Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Komik görünüyor olmalıyım. Babasını çözemeyen, onun tarafından Hamburg’a sürüklenen, orada bir üvey kardeşi olduğunu öğrenen, bir cama fırlatılan, babasının abisini bıçakla tehdit eden ve hepsinin üzerine, bir de kuzenine âşık olan komik oğul.
Neil benim üvey kardeşim. Ve Bayan Reigenbach da, üvey annem gibi bir şey. Babam, annemle evlendiğinde ve evlilikleri boyunca, Bayan Reigenbach’la da “gizli bir ilişki” sürdürüyormuş. Nitekim annemle babamın geçinememelerinin bir sürü nedeni arasında bu durum da varmış.
Reklam
“İnsanları diken üstünde tutacaksın. Önce biraz kırbaç, sonra biraz övgü, sonra yine kırbaç. Aksi takdirde sana kazık atarlar.”
Tamam,” diyorum ve arabaya biniyorum. Sırt çantamı bacaklarımın arasına sıkıştırıyor ve boğazıma bir yumruğun takıldığını hissediyorum. Araba yola çıktığında birbirimize bakmıyoruz. Birkaç dakika boyunca uğuldayarak akıp giden arazi dışında hiçbir şey hareket etmiyor
Gırtlağıma kadar boka batmış durumdayım, ama bunun seninle hiçbir ilgisi yok, hem de hiç... Seni seviyorum, tamam mı ve benden hiçbir şey ummaman gerektiğini kafana yerleştirirsen, seninle anlaşabiliriz.
Aslında bana kalsa, seninle hiç görüşmezdik. Ama annen birbirimizle tanışmamızın, yani gerçek anlamda tanışmamızın doğru olacağını düşünmüş. Neden bilmiyorum. Sonra bunu senin de istediğini söyledi
Reklam
Bu arada paramı bir arada tutmaya çalışıyorum ve hastaneden köşe bucak kaçıyorum. Kilometremi doldurdum. Ağrı kesiciler ve uyarıcılarla ayakta duruyorum. Böyle olmasını ben de istemezdim, ama artık çok geç.
“Sana verecek hiçbir şeyim olmadığını da biliyorum,” diye devam ediyor babam, beni duymuş olduğunu hissetirmeden. “Öylesine söylemiyorum bunu, çok ciddiyim. Dibe vurmuş durumdayım, Lucas. Geceleri neredeyse hiç uyumuyorum
Arabaya bin,” diye ekliyor babam usulca. “Lütfen, artık bin.” Araba boyunca yürüyor. Güneş gözlükleri gözünde, ağzı çizgi gibi. Yolcu kapısını açıyor ve sırt çantamı alıyorum, kapıyı gürültülü bir şekilde çarpıyor ve Berlin istikametine doğru yürümeye başlıyorum.
Geri dönüyorum ve sen bıraktığım yerde yoksun. Nedir senin derdin, beni deli etmek mi istiyorsun? Hasta bir adamım ben, kalbime inecekti az kalsın, çıldırdın mı sen? Annen otostop çekmek istediğini öğrense, beni taşaklarımdan tavana asar, anlıyor musun?”
Reklam
Biliyorum bu, kulağa saf, utanç verici ve aptalca gelebilir, ama onun benim için en kıymetli özelliği buydu. Beni yolun kenarında terk ettiği bugüne dek. Önceden babam hayatımda yoktu, şimdiyse var ve ben varlığıyla yokluğu arasındaki farkı göremiyorum.
Bizimle hiç ilgisi olmayan yabancılar bile babamın kumarbaz, dolandırıcı, dalavereci olduğunu söylerdi. Ama bunların hiçbirinin benim için önemi yoktu, çünkü sonuçta bu adam benim babamdı.
Babam ortalıkta hiç görünmez, bizimle doğru dürüst ilgilenmezdi, sürekli hareket halindeydi; bize sözler verir ve hiçbirini tutmazdı, randevularını unuturdu; annemle kavga eder, kapıları çarpardı.
Babamın babası çalınmış araba ticaretiyle uğraşırmış; arabalar kaybolur, bir gün içinde renkleri değişir, yeni belgeler ve yeni bir sahip edinirlermiş. Kolay paraymış bu.
Aynı anda birkaç işte birden çalışan ve dolayısıyla, tam olarak ne iş yaptığını kimsenin bilemediği insanlar vardır ya, işte babam eskiden onlardanmış.
174 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.