"Bir çocuğa beden verebilirsin ama onun kalbine, ruhuna tesir edemezsin. Herkes kendi hayatını yaşar, herkes kendini yaratır. Ama insanı, kendisine götüren köprü çok incedir, çok dar. Bir tek kendisinin geçmesine izin verir. Kan bağı bir imtiyaz değildir bu yolculukta. Aksine çoğu zaman aşılması zorlu bir engeldir, kırılması imkansız kalın halkalardan oluşmuş bir zincir. İnsanın elini kolunu öyle bir bağlar ki, hiçbir zaman kurtulamazsın."
Sayfa 255 - İzzet EfendiKitabı okudu
İçimde fırtınalar koptu. Ağlamaya başladım. Neden Allahım? Bu genç yaşta neden bu kadar şiddetli bir kederi içime üfledin? Oysa ben kendimi çok inançlı ve cesur sanırdım. Beni hiçbir şey korkutamaz derdim. Şimdi şu halime bak! Bilmediğim bir yerde, gözleri dönmüş, aç hayvanlar gibi kudurmuş insanların ellerinden kaçıp kurtulmaya çalışıyorum. Neden Allahım, neden bana bu genç yaşımda hayatı erken öğrettin?
Reklam
349 yılının 34 Şubat'ı
Hayır, artık dayanmaya gücüm yok. Tanrım, neler yapıyorlar bana? Onlar benim kafama soğuk su döktüler! Beni görmüyorlar, dinlemiyorlar. Ben onlara ne yaptım? Neden bana işkence ediyorlar? Benim gibi bir zavallıdan ne istiyorlar? Onlara ne yapmış olabilirim? Hiçbir şey yapmadım. Gücüm yok artık, bütün işkencelere dayanamıyorum; başım yanıyor, önümdeki her şey dönüyor. Kurtarın beni! Bana kasırga gibi hızı üç at koşullu araba verin! Arabacım, oturun, küçük çan'ı çınlatın, atla beni bu dünyadan taşıyıp götürün. Uzağa, daha uzağa; hiçbir şey görmemek için hiçbir şey! Gökyüzü önümde dönüyor. Uzakta yıldızlar parıldıyor, orman karanlık ağaçlarla ve ay ile hızlı geçiyor. Ayaklarımın altında gri sis seriliyor, duman içinden zincir sesi geliyor. Bir taraftan deniz, bir taraftan İtalya; işte Rus izbeleri görünüyor. Uzaktan mavi gözüken ev benim mi? annem pencerenin önünde oturuyor mu? Anneciğim zavallı olduğunu kurtar! Hasta başını göz yaşını damlat! Oğluna nasıl işkence ettiklerine bak! Zavallı yetimi göğsüne yatır, dünyada ona yer yok artık! onu tahrik ediyorlar! Anneciğim hasta küçük oğluna acı!
Sayfa 44 - Olimpos
Binbir türlü sevmek :)
Güzel sev beni kibar sev usul usul belli etmeden sev gizlice ama anlayarak sev ben olduğum için sev beni tüm bilginle geçmişinde biriktirdiğin ne varsa ve gelecekte kim olacaksan öyle sev bakarak sev görerek sev duyarak sesimi duyarak söylemediklerimi aklımdan geçenleri dokunarak sev en dokunulmaz yerlerine içimin bilerek sev kimi sevdiğini beni
Sayfa 100 - Sel yayınlarıKitabı okudu
Evet aklı bozulmayan bir şahıs, teemmülü neticesinde anlar ki: Meselâ bal arısını pek çok şeylere fihriste yapan ve kitab-ı kâinatın ekser mesailini insanın mahiyetinde yazan ve incir nüvesinde incir ağacının proğramını derceden ve insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan ve beşerin kuvve-i hâfızasında tarih-i hayatını taallukatıyla beraber yazan, ancak ve ancak her şeyi yaratan Hâlık olabilir. Ve böyle bir tasarruf, yalnız ve yalnız Rabb-ül Âlemîn'e mahsus bir hâtemdir. (Mesnevi-i Nuriye 12.sh - Risale-i Nur)
Sayfa 12 - EnvarKitabı okudu
...insanı, kendisine götüren köprü çok incedir, çok dar. Bir tek kendisinin geçmesine izin verir. Kan bağı bir imtiyaz değildir bu yolculukta. Aksine çoğu zaman aşılması zorlu bir engeldir, kırılması imkansız kalın halkalardan oluşmuş bir zincir. İnsanın elini kolunu öyle bir bağlar ki, hiçbir zaman kurtulamazsın.
Reklam
569 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.