Yetersiz bir kitap. Bir yerlerde bir hata var. İnsanı bomboş bırakıyor. ... Muallakta kalan pek çok şey var. Netleşmemiş pek çok nokta. Her şey bir efsaneden ibaret.
Elli yıl öncesine göre tecavüzün yaygınlaşmasında muazzam bir artış vardı ve tecavüz cezaları gittikçe hafifliyordu. Von Wied’in teorisi, kadınların reddetme hakkının ve aile hayatının erkekliğe bir hakaret olduğuydu; kadınlar hayvandan farksızdı.
Elimden geldiğince ve kendi çapımda, nitelikli okur olma yolunda ilerlemeye çalışıyorum. Özellikle geçtiğimiz yıl ve bu sene hem kitap okuma grupları, hem sitede takip ettiğim okurlar ve kitap etkinlikleri sayesinde birçok iyi yazarın kaliteli kitaplarını okuma şansına eriştim. Fakat bu okumalar her ne kadar benim için çok faydalı ve edebiyat
Evet... II.Dünya savaşı sonrası almanlar galip gelmiş, naziler dünyaya egemen olmuş, sevgili(!) hitler’imiz ölmüş ama kutsal bir varlık olduğu için biz onu tanrı yapmışız, her yerde hitler marşları okutuluyor, alman değilsen hatta ve hatta erkek değilsen insan yerine konmuyorsun, ... tarih böyle süregitmiş tam 700 yıl! Bir distopya, ama tam bir
“Düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde onur da yoktur.” -Katharine Burdekin.
1896 yılında İngiltere’de doğan
Katharine Burdekin, 10’dan fazla roman kaleme almasına rağmen birçok yapıtında Murray Constantine takma adını kullanmayı tercih etmiştir. Gerçek kimliğinin ortaya çıkışı ise 1980’li yılların ortalarını bulmuştur. Ütopik ve distopik kurmaca üzerine
Selamlar!
Bugünün kitabı Katharine Burdekin'in eseri Swastika Geceleri. Yazar, yaklaşık 50 yıl boyunca "Murray Constantine" takma adını kullanmış ve 1980'lerin başında ısrarlar sonucunda adını açıklamıştır. 1937 yılında, Orwell'ın 1984'ünden tam 12 yıl önce yazıyor Burdekin Swastika Geceleri'ni. Antifeminist