Necip Fazıl Kısakürek
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Zindandan Mehmed'e Mektup
Kavuşmak mı? .. Belki...Daha ölmedim!
Zindandan Mehmed'e Mektup
Necip Fazıl Kısakürek
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Necip Fazıl Kısakürek
( Zindandan Mehmed'e mektup )
Zindandan Mehmed'e mektup
Ne gelir ki elden kader bu emir
Garip pencerecik küçük daracık
Dünyaya kapalı Allah'a açık
Necip Fazıl Kısakürek
Zindandan Mehmed'e mektup
Yarın elbet bizim elbet bizimdir
Gün doğmuş gün batmış
Ebed bizimdir...
Necip Fazıl Kısakürek
Zindandan Mehmed'e mektup
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan
Dakika düşelim senelik paydan
Zindanda dakika farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Köpük köpük duman duman erisin...
Necip Fazıl Kısakürek
Zindandan Mehmed'e mektup
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan sen öp seccadem..
Necip Fazıl Kısakürek
Zindandan Mehmed'e
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır
Zindandan Mehmed'e mektup
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
-Necip Fazıl KISAKÜREK