Swastika Geceleri Hitler ölmeden yazılan ve 700 yıl sonrasını anlatan distopik hatta feminist distopik bir eser.Yazarı oldukça cesur ve yaratıcı buldum.27.yy'da dünyada sadece Almanya ve Japonya kalmış,müthiş bir ırkçılık var,kadınlar edilgenleştirilmiş,sürüler halinde yaşıyor,tüm cinsel özelliklerinden ve güzelliklerinden soyutlanmış.Tecavüz serbest sadece kadın erkek çocuk doğurduğu sürece bir erkek onu sahiplendiğinde koluna bir kolluk takılıyor ve kız çocuğu olana kadar tecavüzden kurtuluyor.Kızı olduğunda bileklik kolundan çıkıyor. Hristiyanlar ırkçılığa uğruyor,Yahudiler büyük oranda yok edilmiş ,herkes tek bir şeye tapıyor:Hitler!O bir ilah,put,tanrı.Toplum belleksizleştirilmiş.Nazi iktidarının erkek egemen düşünceyle birleşmiş,korkunç halini okuyoruz.Olaylar üç kişi etrafında kurgulanmış Almanya'da haç görevini yapan Alfred,cahil bir Alman olan Herman ve geçmişi anlatan,umut damlalarını içinde barındıran elindeki tarihi kitabı saklayıp gelecek nesillere aktarmaya çalışan Von Hess.Kitapta kurgulanan eril ve Nazizim dolu dünya çok sarsıcı,kanım dondu okurken
,yazarın müthiş bir hayal gücü var öyle ki kitap Damızlık Kızın Öyküsüne ilham kaynağı olmuş(öyle diyorlar).1984'ten önce yazılmış(iki kitabın benzer yönleri var).Bu dehşet ütopya ve güzel kurgu biraz daha derin daha köklü anlatılsaydı keşke.Kesinlikle okunması gereken bir feminist distopya.
Katharine Burdekin, 10’dan fazla roman kaleme almasına rağmen birçok yapıtında Murray Constantine takma adını kullanmayı tercih etmiştir. Gerçek kimliğinin ortaya çıkışı ise 1980’li yılların ortalarını bulmuştur. Ütopik ve distopik kurmaca üzerine
