Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurseda Yüksel

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Dışarda tipi var içerde hastalar ve sen tek doktorsun
Rus klasiklerine bayılıyorum. Soğuk bir kış günü, paltolar, tipi, yolda kalan insanlar... Bunda ekstra olarak hastalık öyküleri de genç bir doktorun gözünden kaleme alınmış. Bir hemşire olduğumdan kullanılan tıbbi terimlerde ve hastalık öykülerinde herhangi bir anlama sıkıntısı çekmedim. Dahası beni daha çok içine çekmeyi başardı. Her bir bölümde aralarda duraksamadan bir çırpıda okuyup bölüm sonuna ulaşmakta ısrar ettim. Mihail Bulgakov'un eserlerinden birini daha önce hiç okuma fırsatı bulmamıştım. Bende olumlu bir etki bıraktı bu kitabı. Çoğunlukla diyaloglardan oluşuyor ve isminde geçtiği gibi anılarını bize aktarıyor. Okurken genç doktorun hissettiği o gergin anları siz de hissediyorsunuz. Ne diyebilirim ben beğendim. Okuyacaklara tavsiye ederim. İşte olmadığım bir günde okumaya başlasaydım eminim bundan daha hızlı bitirmiş olurdum. Herkese iyi okumalar dilerim.
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,8bin okunma
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aşk desen değil hayatın gerçek tokadı gibi
Sayfaların bir tane atlanarak okunuyor olması olayını öğrendiğimde ilgi çekici bulmuştum. Ardından bir de iki farklı kişinin yazdığı günlükler olduğunu da duyunca iyice merak ettim. Bazıları tek seferde sıra sıra okumuş fakat ben önce Ekmel Beyin defterini okudum. Devamında başa sarıp diğer bölümüne geçtim. Benim için farklı bir okuma deneyimi oldu. Kitabın adına neden Suzan defter dendiğini bitirdiğimde anladım. Suzan karakteri her iki tarafında da konuştuğu kişi olarak sanki üçüncü şahıs gibi görünen ama onun üzerinden anlatılan hikayelerin de başında geliyor. Ben yine de bir kez de olsa bu olayları Suzan'dan dinlemek isterdim. Derya ile Ekmel Beyin konuşmalarının her iki günlükte de bazı tutarsızlıkları var. Acaba hangi taraf doğrudur diye düşünüyordum. Fark ettim ki olaylar değişik şekilde yorumlanıyor. Biri gidiyor, tekrar gelirim; biri o gitti, artık ölüm var. Bunun gibi şeyler... Derya hakkında da üzüldüğüm noktalar bulundu keşke abisi onu daha iyi anlamaya çalışsaydı diyorum. Koskoca dünyada bu kadar yalnız kaldıktan sonra. Ekmel Beyin yaşadıklarının da insana acı veren yanları olmuştu. Defter bitince öleceğim diyordu. Kendi sonunu yazarken hiç korkmadı.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213bin okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Doğru strateji, cesaret, kadınlar ve katiller
Her bölümün sonunda heyecanın tavan yaptığı ve gerilimin yükseldiği, katili arama yolunda sizi karakterler arasında kuşkulara düşürecek ve sonunu öğrenebilmek için çabucak okuyabileceğiz bir polisiye romanı. Bu platformda dolaşırken birkaç defa denk gelmem ardından takip ettiğim sıkı okurlar tarafından da okunması nedeniyle yazarın dünyasını keşfetmeye karar vermiştim. Beklentilerimi büyük ölçüde karşıladığını söyleyebilirim. Tarihte yaşanan Truva olayına göndermesi aynı zamanda Yunan mitolojisine değinmesi de hoştu. Sadece son kısımda katil kolay yem gibi geldi gözüme. Sanki biraz daha zorlamalıydı. Zeki, arkasında iz bırakma konusunda uzman ve karşısındaki potansiyelin farkındaydı. Dedektif Moore'un Dr. Cornell'e karşı davranış biçimi, yumuşak kalpli ve nezaketi de çok tatlıydı. Güçlü bir kadının hayata karşı mücadelesi her ne kadar cesurca olsa bile, bu durumda olan ne kadar çok kadın olduğunu bilmek insanı yaralıyor. Katledilenlerin, kırılgan hale getirilenlerin dünyaya güvenme duygusunu tekrar kazanabilmesi; belki de en zoru budur.
Cerrah
CerrahTess Gerritsen · Doğan Kitap · 201813,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
256 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Deniz Feneri'ne Ulaşmak
Okuması epey bir vaktimi alan, düşüncelerin gücü ile okuru derin anlamlara çeken ve tüm bunları anlamlandırma, kişileri-kişilikleri birbirinden ayırma konusunda başta zihnimi yoran Virginia Woolf'un kendi tarzıyla okuduğum bu kitap; onun ikinci eseriydi. Yazar bizi savaş dönemi, kadınlar, sanat, politika ve daha birkaç bu tarz konuda dolaştırıyor. Her karakterde farklı ilkelere bağlılığın izlerini görebiliyoruz. Eğer bir olay olsun onu takip edeyim diyorsanız. Bu kitap o tarzda yazılmış bir şey değil, okurken uzun cümlelere alışmalısınız. Karakterler hakkında söylemek istediklerim de vardı fakat şuan incelemeyi bitirip daha sonra ekleyeceğim. Bütüne baktığımızda sizi birkaç kişinin beyninde gezintiye çıkmış hissi verecek bir eserdir. Keyifli okumalar...
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · Olimpos Yayınları · 20205,9bin okunma
352 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ordan bir kilo siyanür, bir kilo da arsenik sar ablama
Zehirlere ve kimya alanına ilgi duyan on bir yaşında bir çocuk ve bahçelerinde salatalıkların içinde ölen bir adam... Flevia macera kovalamayı bir ceset gördüğünde korkmaktan çok nedenini araştıracak kadar seviyor. Ablaları için ise aynı durum geçerli değil. Birisi makyaj ve piano ile ilgiliyken diğeri başını kitaplardan kaldırmıyor. Babası ile ilgili ilişkilerine bakarsak kitabın başlarında Flevia ve arasındaki uçurumun pullar ve Harriet olduğunu söyleyebiliriz. Kitap 1950 yılında, geçmişte kuşaktan kuşağa aktarılan bir ev olan Bursow'da geçiyor. Bu kocaman yapının üst katında Flavia'nın bir kimya laboratuvarı bile var. Kısaca konudan ve olaydan bahsettim, şimdi düşüncelerime geçeyim. İngiliz kraliyet ailesi hakkında biraz bilgi sahibi olmak kitabı anlamayı kolaylaştırabilir, yer yer kraliyet soyundan bahsediliyor. Flavia'nın anlatımından olayları dinliyoruz, kendisi biraz dalgaya vurmayı seviyor. Düştüğü zor durumlarda bile bu kadar saçmalaması açıkçası beni o ortamın ciddiyetinden çıkardı. Tamam alaycı tavrı, ablalarına sallaması komik olabilir fakat ben sıkıntılı olaylar yaşadığında da o yerin zamanın içinde kalabilmek isterdim. On bir yaşında bir çocuğa göre fazla akıllı, pratik ve aynı zamanda dirençli. Dedektifi bile şaşırtıyor bu konuda. Kitabın sonu hakkında birkaç tahminim vardı, azıcık ucundan kenarından tutturabildim. Polisiye kitaplar için bu detayın önemli olduğunu düşünüyorum. Okurken bana keyifli zamanlar kattı, eğlendim de. Kitaptan beklentim çok yüksek değildi bu yüzden de sevdim diyebilirim.
Turtanın En Tatlı Yeri
Turtanın En Tatlı YeriAlan Bradley · Pegasus Yayınları · 2016147 okunma
Reklam
367 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Mephisto ile kötülüğe doğru
Goethe'nin yaklaşık olarak 60 yılda tamamladığı -hayatını adamak bu demek olsa gerek- bu kitap, bir bilim adamı olan Faust'u Mephisto'nun (şeytanın) gençliği vadederek ruhunu satmasını konu alıyor. Kitap birbiri ile zamansız okunabilecek iki bölümden oluşuyor. Faust hayatı boyunca kendini işine adamış ve dünyanın geçici zevklerinden mahrum olarak yaşamına devam etmiştir ta ki Mephisto'nun,Tanrı ile "Ben bunu yoldan çıkaracağım" anlaşmasına kadar. Bundan sonra konuşmalarda da fark edebileceksiniz, bazı bölümlerde şeytan bile Faust'u yapacağı işlerden geri çekiyor. Davranışları konusunda şeytandan daha abartılı davranmaya başlayan Faust bize bazı gerçekleri gösteriyor. İnsanın sahip olmak istediği gençlik, güç ve aşk üçlüsü acaba Faust'u tatmin etmeye yetecek mi? Okurken kendinizi sorguluyorsunuz, tüm bunlar ruhunuzu satmaya değer midir? Her ne kadar okurken Faust'a kızmış olsam da beni derinden düşündürdü. Sizce sonunda kim kazandı? Şeytan mı, Faust mu?
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · İlgi Kültür Sanat Yayıncılık · 201813,7bin okunma
202 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gatsby İle Hayata Doğru
1920'lerde büyük zengin bir evin partisindeyiz. Burda her şey var; yiyecek, içki, dans, eğlence... Tekrar ve tekrar bu partilere katılmaktan herkes memnun. Hatta davetsiz misafirler bile yani gelenlerin çoğunluğu. Diğerleri ise beni başkasının daveti ile bu partide bulunuyorlar. Partinin sahibi olan bey ile yakından ilgilenen ve onu gerçek anlamda bilen yok. Parti için teşekkür bile etmeye tenezzül etmiyorlar. Gatsby hakkında herkes bir dedikodu tutturmuş, "Aman bu adam Oxfordluymuş; savaşta askerlik yapmış, rütbesi varmış." Hatta gözlerinden bir katil olduğunu çıkaranlar bile var. Anlatıcımız Nick bu dilden dile dolaşan destansı partilerin yapıldığı evin yanındaki ucuz kirası olan bir evde yaşıyor. Ne tezat ki Gatsby denen adam Nick'e partiye gelmesi için bir davetiye yolluyor. Böylece bağlantısız gibi görünen bu durumun ardından olaylar gerçekleşiyor. Ha bir de Nick'in kuzeni Daisy ve onun kocası Tom var ki onları sevmek şöyle dursun aynı ortamda bulunmak istemeyeceğim karakterler. Özellikle Tom. Zengin-fakir ayrımı, Renk ayrımı gibi toplumu bölen, yozlaştıran düşünceler kitaba hakim. Özellikle zenginlik üzerine çok durulmuş. Zenginsen eğer sevdiğin kadınla beraber <mutlu> olabilirsin. Tom ve Daisy' ye bakılınca bu yargıya varabilir miyim bilemem ya da belki Wilson ve karısı Myrtle. Hiç de adil değil. Hem kitabın böyle dramatik olduğunu bilmeden okudum ben. Yine de güzel bir deneyimdim. Filmini de mutlaka izleyeceğim.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Artemis Yayınları · 201721bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
25 Beyaz 5 Kırmızı
1800'lü yıllarda Fransa'nın toplumsal hayatını ahlaki yapısını ve aslında bu ahlakın bazı insanlara ne kadar acımasızca davrandığını görüyoruz. Toplumdan dışlanmış olan bir bölüme mensup Kamelyalı Kadın'ın aşkı için istediği hayatı yaşamak istemesi ama bundan bir türlü sıyrılamaması, üzerinde kalan o ismin peşini bırakmaması... Toplumun o kesime nasıl da genel bir yargıyla yaklaştığını görüyoruz. Zorunluluklar ve aşk için savaş ve karşılıklı yaşanan acılar görüyoruz. Yazarın da belirttiği gerçek bir hikaye olduğunu belirtmesi insanı daha da yaralıyor. İnsanın cenazesinde tek bir kişinin bile içten olmaması kadar üzücü...
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Martı Yayınları · 201217,7bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aslında Senin Burnun Sağa Doğru Yamuk
Yeşim Uzundal
Yeşim Uzundal
'un Az Okunan Şahane Kitaplar videosunda gördüğüm bu kitap, konusu itibariyle çok ilgimi çekti. Ben de hemen bu kitabı edinmeliyim dedim vee okudum bile. Öncelikle kitabı bulmama yardım eden
Yeşim Uzundal
Yeşim Uzundal
'a teşekkür etmek istiyorum. Yazarın üzerinde durduğu tema insanın varoluşu ve kimliği ile ilgili. Baş karakterimiz Moscarda, babasından kalan mesleği -bankacılık- yapıyor ve o gün gelene kadar herkesin deyimiyle aklı başında bir adam. O gün ne mi oluyor? Karısı pat diye "Senin burnun sağa doğru yamuk." diyor. Moscarda bu cümleyle beraber hayatını tümden değiştirecek bir şekilde düşünmeye başlıyor. O zamana kadar fark etmediği bu özelliği dışında acaba kendisini farklı gören kaç kişi daha var? Karısına göre başka biriyken iş arkadaşlarına göre başka biri olduğunu, çevrede yaşayan diğer insanlara göre de daha farklı biri olduğunu keşfediyor. Acaba kaç tane Moscarda var? Kaç tane benden var? Kendini yeniden bulabilmek için parçalara ayırıyordur. Sizin de anlayacağınız gibi kişilik bölünmesi yaşıyordur Moscarda. Anlatımı karmaşık değil, birçok ara başlıkları var böylece hangi konuda anlatıldığını daha iyi görebiliyorsunuz. Okuyucu ile konuşan ona derdini anlatmaya çalışan bir karakter Moscarda. Bu yüzden dostunuzdan derdini dinler gibi okuyorsunuz. Hafif mizahi bir yönü de var ama tabi bu karakterimizi sıkıntıya düşürüyor. Ben çok sevdim Moscarda'ı. Sayfaların içinde karakterin içinde kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz. Belki sizin de bir parçanız Moscarda'dır. İyi okumalar.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Zeplin Kitap · 20194,086 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Asklepios'a bir horoz borçluyuz Kriton
Felsefi kitaplar nedense benim ruh halimi çok etkiliyor, öyle ki çevremdekiler bile "Ne oldu sana?" diye düşünüyorlar. Düşününce yani gerçekten düşününce sanki dünya canlanmış, benimle beraber nefes alıyor gibi farkındalığım yükseliyor. Çevreme bir bakıyorum ve "Neler oluyor?" anlamaya çalışıyorum sanki daha öncesinde hayatta değilmişim, hiç anlamamışım. Böyle kısaca bir giriş olsun istedim. Kendimi anlayabilmek için geriye baktığımda tekrar okurum. Sokrates arkadaşlarını nasıl da ikna ediyor, ben de arkalarından küçük öğrenci gibi okuyorum, anlamıyorum ve tekrar okuyorum, anlamaya en yakın olabileceğim noktaya kadar. En azından ben öyle düşünüyorum. Zihnim açılıyor, sonra "Vay be!" diyorum, "Çok haklı, evet." Bir konuyu açıklamak için ilk önce anlaşılır, basit parçalardan başlıyor ve sonra bu parçaları birleştirip bir kanıya varıyor. Ölüm konusu üzerinde konuşulacak pek çok şey olabilir. Özellikle kitabın son bölümü, ruh hakkında Phaidon ile konuşması benim için çok etkileyiciydi. Euthyphron ile dindarlık üzerine, Kriton ile yapılması gerekenler hakkında diyologları ve tabiki Sokrates'in savunması kısmı kitabın diğer bölümlerini oluşturuyor. Benim için farklı bir deneyim oldu diyebilirim. Kitabın yarattığı ortam kendimi Sokrates'in öğrencisi gibi hissettirdi. Üzüldüm onun için aslında hayır üzülmemeliyim. Çünkü onun için bu anlamsız olurdu.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202053bin okunma
Reklam
566 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Hector Flores çimleri biçerken...
Her ince detayın zekice kurgulandığı bu kitaba bayıldım. Konusu itibariyle de benim ilgimi çekmeyi başardı. Kendi düğününde kafası kesilen bir gelin, herkesin katilin o olduğunu bildiği Meksikalı bahçıvan. Peki her şey bu kadar barizken ipuçları nasıl polislere neden yardım edemiyor? Neyse ki bulmaca dehası zeki Dedektif Gurney, bu vakaya -bir önceki kitaptaki yaşadığı riski görmezden gelerek- kendini kaptırıyor. Ve olaylar... Sonunu o kadar merak ederek okudum ki, çünkü başta küçük bir tahminim vardı ve "Acaba ne olacak?" diye ben de kendimi kaptırdım. Evet tahminim doğru çıktı. Yine de konusu derin olduğu için her detayı öğrenmek istedim ve aklımda çok fazla soru işareti vardı. Olayın aslını öğrendikçe daha da şaşırdım, bu kadar da olmaz dedim. Çok keyifli bir okumaydı. Eğer kafa karışıklığı yaşamak ve bulmacaya kapılmak istiyorsanız okuyun.
Gözlerini Sımsıkı Kapat
Gözlerini Sımsıkı KapatJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 201214,8bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ve Big Ben Çalar
Karakterlerin zihnindeymiş gibi hissettiren, onların iç dünyalarının bize açıldığı bu kitap daha önceden bilmediğim bir teknik olan "bilinç akışı tekniği" kullanılarak yazılmış. İlk bu tekniği duyduğum kitap Mrs. Dalloway olduğu için biraz araştırdım ve gerçekten okurken ki o his hoşuma gitti. Olayların büyük bir kısmı kitaba ismini
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · İletişim Yayınları · 20214,610 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Raphael daha çok konuşsun!
Raphael her şeyini bir yana bırakıp, - bir yana: ailesine bütün malı mülkünü vermiş- dünyayı gezmiş görmüş. Gezen daha çok bilir misali gördüğü şeylerden kendine kattığı bilgilerle adeta bir filozof olmuş. Gezdiği ülkelerde devletlerin yapılarını, halkın yönetim biçimlerini incelemiş konuşmasının çoğunda haklı olduğunu düşündüğüm anlatıcı. Ütopya öyle bir yerdir ki tüm vatandaşları halinden memnun, gelecek kaygıları yok ve yararlı işlerle meşguldür. Halkın yaptığı işlerin çoğunluğu Ütopya'nın yararınadır. Cezalar bile insanı daha iyi bir yola koymak için ve Ütopya'nın geleceği için çalışmak üzerine kuruludur. Bu nerdeyse kusursuz işleyen sistem hakkında Raphael'i dinliyoruz ve "Acaba bunu nasıl çözüme kavuşturuyorlar? Peki bunun için nasıl bir yol izliyorlar öyleyse?" diyerek kendimizi bu sistemi sorgularken buluyoruz. Ütopya hakkında beğendiğim çok kısım oldu ama inanamıyorum "Nasıl bu kadar düzenli işler? İnsanlar gerçekten bu kadar yükseğe çıkabilir mi? Bu Ütopya gerçekleştirebilir mi hedef midir? Yoksa sadece zihinde yaşayacak bir yer midir? Her şey o kadar düzgün ki. Saatin içinde dönen çarklar ve dişliler gibi. İzlemek -hayal etmek- keyif verici. Ne desem bilemiyorum. Benim için hoş bir deneyim oldu. Kısa bir süreliğine farklı bi dünyaya baktım.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Oscar Yayınları · 020,5bin okunma
365 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Sol Serçe Parmağı Koleksiyoncusu
Bu kitabı bilerek satın almadım ve bilinçli seçmedim. İndirimde uygun bi fiyatla karşılaşınca dedim polisiye her türlü okurum alayım. Hem sıkıldığım dönemlerde okurum diye beklentisiz edindim. Şuan aldığıma hiç pişman değilim onu belirteyim. 3 ya da 4 defa ters köşe yaptı. Çok büyük heyecanla okudum. Hassas konulardan da bahsediyor ki bu insanı okurken duygulandırıyor. Küçük bir kizin cinayeti araştırılıyor. Sanırım bu kitabın öncesi için başka bi kitap daha varmış. Bundan haberim yoktu. Yine de eksikliğini çok hissetmedim. Çok yalın bir dil kullanılmış. Belki içinden alıntılayacak süslü cümleler yok ama özellikle son kısımların karakterle beraber heyecanını, gerilimini hissettim. Aslında tek günde de bitirebilirmişim. Eğer vize sınavlarıma vakit ayırmasaydım. Buraya kadar geldiysen teşekkür ediyorum. Sağlıklı günler...
Öldürmek İçin Mükemmel Bir Gün
Öldürmek İçin Mükemmel Bir GünMario Mazzanti · Sonsuz Kitap · 20161,947 okunma
312 syf.
6/10 puan verdi
·
39 günde okudu
O halde cehenneme kaday yolun vay!
Nasıl bir yorum yaparım bilmiyorum. Edgar Allan Poe'nun Kızıl Ölümün Maskesi kitabını okumuştum ve bana farklı gelmişti aynı zamanda hoşuma gitmişti. Bu kitabı da ona güvenerek aldım. Karşıma daha çok korku, gizem türünde öyküler çıkacağını düşünmüştüm. Bu kitapta "Eşya Felsefesi" adında bir öykü bile var ve gerçekten eşyalar hakkında yorumlar yapılıyor. Aynı zamanda ölüm ve hipnozla ilgili iki öykü de var ve macera, keşif güncesi tarzında yazılar da mevcut. Felsefik konuşmalardan ibaret olan birkaç öykü de var. O kısımların bazılarını anlamakta zorlandım. Valla bilemedim benim beklediğim kısım evet vardı da ilgilenmediğim konularda öyküler de vardı. O yüzden öykülerden hepsini beğendim diyemem ki bu yazarın öyküleri beni beğenmekten çok şaşkınlık, hayalgücü fırtınası ve ilgi çekicilik yönünden etkiliyor. Okurken sıkıldığım öyküler kitabı daha geç bitirmeme sebep oldu. Son öykü beklediğim gibi konularda olmasa da beni uzaklara götürdü ve biraz da maceraya katılmış olduk diyelim. Daha fazla yorum yapamam çünkü öykülerin hepsini detaylı bilgi verecek kadar anlamadım ve açıkçası tam hatırlamıyorum. Uzun sürede bitmeyen bi kitap daha oldu. Neyse umarım herkes iyidir. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyorum.
Tuhaflık Meleği
Tuhaflık MeleğiEdgar Allan Poe · Ren Kitap · 2019340 okunma
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.