Acı çekmek bayılana dek dayak yemek degildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede
dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baștan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir șeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.