Sanat sadece aşağı olmakla kalmaz, Hegel'in gözünde açıkça dépassé* konuma düşer, zira parçalanmış, dibi görünmez derecede bulanık bir modern medeniyette sanat eseri artık toplumsal bütünlüğü betimleme görevini üstlenemez.
Shakespeare tiyatrosu, kendileri zaten fanteziyle dokunmuş gerçeklikleri yanılsamalarla karşı karşıya getirerek yahut baş döndürücü bir mise-en-abyme* oyunu içinde hayali dünyaları birbiri içine istifleyerek sıklıkla kendi teatralliği üzerinde düşünür.