Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Güler

Zeynep Güler
@zeynep_guler
Aşkta gurur olmaz evet ama onur başka bir şeydir. Bence insan, onuru için yaşar. Onu kaybettiği zaman şahsiyetini de kaybeder.
Reklam
Seni kaybetmek ve yokluğun öyle zor geldi ki içine düştüğüm boşlukta, o karanlık dipsiz kuyuda kaybolmak istemediğim için katlandım. Sen hakaret ettin, ben gülümsedim. Sen beni ezdin, ben senin hayallerini gerçekleştirdim…
Düşman hattından bir boşluk bulup sınırlarımı işgal ettin. Önce beynimi, sonra yüreğimi, en sonunda benliğimi teslim aldın ve bir gün beni ansızın sensiz, ilgisiz ve sessiz bıraktığında bir de baktım ki çoktan teslim olmuşum; “Beni sensiz bırakma!” diyerek beyaz bayrağı sallıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçine düştüğün o yalnızlıkla denize düşüp yılana sarılır gibi sarılırsın karşındakine. En derin yaralarını, sırlarını açarsın. Yalnızlaştığın gün o kişi saldırganlaşır. Bunu görür, yüreğinde hissedersin ama karşı koyamazsın. Salak olduğun için değil, sevdiğin için susarsın. Sen sustukça o hoyratlaşır. Bu da o kişinin seni sevmemesinden değildir. Seni sever ama kendini sevdiği kadar değil…
Başkalarının senin hakkındaki düşüncelerinden korkma! Günü geldiğinde başkalarının inşa ettiği korkuları, kendi ürettiğin umutlarla yıkacaksın…
Reklam
182 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
İkili İlişkilerde Duygusal ManipülasyonPascal Couderc
8.1/10 · 1.608 okunma
Kendimizi, üzerinde düşünmesek bile, içten içe yargılarız. Niteliklerimizi, kusurlarımızı, sınırlarımızı değerlendiririz. Kendimize saygımız güçlüyse, “benden kötüsü de var” diye düşünürüz ve yenilgilerimizi şanssızlığa bağlarız.
Sayfa 147 - C. Andre ve F. Lelord, L ‘Estime de soi. S ‘aimer pour mieux vivre avec les autres, Odile Jacob, 1999.Kitabı okudu
Sonuçta, az çok bilinçli olan “paradoksal mesaj” tekniği narsistik sapkının en dinamik yanıdır. Bu, İngilizlerin ünlü double bind’ıdır: Çifte zorlamalı, başka deyişle paradoksal söylem. Bir şey söylenirken başka bir şey anlaşılsın istenir (ironik bir üslupta “teşekkür ederim!” denir); saçma emirler verilir; imkânsız taleplerde bulunulur (“falanca şekilde davranmanı isterdim, ama senin içinden gelmeliydi, ben istiyorum diye değil”: eğer öteki bunu yapmazsa, yapmadığı için hücuma uğrar, eğer yaparsa, kendiliğinden yapmadığı için eleştirilir). Bu süreç muhatabı istikrarsızlaştırır ya da onu açmaza sokar. Her iki durumda da kişi manipüle edilmiş olur.
Sayfa 145Kitabı okudu
Alain son derece müşkülpesent, titizdir; her şey kusursuz olmalıdır. Bu tür erkekler çok talepkardır: Karşısındakinin kendini gereken düzeyde göstermesi gerekir; en ufak kusuru işaret etmeyi bilir. Aşağılama, kimi zaman yıldırma ve tehditler onun alışıldık cephaneliğinin malzemesidir. Fiziksel özelliklere, zevklere, tercihlere, cinselliğe, yeteneklere, dostlara, çalışmaya dair sürekli görüş belirtir. Olumsuz düşüncelere boğulan kadın sonunda kendinden gerçekten kuşkuya kapılır, çünkü, normal ve sağlıklı bir ilişkide teşvik edici, karşındakini daha iyiye yöneltici yapıcı eleştiriler olurken, narsistik sapkın yalnızca yıkıcı, kaba ve perspektifsiz eleştiriyi kullanır. Teşvikler onun söylemine girmez. Partneri karşı koyduğunda ise yaptırımlar hemen gelir: suskunluk, küçümseme, yok sayma, hakaretler.
Sayfa 122Kitabı okudu
Dışarıdan bakıldığında, narsistik sapkın baştan çıkartmaya ya da tahakküm kurmaya çalışmasına bağlı olarak çok farklıdır. Başkaları onu genellikle “mükemmel” bulurken eşi acı çeker ve madalyonun arka yüzünü keşfeder.
Reklam
Daha az “güçlü” partner işittiği hakaretlerle baş başa kalır. Tartışma, manipüle eden için ayrıcalıklı bir alandır ve dolambaçlı, hatta bayağı yollardan sık sık bir tartışmayı teşvik eder. Öteki, “neye uğradığını bilemez” ve kendini şiddetli bir atışmanın ortasında buluverir; oysa ne böyle bir şeye niyeti vardır ne de gelişini sezebilmiştir. Eşlerden en dayanıksız olanı, ne pahasına olursa olsun kaçınmaya çalışır. Bu onu giderek daha fazla uzlaşmaya, şiddetli tartışmalarla karşılaşmamak için tahammül etmeye yöneltir. Bu dayanıksızlığı hisseden manipülatör de “bundan yararlanır” ; saldırılarını yineler ve yoğunluklarını artırır, çünkü ötekinin itaatini asla yeterli bulmaz: Bu itaat hem ona gereklidir hem de öfkelendirir.
Yerici sözlere ve genellemelere yönelinir. Tam da kendi sorumlu olduğu şeyden -iletişim eksikliği- dolayı karşısındakini suçlamakta manipülatörün eşi yoktur. Manipülatör kendini ortaya koymaz, ama muhatabını bunu yapmaya mecbur eder, bunun sonucu da partnerin otomatik olarak hatalı olmasıdır.
Ben kendimi iyi savunmayı bilmiyorum. O daha iyi beceriyor: Benim haksız olduğumu daima kanıtlıyor. Ve, deyim yerindeyse, çiviyi çakıyor, beni de yetersiz biri gibi gösteriyor. Ne cevap vereceğimi hiç bilemiyorum. Çabaladıkça iyice batıyorum. Tartışma sıradan bir şey yüzünden başlamışken, kendimi bütün kötülüklerin suçlusu buluyorum.
“Oldukça sık tartışıyoruz. Bu ağız dalaşları hiçbir şeyi çözmüyor; tersine. Kısır sürtüşmeler bunlar. Hatta kimi zaman niçin tartıştığımızı kendimiz de bilmiyoruz gibi geliyor. Bir kural halini aldı. Kötü bir alışkanlık.”
.. Karşılıklı olarak öfkelenirler, eşin her kusuruna ve kötü huyuna odaklanılır, bunlara tahammül edilemez. En ufak alışkanlık ya da tekrarlanan hareket son derece rahatsız eder. Bu, kendini korumanın, ötekini uzak tutmanın biz tarzıdır, ama aynı zamanda bütün söylenmeyenleri de boşaltıp atar. Küçük pürüzler büyük tartışmaların yerini alır. Uzun süreden beri “ciddi bir şey” konuşmamaktadırlar: Nasıl konuşsunlar ki, sürekli tartışıyorlar.! Döngü böyle tamamlanır: “her şeye rağmen” birbirini seven ama bu işleyişi sorgulama cesaretini ya da gücünü bulamayan bu çiftin arasında gerçek bir iletişim hiç mümkün değildir.
264 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.