Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Sade
Sade
@1Merve__
Ankara
37 okur puanı
Kasım 2015 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Hitler’in iktidarda olduğu bir zaman diliminde bir lise öğretmeninin devrin hakim değerleri ile vicdanı arasındaki savrulmalarının anlatıldığı kitapta, iktidarın propagandalarının aksinde fikir beyan etmenin vatan hainliği ile eş değer olduğu faşist bir yönetim anlayışı hakimdir.
Kitabın baş karakteri olan öğretmen devrin hakim değerlerine uymayarak hakikati söylediği takdirde mesleğinin elinden gideceğini bilmesi nedeniyle bir bocalama yaşar.
Kitap okunduğunda fikir ve düşünce hürriyetinin ne kadar değerli olduğu, insan haklarına saygılı devletin ve insan onuruna yaraşır yaşamın bir hak olduğu ve elde edilmesi için mücadeleye değer olduğu insanın aklına geliyor.
Amerikalı bir doktorun Avustralya’ya taşınmaya karar vermesi akabinde Avustralya yerlileri Aborijinler ile yolları kesiştikten sonra yaşadığı aydınlanma dolu sürecin anlatıldığı kitapta, ilkel olduğunu düşündüğümüz, doğa ile iç içe yaşayan insanların ne kadar yüksek bir bilinç düzeyine sahip oldukları anlatılıyor. Gerçekten, teknolojiden ve aşina olduğumuz modern yaşamdan uzakta ülkenin en elverişsiz yerlerinde doğayla Bir olarak, onun sundukları ile yaşamlarına devam eden ve ona sevgi ve saygısını gösteren Aborijinlerin, bizlerin sahip olduğumuzu zannettiğimiz değerler sisteminden çok daha yüksek bir seviyede değer sistemine sahip oldukları anlaşılıyor. Aborijinlerin, her şeyin, bütünün bir parçası olduğuna dair varlıkta birlik inancı, vahdet-i vücûd anlayışı, kitabın etkileyici olmasını sağlayan unsurlardandı, kitabı bitirdiğinizde gerçekten insan mıyız yoksa doğa ile yabancılaşmış birer mutant mıyız diye kendinize soruyorsunuz.
Selçuklu sultanı Melikşah’ın, devlet ileri gelenlerine, devlet yönetimine dair eser yazılması talimatı vermesi üzerine Nizamü’l-Mülk tarafından yazılan eser, Melikşah’ın en beğendiği eser olmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Nizamü’l-Mülk, 51 başlık altında padişahın yönetim şeklinin nasıl olması gerektiğine dair hususlara değinmiş ve her başlıkta tarihten örneklere ve hadislere de yer vermiştir. Ancak tarihten verdiği örnekler ve dayandığı hadislerin büyük bir bölümü sahih değildir. Dolayısıyla mutlaka döneme ilişkin ayrıca araştırma yapılmalı ve kaynak olarak bu kitap alınmamalıdır.
“Küfr ile belki amma zulm ile paydar kalmaz memleket” gibi bir sözün yer aldığı ve adaletin önemine de değinen kitap, “adil padişahların siyasetini konusu kılan kitap cehennemi ikaz, cenneti işaret eder” gibi iddialı bir cümle ile bitiyor ve cennete ulaşmanın yolu sanki yazarın tavsiyelerini uygulamak ile mümkün olduğu belirtiliyor. Evet, okunması gerekli önemli bir eser ama günümüzde ve bence kendi çağında da adalete verdiği önem haricinde, uygulanabilecek tavsiye sayısı oldukça sınırlı. Örneğin yazar kendisinden asırlar önce yaşamış dünyanın ilk kadın hükümdarı Tomris Hatun’dan muhtemelen haberdar değil ki kadınların devlet işlerine asla karıştırılmaması gerektiğine dair tavsiyelerde bulunmuş. Elbette kitabı yazıldığı çağa göre değerlendirmek lazım ancak yazıldığı dönemde dahi nesnel ve sağlam gerekçelerle temellendirilmiş bir eser olmaktan uzak kalmış bana göre.
Okur Takip Önerileri
MÖ 6. yüzyılda doğduğu tahmin edilen Sun Zi'nin, Çin'in savaşan beylikler döneminde (MÖ 403 - MÖ 221 yıllarında) savaş stratejileri üzerine yazdığı eseri,
günümüzde hala çokça tartışılmakta ve yorumlanmaktadır.
Yazıldığı dönemdeki savaşların genellikle iki ordunun karşı karşıya geldiği arazi savaşları olduğu hususu göz önüne alındığında kuşkusuz döneminin savaş yapısına uygun tavsiyeler barındırmaktadır. Ancak hükümdar ve ordu komutanının hangi niteliklere sahip olması gerektiği ve askerleri ile arasındaki ilişkinin ne şekilde olması gerektiğine ilişkin tavsiyeleri günümüze uyarlanabilecek ve devlet yöneticileri tarafından dikkate alınabilecek nitelikte.
Savaşın bir sanat olup olmadığı elbette tartışılabilir ancak yazıldığı dönem göz önüne alındığında günümüze ulaşan bu kitap mutlaka okunması gereken klasikler arasındadır.
·
Puan vermedi
Yozlaşmış olduğunu düşündüğünüz dünyanızı uzaylı bir uygarlığın istila etmesini ister miydiniz? Çin Kültür Devriminde babası idam edilen Ye Wenjie dünya medeniyetinden ümidini kesmiştir ve uzaylı medeniyetin dünyayı istila etmesine yardım etmeye karar vermiştir.
Çin’li yazar Cixin Liu’nun 2015 yılında Hugo en iyi roman ödülünü aldığı üç ciltlik serinin ilk kitabı Üç Cisim Problemi sadece bir bilim kurgu değil felsefi ve psikolojik çıkarımları ile de çok etkileyici bir kitap. Kitapta Trisolaris denilen gezegende 3 adet güneş bulunması nedeniyle bu üç güneşin hareket modeli matematiksel olarak tahmin edilemez ve gezegende bir kaos düzeni hakimdir. Dolayısıyla kimi medeniyetler aşırı sıcaktan buharlaşıp yok olurken kimisi de donarak yok olur. Bu kaos düzeninden kaçmak isteyen Trisolaris’liler dünyanın uzaydaki konumunu tespit eder ve burayı istila etmek üzere yola çıkarlar. Yaklaşık 400 yıl sonra gezegenlerinin istila edileceğini öğrenen dünyalılar ise çeşitli siyasal ve toplumsal problemlere rağmen uzaylılara karşı koymanın yollarını ararlar.
Serinin ikinci kitabı Karanlık Orman, üçüncü kitabı ise Ölümün Sonu. Türkçe çevirisinde hatalar mevcut ancak yer yer Çin tarihinden kesitler de barındıran kitap, bilim kurgu yönüyle insanda merak uyandıran; felsefi mesajları ile de düşündüren özelliğe sahip olması dolayısıyla mutlaka okunmalı.
Kitapta Hitler dünyayı ele geçirmiştir ve üzerinden 700 yıl geçmiştir. İnsanların Hitler'i tanrı olarak kabul edip ona taptıkları bir dünya anlatılmaktadır.
Swastika, gamalı haç demektir.
*Ekstra bilgi: swastika sanskritçede iyi olmak, mutlu ve sağlıklı olmak anlamına geliyor. Ayrıca Nazilerle özdeşleşmiş olmasına rağmen gamalı haç, İslam da dahil olmak üzere birçok dinde ve kültürde kullanılmış olan bir simge. Ön Türkler'de gamalı haçın adı "oz damgasıdır" ve öbür dünyada metamorfoza uğrayarak yeniden oluşum düşüncesini içinde barındırmaktadır.
Distopya severlerin kesinlikle okuması gereken güzel bir kitap.
"Toplumun/genelin refah ve mutluluğunun, bireyin/tekin de refah ve mutluluğu anlamına geleceği biçimindeki aydınlanmacı idealin çökmesine; bu ideali cisimleştirme iddiasındaki modern devletin belli bir sınıfın tahakküm aracına dönüşmüş olmasına ve aydınlanma aklının, yerini 'tutulmuş' bir akla bırakmasına bir estetik tepki, buna denk bir ruh halidir modernizm. Modern devlet, toplum ve birey adına, şiddeti hukuk üzerinden tekelleştirmiş, bölüşümü düzenleyen devlettir de. Bu tekelleştirme, bireye, işlevi ve anlamı devlette saklı bir tahakküm olarak yansır." *
*Ceza Sömürgesi'nin bordo~siyah yayınevindeki basımının önsözünden alıntıdır.
Kafka modern devleti sorgulayan, eleştiren muhteşem bir yazardır. Yasa gerçekten insan için mi vardır yoksa devletin, meşru şiddet tekelini elinde tutarak, toplum üzerinde tahakküm kurabilmesini sağlayan bir aygıt mıdır? Yasanın önünde olmak demek ne demektir?
Genelde herkesin, özelde hukukçu adaylarının okuması gereken bir kitap.
Değişik kalitedeki androidlerle (örneğin; nexus-6 denilen en gelişmiş tipteki andy, Mc Millan Y-4 daha az gelişmiş bir tür) insanların bir arada yaşadıkları, radyoaktif serpintiden dolayı harabeye dönmüş bir dünya oluşturulmuş kitapta. Bilim-kurgu severler için iyi bir kitap. Ancak ben bilim-kurgu kitap fazla sevmememe rağmen felsefi bir altyapısı olduğunu düşünerek aldım. Beklediğim kadar yoğun bir felsefi haz alamadım. O nedenle kesinlikle okunmalı demiyorum ama yazar Philip K. Dick'in hatırına boş bir zamanda okunabilir bir kitap diye düşünüyorum.
İçerisinde
"Bir devlet adamı için telafisi mümkün olmayan tek bir şey vardır: dürüstlük! Dürüstlük, atıl ve kısırdır. İştahları ve tutkuları değerlendirmeyi bilmez" gibi cümleler barındıran bir yeraltı edebiyatı romanı.
Aşk ile işkenceyi bütünleştirerek "işkence sanatını" çok güzel betimlemiştir yazar.
İnsana "ignorance is bliss" sözünü hatırlatan, kişinin kendi selameti için gizli ilimlerle ilgili haddinden fazla şey öğrenmeye çalışmaması gerektiğini vurgulayan, korku edebiyatı içerisinde değerlendirilen, okunası, bolca mesaj içeren bir kitap.
