Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahsen

"Bu yaptığınız, ayıp, günah değil mi! Siz, kocaman erkekler ,bu çocuklar yüzünden kavga etmekteyken, onlar her şeyi çoktan unutmuş, mutlu bir şekilde yeniden oynamaya başlamışlar. Onlar sizden daha akıllı çıktı!"
Reklam
"Bunun sebebi çok basit, insanlar kendi emekleriyle yaşamayı bırakmış ve başkalarının emeğine haset duymaya başlamışlar. Eskiden insanlar böyle yaşamazdı. Onlar Tanrının buyurduğuna uygun yaşar, kendi paylarına düşenle yetinir, başkalanının malına göz dikmezdi."
Sayfa 148Kitabı okudu
Hayatın anlamı onun süresinde değil. Bazen çok kısa süren hayatlar uzun süren birçok hayattan daha anlamlı olabilir.
Sayfa 128Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Biliyor musun, senin hakkında bana ne diyorlar?" Hiç meraklanmadan hayır anlamında kafamı salladım. "Natal'in en güzel çocuğu olduğunu söylüyorlar. Bu da bana gurur veriyor. Sana olanlardan kaygılanma. Sonunda hayatta önemli biri olacaksın. Senin geleceğine büyük inancım var benim." Babam bana bu kadar güzel bir şey hiç söylememişti. O anı yıllarca beklemiştim. Bana çok şeye mal olmuştu, ama hiç olmamasından iyiydi. Sakin bir tavırla devam ediyordu: "İnsanın kendini bulması uzun sürer, ama sen çok gençsin, kişilik sahibisin. Kırgınlığın geçti mi?" "Ben sana hiç kırılmam."
"Merak etme, hepsi geçer. Günün birinde kafam bozulacak, yok olup gideceğim, ortadan kaybolacağım." "Bu, hiçbir șeyi çözümlemez" "Herkesin beni eleştirmesi de bir seyi çözümlemez."
Reklam
"Baba bu işte. Gününü ağır bir çalışmayla geçirdi. Çok yorgundu ama yine de bana iyi geceler dilemeye geldi. Baba bu işte."
Sayfa 134Kitabı okudu
Doğruydu. Adam'ın hakkı vardı. Kimse Tanrı'yla savaşamazdı. Afrika'nın tüm filleriyle birlikte Tarzan bile. Tanrı çok büyük bir şeydi, her zaman üstün gelirdi. Hem hayatı da çok güzel kılmıştı. Ağaçlarla, masmavi gökyüzüyle, bitip tükenmek bilmeyen ve dalgalarının üzerinde bir hamak gibi salınan denizle.
Sayfa 132Kitabı okudu
"İyi uyu çocuğum, çünkü her şeye karşın, hayat çok güzeldir."
Sayfa 121Kitabı okudu
Ama Şüş, sen daha küçük bir çocuksun, On iki yaşında bile değilsin. Neden böyle şeyler düşünüyorsun?" "Çünkü ben mutsuz bir çocuğum. Herkes vaktini yediğim yemeği hak etmediğimi söylemekle geçiriyor. Bir Kazlderili, yabanıl bir Pinagé olduğumu söylemekle geçiriyor. Hiçbir işe yaramadığımı söylemekle geçiriyor."
"İnsanları sevmekten pek hoşlanmıyorum da. Sevdim mi de, ölmelerinden korkuyorum. "Sevdiklerinden çok ölen oldu mu?" "Çok değil, hayır. Yalnızca bana sevgisiz hayatın beş para etmediğini öğreten bir adam."
Reklam
Ellerimi tuttu ve ciddi ciddi sordu: "Peki ama neden bu kadar çok baba istiyorsun? Seninki, senin mutlu olmandan başka şey istemeyen iyi bir adam, Şüş.." "Belki. Ama beni büyük insan sayan bir baba isterdim. Bana armağan verdiğinde, bunu hak etmediğimi söylemeyen biri. Bir Kızlderili kadının oğlu olduğumu unutan biri. Bir.."
Acı çekmek bayılana dek dayak yemek degildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baștan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir șeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Hayatın şefkatli yanını bana sen öğrettin, sevgili Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor.
Sayfa 183Kitabı okudu
"Kestiler bile baba, bir haftadan fazla oldu, şeker portakalı fidanımı kestiler."
Sayfa 182Kitabı okudu
Kimi insanların ölmesi ne kolaydı. Lanet bir trenin gelmesi yetiyordu. Benimse gökyüzüne gitmem ne kadar zordu. Gitmeyeyim diye herkes bacaklarıma yapışmıştı.
Sayfa 171Kitabı okudu
386 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.