Bir gece yatıyordu, ben de yanındaydım. '' Babacığım, mezarımı toprakla örttükten sonra üzerine ekmek kabuğu ufala,'' dedi. ''Serçeler gelir; seslerini duyar, yalnız olmadığıma sevinirim.''
Aşk ancak ömrün kısa bir zamanını doyuracak; bu kısalık fark edilecek, eskiden olduğu gibi ''ölüm ötesinde sonsuz sevgiye'' bel bağlamadan, olanca güçle sevmek bilinecek... vesaire, vesaire, buna benzer şeyler.
Ya ben? Ben, hem acı çekiyor, hem yaşamıyorum. Denklemin bilinmeyeni benim. Her şeyin başını sonunu kaybedip sonuçta adını bile yitiren bir hayaletim...
- Yalan söylemiyorum, hepsi gerçek bunların; yazık ki gerçekler çoğu zaman ince bir zeka ürünü değildir. Görüyorum ki, sen benden yüce, hatta güzel bir şey bekliyorsun. Yazık, çünkü ben elimden geleni verebilirim ancak.
- Felsefe yapma, eşek!
-Şeytanın romatizması mı olurmuş?
-Bazen insanlaştığıma göre neden olmasın? Maddi bir vücutla beraber bütün özelliklerine de sahip olurum. Şeytan sum et nihil humanum a me alienum puto. (Şeytanım ben ve insanlara ait hiçbir şeyi kendime yabancı saymıyorum.)