İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti; söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti; düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Noktalı virgülü kaybetti; zor cümlelerden korkar oldu, basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.
Ünlem işaretini kaybetti; sevincini, öfkesini, bütün duygularını kaybetti. Alçak sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı.
Soru işaretini kaybetti; soru sormayı unuttu. Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki noktayı kaybetti; davranış nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti. Hiçbir açıklama yapmaz oldu.
Ömrünün sonlarına doğru elinde yalnızca "tırnak işareti" kalmıştı. İçinde başkalarının düşünceleri vardı yalnızca.