeldir ve sahibi bedelsizdir. Saçı az olan lütüfkår, bil-
Kemal’le birlikte olduğum zamanlar huzursuzluk duyuyorum. Benim gibi birine kıyasla ne kadar zeki ve olgun olduğunu düşünüyorum hep. Bazen beni süzdüğü zaman, ne kadar sıkıcı olduğumu düşündüğünden eminim. Gerçekte çok tatlı bir insan ve karşılıklı çok güzel sohbet edebiliyoruz. Ama ne zaman başını başka bir yana çevirse, sanki beni terk edecekmiş gibi bir duyguya kapılıyorum. Bir keresinde, giydiği elbisenin sitilini azıcık eleştirecek oldum, hemen yüzünü buruşturdu. Şimdi ona bir şey söylemekten korkuyorum. Genelde, Kemal’in mükemmel olduğunu düşünüyorum. Ama geçen gün, beni evimden alacağına, buluşma yerine otobüsle gelmemi istedi. Birden, bana hiç aldırış etmediğini, onun da diğerleri gibi bir ahlaksız olduğunu düşündüm. Ama o geçti artık. Şimdi Kemal yine mükemmel. Tek sorunum, başını benden öteye çevirdiği zaman duyduğum huzursuzluk. Bu kadın başkalaşma alışkanlığının isabetli bir örneğidir. Kemal bu alışkanlıkla, bir seferinde olgun, bir seferinde düşüncesiz, bir başka seferinde de ahlaksız olabiliyor. Ama her seferinde, olduğundan başka bir şey oluyor. Oysa Kemal bazen zeki, bazen mükemmel, bazen tatlı, bazen düşüncesiz, bazen de ahlaksız davranabilen bir insanoğlu; tümüyle ahlaksız veya başka bir şey olan bir insanoğlu değil.
Sayfa 113 - Agora kitaplığı,20.basım,İstanbul, Nisan 2022Kitabı okuyor
Erkeklere özgü kendini hor görme hastalığının tek çaresi zeki bir kadın tarafından sevilmektir.
Sayfa 299 - Nietzsche
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.