Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seda

Seda
@1000masal
Aşklarını kendileri yaratır, sonra da elleriyle yok mu ederdi bütün kadınlar, yoksa ben mi tuhaftım?
Sayfa 172
Reklam
Seni içinin demir parmaklıklarından azat edeceğim!
Sayfa 21
Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor.
Sayfa 61

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu ?
Sayfa 72
Dünyanın şakırtılı yıkanışına karışmanın sevinci içinde yürüyordu. Savrulan iri damlalar yüzüne çarptıkça daha istiyordu. Bu yürek büyütücü sevinç var olmanın, yaşamanın sevinciydi; biliyordu.
Sayfa 103
Reklam
"_Fotoğrafları sevmem," demişti. "İnsanın hayalini sınırlarlar,hep kendilerini düşünmeye zorlarlar bizi." Belki de insanlar kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı.
Sayfa 105
Çabuk kurtulma özgürlüğü elindeyken kişinin dayanamayacağı kötü durum yoktu.
Sayfa 108
Gücün dayanmaktansa yalnızlığıma kaçarım.
Sayfa 109
Biz, hoşgörüsü olmadığını bile bile, başkalarında kendininkinden ayrıyı bağışlamaya çalışana hoşgörülü diyoruz.
Sayfa 113
Temmuz 23'ün yanına yalnız iki kelime yazılmıştı:" Onu Seviyorum." Buna da inanmadı. Yalan! Beni sevseydin o günün 23 Temmuz olduğunu bilmezdin.
Sayfa 128
Reklam
Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. "Sinemadan çıkmış insan" Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama 5-10 dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; Asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.
Sayfa 18
Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da bir kaçamak yolu yok mu ? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp, kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama ben dişlerim sağlamken ısıracağım.
Sayfa 13
Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu ?
Sayfa 11
Zaman çok açgözlü bir şey bazen, bütün ayrıntıları çalıp kendine saklıyor.
Sayfa 220
Onu düşünmek bile yüreğimin kekelemesine yetiyordu..
Sayfa 146
Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın.
Sayfa 23
Reklam
Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyor.
Sayfa 122
Beni yüzde yüz doyurmayan, bana tam manasıyla lüzumlu görünmeyen şeyleri yapmak, beni kendi gözlerimde küçültüyor ... Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu .. Neden ?
Sayfa 97
Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz ?
Sayfa 87
Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim.. Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten hep çekinirdim.
Sayfa 73
Onun sessiz sedasız yaşayışı, tahammül edişi, insanların zaaflarına merhametle ve edepsizliklerine eğlenerek bakışı kafi bir irade değil miydi?
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işi teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Sayfa 32
Reklam
Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz.
Sayfa 15
Kadınlar, önlerindeki günler boyunca geçmişin durmadan onlara sesleneceğinin farkındaydılar.
İnsanların genellikle istediği ,ihtiyaç duyduğu şeylere karşı bir ilgisizliği vardı onun. Acayip, sessiz bir hücrede tek başına oturup, o sakin gözlerinden dışarıya, dünyaya bakıyormuş gibiydi. Yabancıydı dünyaya.
İnsanın normal halinde yapmaktan çekineceği ya da düşünemeyeceği şeyler sinirlenince kolayca aklına geliyor.
Sayfa 40
Geniş bilinç ile derin yürek için acı da, üzüntü de her zaman zorunludur. Gerçek büyük insanların, yaşamlarında büyük acılar çekmek zorunda oldukları kanısındayım.
Sayfa 319