Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Feyza Demirci
Feyza Demirci
@1feyzade
19 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitabımız ağırlıklı olarak yakın tarihte İsrail sözde devletinin kuruluşundan ve her iki tarafın haklı ve haksız bağımsızlık mücadelesini anlatıyor. Bu olayları siyasi, diplomasi ve bürokrasi açısından sebep sonuca dayalı inceliyor, ateşkes anlaşmaları ve her defasında aynı yemeğin ısıtılıp öne koyulduğu barış süreçleri, istatistiklerle mülteci sorunu, ekonomi ve maddi hasarları açıklaması ile çok sağlam bir kitap ortaya koyuluyor. Eğer "Kudüs Şuuru", "Dava Şuuru"nuzu geliştirmiş kitaplar okuduysanız artık bu işin daha teorik kısmıyla ilgilenmeniz için Filistin tarihindeki büyük olayları, Arap isyanını, intifadaları, ateşkes anlaşmalarını, bu süreçte öne çıkan kurum, kuruluş ve isimleri, bu kurum, kuruluş ve isimlere ABD ve İsrail ikilisinin nasıl baktığını ve uluslararası alanda nasıl bakıldığını, İsrail dışında Amerika, İngiltere ve Arap ülkelerinin bu meseleye bakışını daha çok siyasi yönden incelemeye başlayabilmeniz için güzel bir başlangıç kitabı olabileceğini düşünüyorum.
Evet kitap zamanda yolculuğu konu alıyor fakat kitaptaki karakterlerin bunu çok olağan olarak görmeleri ve konuşmaları mıdır nedir size fantastik bir kurgu okuyormuşsunuz gibi hissettirmiyor. Konu bakımından diğer zamanda yolculuk kurgularından farklı olsa da ne yazık ki size okuma zevki vermiyor. Eminim bunda kitabın Japonca aslını yahut aslından çevirisini okumamamızın da büyük etkisi vardır. Çünkü kitabı İngilizce çevirisinden okuyoruz:) Zamanda yolculuk yapmak için kafemizdeki malum sandalyeye oturan 4 karakterin hikayelerini okuyoruz. Karakterlere ve kitaba ancak 2 bölüm sonra bağlanabiliyorsunuz. Beni de etkilemeyi başaran 3.bölüm yani "Kız Kardeşler" bölümü oldu. Bölümler arası karakterlerin arasında bulundukları bağlam yani kafe dışında pek bağlantı yok (3. bölüm ile 4.bölüm arasındaki bağlantı hariç). Eminim bu kurguyu ilk olduğu gibi bir tiyatro sahnesinde izleseydim çok etkilenir ve unutmazdım (sahnede muhteşem olduğuna eminim) fakat bu hâliyle biraz zayıf kalıyor maalesef. Vermek istediği mesajı hangi ruh halinde okuduğunuza göre daha yoğun hissedebilirsiniz. Kurgu ve mesajı hoş okunmaya değer...
|spoiler da var|
kitapta daha katille tanıştığımız ilk yerde ve polisiye yazarıyla konuşmamızda haz etmediğini okuyunca katilin ikisinden hangisi olacağını kestiremesem de finalde bunları kullanacağını tahmin etmiştim. Nevzat komiserin veya yardımcılarının kurduğu teoriler açıkça karakterler tarafından sesli söyleniyorsa mutlaka bunlar değildir aradığımız şeyler ki dikkat başka yere çekilip finalde şaşırtılmaya çalışılsın. Gel gör ki beni pek şaşırtmadı ama kesinlikle okuması keyifliydi. En çok da Nevzat Komiserin kabusundan sonraki gün yani Ocak ayının 3. günü çok heyecanlandım. Komiserimizin ölmeyeceğini bilsem de mafyaların ve bu kadar kişinin bir günde öleceğini tahmin etmezdim. Pirana, Keto ve Musti hikâyeleriyle ve suratıma tokat gibi çarpan gerçeklikleriyle canımı yaktı. Genelde karakterler derindi zaten gerek Nazlı'nın gerek Andonis'in ama mesajları böyle didaktik vermek komedide de edebiyatta da sinemada da benim hoşuma gitmiyor. Nazlı ile mesajını verdikten sonra tekrar kullanılmamış bu da hikayesinin çarpıcılığını pasif bırakıyor. Sadece mesaj vermek için yazılmış bir karaktermiş gibi hissettirince geçmiyor duygu işte.
Özellikle İstanbul tasvirleriyle ve sizi Beyoğlu sokakları arasında yaşatabilmesiyle okuma zevki verse de, karakterlerle olaylar iyi karışabilmiş yani çatışma kısmı çok güzel işlenmiş olsa da sonu hayal kırıklığıyla biten bir kitap olarak hatırlayacağım.
