yağmur çiseliyordu, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek… isterim hep.
adımlarımızı sevk ve idare eden biz değilken yolumuzu nasıl anlarız? varlığımız yeri bilmezken bize layık yeri nasıl tasavvur edebiliriz? bütün ömürlerin sonu iflasken hangi muvaffakiyetten bahsedebiliriz?