İşte şimdi de kendime aynı soruyu soruyordum: Onu seviyor muyum? Ve bir kez daha bu soruya cevap vermeye cesaret edemedim; daha doğrusu belki de yüzüncü kez ondan nefret ettiğimi tekrarladım kendi kendime. Evet ondan nefret ediyordum
Kendi başına, kendisiyle kalabilirdi. Sık sık buna ihtiyacı olduğunu düşünüyordu; düşünmeye ihtiyacı vardı, hatta düşünmese bile olurdu. Sessiz kalmaya, yalnız olmaya ihtiyacı vardı
İnsanın kendi kendini suçlamasının keyif veren bir yanı vardır. Kendi kendimizi suçladığımız zaman başka birinin bizi suçlamaya hakkı kalmadığını düşünürüz
Vicdan azabını dindirecek, ahlak duygumuzu yatıştıracak birtakım afyonlar vardı. Fakat buradaki, günahın insan ruhu üzerindeki çürütücü etkisinin gözle görülür bir ifadesiydi; insanın kendi ruhunda yarattığı tahribatın kalıcı bir işaretiydi
O resim yaşamının sırrını saklıyor, tüm hayatının hikayesini anlatıyordu. Resim, Dorian'a kendi güzelliğini sevmeyi öğretmişti. Şimdi de kendi ruhundan nefret etmeyi mi öğretecekti? O resme bir daha bakmayı yüreği kaldırabilecek miydi?