Dostoyevski çok sevdiğim bir yazar. Hatta en sevdiğim diyebilirim. Bu nedenle ilk romanı olan İnsancıklar'ı okumasam olmazdı. Roman yine tipik bir Dostoyevski romanı gibi halkın içinden, birçok zorluğu hayatında tatmış, kısacası hayatın sillesini yemiş iki karakteri anlatıyor. Bu iki karakterin mektuplaşmalarını okuyoruz. Kitap hakkında beni en çok etkileyen şey, anlatılan her şeyi, her olayı kafamda resmedebilmem ve o anları yaşayabilmemdi. Yaşanılan ezilmişlik ve çaresizliğin yanında iki karakterin birbirinin dayanağı olması ve birbirlerinden güç bulmaları çok etkileyici bir şekilde anlatılmıştı. Dostoyevski kaleminin gücü bu işte