Kaygılar, içinde bulunduğumuz anda sahip olduğumuz nimetleri yoksayarak, gelecekle ilgili uçsuz bucaksız endişelere sürüklenmemiz neticesinde oluşuyor çoğu zaman.
10 sene sonrasının endişesini yükleniyor insan, daha yarın sabaha çıkıp çıkamayacağı belli değil halbuki.
“Başıma böyle bir şey gelirse nasıl üstesinden geleceğim” diye kara kara düşünürken daha yaşanmamış ve yaşanma ihtimali pek de yüksek sayılmayan bir olay için boşa enerji sarfedip kendini yorduğunu farkedemiyor.
Her ihtimali düşünüp ona göre tedbir almaya çalışırken aslında hiçbir şeyi kontrol edemeyeceği gerçeğini, resmin tamamını gören, her şeyi bilen, taşın altındaki ufacık canlıdan, düşen minicik bir yapraktan dahi haberdar olan bir Allah’ın olduğu hakikatini gözardı ediveriyor.
Kulağa en başta kötüymüş gibi gelse de aslında bizler için müjdeli olan bir gerçek var. O da şu; bu dünya hiçbir şeyi planlayamayacağımız, her şeyin Allah’ın izni ve inayetiyle olduğu ve olacağı bir yer.
Bunu kabullenip şu ayeti tam anlamıyla yaşasak ne güzel olurdu;
“Kim Allah’a dayanırsa, O, ona yeter” (Talak suresi,3.ayet)
Endişeleri elektrik keser gibi kesmiyor mu sizce de?
Bu ayete tam anlamıyla iman edip, tüm kalbiyle “Allah bana yeter” diyenlerden olmak duasıyla