Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

dante diyarından

bir kadeh daha şarap doldur başka cennete ne ihtiyaç var
Reklam
bir forsa hiç olmazsa yürür gider gelir ve güneşi görür

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nerde benim gençliğim
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;  İçip içip ağlamak,  Uzaklara dalıp şarkı söylemek;  Hafta sekiz ben eğlentide;  Bugün saz,yarın sinema,  Beğenmedin Aile Bahçesi;  Onu da beğenmedin,parka;  Sevdiğim dillere destan;  Sevdiğim,  Meyil verdiğim;  Ben dizinin dibinde elpençe divan,  Samanlık seyran.  Nerde,  Nerde,  Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!
Reklam
benim acılarımın üzerinde bu güneş parlıyor
hangi kılığa girsem yeryüzündeki acıları unutamam
Yalnızca bir avuç insan için değil, tüm insanlar için özgürlük.
“Kitap okumayan bir kimsenin, okuma bilmeyene karşı hiçbir üstünlüğü yoktur.”
Üç büyük kesim halinde şu konuları açıklayacağız: 1. Ücretli emek ile sermaye arasındaki ilişki, işçinin köleliği, kapitalistin egemenliği; 2. orta burjuva sınıfların ve köylü denen katmanın bugünkü sistem altındaki kaçınılmaz çöküşleri; 3. çeşitli Avrupa uluslarının burjuva sınıflarının, dünya pazarının zorbası — İngiltere— tarafından ticari boyunduruk altına alınması ve sömürülmesi.
Reklam
Toplumun, son derece zengin küçük bir sınıf ile mülkten yoksun büyük bir ücretliler sınıfına bölünmesi, toplumun üyelerinin büyük bir çoğunluğu aşırı bir yoksulluğa karşı hemen hemen korunmamış, giderek hiç korunmamış durumda iken, o toplumun, kendi ürettiği fazlalığın ağırlığı altında ezilip boğulması sonucunu verir.
Bir yanda ölçüye gelmez büyüklükte zenginlikler ve alıcıların başa çıkamayacağı ürün bolluğu; öte yanda ise, toplumun proleterleşmiş, ücretli işçiler haline gelmiş ve işte bu yüzden de bu ürün bolluğunu kendilerine maledemez hale sokulmuş geniş yığınları.
Ne var ki, işçiler tarafından üretilen bu değerler, işçilere ait değildir. Bu değerler, hammaddelerin, makinelerin, aletlerin ve işçi sınıfının işgücünü satın almalarına olanak sağlayan birikmiş paranın sahiplerine aittir.
İşte bugünkü toplumumuzun tüm ekonomik yapısı budur: bütün değerleri yaratan tek başına işçi sınıfıdır. Çünkü değer sözü, emek sözünün bir öteki ifadesinden başka bir şey (sayfa 181) değildir ve bugünkü kapitalist toplumumuzda, belirli bir metaın içerdiği toplumsal olarak gerekli-emek miktarını anlatan bir deyimdir.
Sayfa 181
"Dur bakalım!" diye bağırıyor tesviyecimiz. "Altı mark mı? Ama ben ancak üç mark aldım! Benim kapitalist, oniki saatlik emeğimin değerinin ancak üç mark olduğuna yemin billâh ediyor, ve eğer altı mark isteyecek olursam, benimle alay eder. Ne demek oluyor bu?"
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.