Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hasan paşa

Hasan paşa
@1714hasan
Bursa
Bursa, 14 Mart
51 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Şimdi hem gerçeklerden hem de değerden şüphe eden bir çağda yaşıyoruz. Görmek ve yargılamak istediğimiz bu çağın hayatıdır.
Reklam
Doğduğunuz gün sizi hayata olduğu kadar ölüme de götürür.
Dünyada çok ızdırap, çok sefalet var tamam; ama bir yığın da zevk var. Eğer bir insan ızdıraptan kurtulma uğruna tüm zevkleri de en baştan reddediyorsa, ne kazanır? İçinde ne ızdırap ne de zevk olmayan bir hayat boş bir hayattır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan kalbinin gizli hazineleri vardır, gizli tutulur, sessizce mühürlenir. Düşünceler, umutlar, düşler, zevkler... Açığa çıkarsa cazibesi kırılan...
“Bu dünya sofraya herkesi davet eden, ama çoğunluğun suratına kapıyı kapatan, aynı zamanda da eşitleyici ve eşitliksiz bir dünya: Dayattığı düşüncelerde ve alışkanlıklarda eşitleyici, sunduğu fırsatlarda eşitliksiz.”
Reklam
"Gökten yağmur yağmur yağacak renkler Daha hoş kokacak otlar, çiçekler Ardından bitmeyen mutlu gerçekler Bir sabah gelecek kardan aydınlık."
Hissettiklerimle manzaralar çiziyorum ben, duygularımı tatil ediyorum Üzüntülerini bastırmak icin nakış işleyen, hayat denen şey var olduğu için örgü ören kadınları çok iyi anlıyorum. Yaşlı teyzem, sonu gelmez akşamlarda fal açıp dururdu, duygularımı anlattığım bu itiraflar da benim fallarım.
Bildiğimiz her şeyin ucu, sahip olduğumuz duygulardan birine, bizi biz yapan şeyler ise kendi varlığımıza yabancı bir duyuma çıkar
Yüreğini dağlayan acı, ansızın bastıran ilkbahar sağanakları gibi böyle zaman zaman geri geliyordu.
Yılların sırayla geçeceğini, her seferinde bir yıl yaşlanacağını düşünürdüm. Ama öyle değil. Bir gecede olur.
Reklam
Neden yakılan mektuplara son arzuları sorulmaz?
Yaşam aşktan üstündür. Aşk yaşamın bir parçasıdır. Yaşarken severiz. Severek ve acı çekerek yaşarız. Acı çekmek de, sevmek de yaşama aittir. Yalnız sevmeyi seçmek ve acı çekmeyi reddetmek yaşamı reddetmek demektir.
Sen kendinden sıkılsan da, kendim ettim kendim buldum dünyasıdır yaşanan. Kendin pişir kendin ye denmesi boşuna değil! Sıkıntıdan patlamayı bir yeterlilik sınavı saymak yanlış olmaz yani. Kendine yeteneyişten kaynaklanır ve bir zorunluluk durumunu anlatır. Güzel güzel geçinilen güzel günler -unutulmamış da olsa- geride kalmıştır artık. Kötü, yaşlı ve huysux bir koca gibidir sıkıntıdan patlamak. Övgüsü sövgülüdür. Eli ağırdır, -severken de, döverken de.
Ölüm ruhumuzu ne hale getiriyor kim bilir? Onu ne hale sokuyor? Ondan aldığı ya da ona verdiği nedir? Onu nereye koyuyor? Etten gözler veriyor mu ona arada sırada ,dünyaya bakması ve de ağlaması için?
456 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.