Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Necip Fazıl ve edebiyatçı olsun olmasın o dönemin birtakım insanları, devletin bekledikle rini karşılayamamışlardır; yerleşik ve köklü ol mayan bir kültürle ve «hükümet hesabına» oku mak üzere Paris’e gönderilmişlerdir, birçoğu da öğrenimini tamamlamadan yurda dönmüştür. Bu dönüş hem onlarda henj toplumda büyük bir kompleksin ortaya çıkmasına yol açar. Gidişte ki şiliksiz bir Türk, dönüşte yine kişiliksiz ve batılı dırlar; Batıyla ilintinin yarattığı yetersizlik duy gusu, Türkiye’ye dönünce «üstün-insan» olmaya dönüşür. Bu dönüşme en zararsız şekilde başta züppelik, megalomani ve mitomani görünümün de belirir. Sınıflamasız, sentezsiz bir kültürleri vardır, kavgacı ve demagogdurlar, fikir ve taraf değiştirmeyi Batı kültürünün gereğiymiş gibi kul lanırlar. Nasırın nasıl kesileceğinden, mayonezin nasıl yapılacağından, Nietzsche’ye ve Elâzığ ke limesinin etimolojisine kadar bilmedikleri şey yoktur ama hepsi de sınıflamasız, biçimlenme lerine katılmamış bir bilgi kataloğu halinde ka lır. Toplumca bunların «kaleminin kuvvetli» ol duğu sanılır; aslında düzyazı beğenileri, Süley man Nazif’ten arta kalmıştır, derleme toplama bilgilerini kullanmaları toplumda çok kültürlü oldukları izlenimini uyandırmış ve böylece üstün- insanlıklarınm pekişmesine ortam hazırlamıştır («Kendi kendini yetiştirenlerden Peyami Safa’yı hatırlayalım). ...
Sayfa 60
Tembelliğin adı uçarılıktır. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık ve züppelik, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, bencilliktir.
Sayfa 20 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok az ülke Amerika kadar kibir ve züppelik meydana getirdi.
Sayfa 177Kitabı okudu
Züppeliğin Çözümlenmesi
Toplumsal pazarda insanlar ne olduklarıyla değil , neyi gösterdikleriyle ölçülür . İnsanın kendisi olması yetmez , "birisi" olması beklenir . Bu olgu öylesine yaygındır ki , züppelik mikroplarından yoksun bir toplum düşünülemez . Böyle mikropsuz bir toplumda insanlar yalnızca iç değerleriyle yargılanacaktır , toplumdaki yerleri , ünleri , zenginlikleri ya da mesleklerindeki başarılarıyla değil . Ama şöyle bir sorun çıkıyor ortaya : İç değerle anlatmak istediğimiz şey nedir ? Gözüpeklik ya da alçakgönüllülük mü , zeka ya da sıcak kanlılık mı , yoksa ruhsal temizlik mi ?
İngiltere, güneşin altındaki en sınıfsal ülke. Büyük ölçüde yaşlılar ve aptallar tarafından yönetilen bir züppelik ve ayrıcalık ülkesidir.
Reklam
Muvaffakiyetin ilk Düşmanı Tembelliktir.
... tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir. Bilakis, eski peri hikâyelerindeki kahramanlar gibi, şekilden şekle girecek ve bin bir hîle kullanarak alt etmeye çalışan bir nâmerttir (korkaktır). Tehlikesinin büyüklüğü de buradan gelmektedir. Tembelliğin yerine, adamına ve çağına göre girmediği kalıp yoktur. Herkesin mîzâcına göre tavır alır ve konuşur. Dilimizde aldığı çeşitli isimler de onun bu sinsiliğini gösterir. Tembelliğin adı havâiliktir. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık ve züppelik, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, tenseverliktir. Tembellik herkesin karşısına her zaman aynı kılıkta çıkmaz. O mesleksiz aktör gibi dâima rol değiştirir. Bâzan samîmî ve iyiliği sever bir dost tavrı alır. Bâzan en meşrû (uygun) bir mâzeret kılığına girer; hasta olur, yorgun düşer ve herkesi hâline acındırır. Bâzan iş yapar görünür; hakîkatte hiçbir şey yapmaz. Bâzan tatlı bir dille konuşur ve gönül çeler. Onun kandırıcı bir felsefesi ve safsata ilmeklerinden örülmüş bir edebiyatı vardır.
❝ İlim Rahattan Fedakarlık İster..
Üzücüdür ki bugün öğrenciler arasında zihni tembellik yaygınlaşmıştır. Rahatı ve eğlenceyi, ciddiyet ve istikrarlı çalışmaya tercih etmektedirler. Rahat içinde yaşamak, lüzumsuz işlerle uğraşmak onlar için yaşamın gayelerinden biri olmuştur. Onların hedefleri nefsin arzularını temin etmektir. Derse ve ilim tahsiline vakitleri kalmamıştır.
Sayfa 96 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Ancak şunu belirteyim: Gece yarısı, kerevetin üstünde, tutuklu olarak oturduğum dakikalarda düşüncelerimle baş başa kaldığım sırada yaşadığım o sevinçli anları, belki de ömrümde hiçbir zaman yaşamamışımdır. Bu, okuyucuya belki de tuhaf görünür, bir çeşit züppelik, gösteriş yapmak isteği gibi gelirse de her şey dediğim gibidir. Bu belki her insanın başına gelen, ancak hayatta yalnız bir defa yaşanılan dakikalardan biriydi. Böyle dakikalarda insan kendi kaderi hakkında kararını verir, görüşünü belirler. Bütün ömrünce yalnız bir defa, “İşte gerçek burada, onu bulmak için de işte oraya gitmeli” der. Evet, o anlar ruhumu aydınlatan bir ışıktı.
953 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.