Hani sonunu hiçbir zaman tam manasıyla kavrayamadığınız, yazarın hayal dünyasını ve düşüncelerini kendisi kadar iyi -tabiki- bilemeyeceğiniz için kitaba belirli bir son veremediğiniz, sonunda ufkunuzu genişletmek adına derin düşünceler içeren ve yüzünüzde hafif bir tebessüm bırakan eserler vardır ya... Puslu Kıtalar Atlası tam da böyle bir kitap.
Nasıl olduğunu anlamadan bir anda kendinizi hayal ve gerçeğin birbiriyle çakıştığı, ilmin ışığında kaybolduğunuzu zannederken sizi çok farklı bir felseyle vuran, sınırlarını zorlayan bir kitap. Kısaca... Harikaydı. Okunmaya değer.