Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başak

Reklam
Geçmiş yıllarda sigara ve abur cubur firmalarına insan sağlığına zarar verdikleri gerekçesiyle pek çok dava açıldı ve bu firmalara karşı pek çok makale yazıldı. Firmalar ise bu iddiaları kabul ettiklerinde maddi olarak zarara uğrayacaklarını bildikleri için farklı yollar izlediler. Bünyesinde bulunan bilim insanlarından, bu ürünlerin zararlı olmadığını açıklayabilmek için araştırmalar yapmalarını istediler. Firma sahipleri için en sevindirici gelişme ise gen çalışmalarından geldi. İnsanların hastalıklarının genetik kodlara göre değiştiğini öğrenen firma sahipleri, kendilerine dava açan kişilerden kan almaya başladılar. Kan aldıktan sonra genetik incelemeler yaptırarak bu kişilerin hastalıklara yatkınlığı üzerine bilgiler edinmeye çalıştılar. Buldukları bilgileri ise davalarda kullandılar.
Buradan tüm şecereleri çıkartırız artık:))
Besinlerde yer alan enzimler ve kimyasalların yanı sıra yaşantıların yarattığı duygu ve düşünce birikimleri de genetiğimizde değişiklikler yaratabilir. Çocukluk dönemindeki güven yaşantıları, maruz kalınan zorbalık, stres, öfke ve uzun süren hüzün dönemleri genetiğimizde olumsuz değişikliklere neden olur. Tam tersi şekilde mutluluk veren olaylar, haz, heyecan gibi duygular da genetikte olumlu değişikler meydana getirir. Bu değişimler kemiklerimize dahi etki edebilir. Genetik yapıdaki olumlu ve olumsuz değişiklikler nedeniyle daha sağlıklı veya daha kırılgan kemiklere sahip olabiliriz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendini iyi tanırsan şimdiyi o kadar iyi yönetirsin..
Duygularınızı yaşayın, gözlemleyin ve hayatınıza devam edin. Psikologlar duygusal tepkiler ile duyguların kendisini ayırırlar. Bu noktada insanları yanlış yöne iten duygusal tepkilerdir. Bunu unutmamak gerekir. Bu tür durumlarda birey kendisi de ne yaptığını bilemeden seçimler yapar, akıştan kopar ve gerçeklikten uzaklaşır. Bu durum geçmiş veya gelecekte yaşamak olarak ortaya çıkar.
Acıyla yaşamak bir seçimdir. Pek çok kişi endişelerle, negatif duygularla ve mutsuzlukla yaşamayı seçer. Bu durumda ruhsal olarak da huzur bulamazlar. Budizm’e göre mutluluğu seçmemiz ve bunun için de cahillik, bağlılık ve memnuniyetsizlikten uzak durmamız gerekir. Bu üç durumu zehir olarak adlandıran Budizm bunların birbiri ile ilişkili olduğunu savunur.
Reklam
Wright duygularımızın bizim için çok önemli olduklarını ifade eder. Duygularımızın bizi yönlendirdiğini de ifade eden yazar aynı zamanda duyguların bazen bizim yanılgımız da olabileceğini söyler. Bu noktada bazen duygular bizi yanlış bir yöne götürür diyebiliriz. Duygularımız objektif gerçeklikle örtüşmediğinde bizi farklı bir evrene götürecektir. Beynimiz de duygularımızın etkisi altına girdiğinde bu evrende yaşamaya başlar.
Herkesin kendi içinde bir sesi vardır. Bu iç ses bireylerin kimliğinin sesidir de diyebiliriz.
Twitter (X) degil mi bu ya
Psikolojik kitleye dahil bireyler artık eylemlerinin farkında değildir. Kitlelerin coşkunluğu, hipnotize olmaktan daha şiddetli ve engel tanımaz bir durum arz eder. Bireyler artık kendisi olmadığı gibi, iradesinin rehberliğini de kaybettiği için bir tür otomata dönüşür. Diğer taraftan yalnızca organize kitleye dahil olan biri, medeniyet basamaklarından birkaç derece aşağı iner. Bu kişi belki kendi başına kültürlü biridir ama bir kitleye mensup olduktan sonra adeta bir barbara dönüşür. Artık ilkel varlıklardaki gibi içinden geldiği gibi davranma, vahşilik ve coşkunluk adı altında davranışlar gösterir. Kitlenin parçası olan birey, sahildeki bir kum tanesi gibidir. Rüzgar onu dilediği gibi savurur.
gemide çalıştığı dönem gördüğü adaletsizlik kaderi olmuş…
Abraham Lincoln’ün cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, köleliği yoğun olduğu Güney Karolina ve yedi güney eyaleti, 1861 yılında kuzeyden ayrılarak Güney Amerika Federatif Devleti’ni kurar. Güneyliler ile savaşa girişir ve 1863 yılında köleler hürriyetlerine kavuşur. 1865 yılında da zenciler eşit vatandaşlık haklarına sahip olurlar. Bunun kutlamak için tiyatroya gittiği bir gün, John Wilkes adındaki bir sanatçının kendisine ateş açması sonucu ölür. Abraham Lincoln, köleliği kaldıran cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmiştir. Beş dolarlık banknotların ve beş sentlik madeni paraların üstünde onun fotoğrafı bulunmaktadır.
Reklam
Sağır olmasına rağmen 9. Senfoni’yi besteler ve orkestrayı yönetmeye kalkar. Görevliler, çalgı ekibine Beethoven’ı ciddiye almamalarını ve yanındaki şefe uymalarını söyler; fakat Beethoven’ın yönettiği ekip konser sonunda dinleyicilerden büyük alkış alır. 26 Mart 1827 tarihinde vefat eden Beethoven, ardında büyük eserler bırakır.
Sizden her biri birbirine eşit uzaklıkta olan dört ağaç dikmenizi istiyorum. Yüksek olasılıkla tüm ağaçları yan yana diktiniz ve bu yolun doğru olmadığını gördünüz. Daha sonra aynı düzlem zorunluluğu olmadığını fark edip iki ağacı diğer iki ağacın üstüne/altına dikip kare şeklini aldırarak doğru cevabı vermiş oldunuz. Soruyu çözmenizi sabote edip engelleyen kişi yalnızca sizdiniz. Kendiniz önünüze kısıtlamalar koyup çözmenizi engellediniz. Bu hayatta sık sık karşımıza çıkan bir durumdur. Bunun bilincinde olup adımlarınızı kendinizi sınırlandırmadan atarsanız, aslında bu konuda ne kadar özgür olabildiğinizi keşfedeceksiniz. Bunların size getirileri elbette ki olacak.
Yaratıcı beyin, alışılmadık benzerlikleri görebilen beyindir.’’ diyor J. Bronowski.
“Shakespeare’in son yıllarında yazdıkları oyunlar yazarın kendi yaşamında arayıp da bulamadığı nitelelikleri gerçekmiş gibi gösterir. Bu nitelikler saflık, merhamet, masumiyet, kusursuz aşk, fedakarlık, ruh huzuru ve mutlak mutluluktur. Bu nitelikler genellikle genç kahramanlara özgüdür; yazar bunları hayatında tanıdığı en aykırı kalabalıkla çevrelemektedir.”
Sayfa 6
haha çok iyi
Napolyon’a sormuşlar: “Savaşlarda niye kendinizi tehlikeye atıyorsunuz? Vatanseverlik,güç, ün ya da servet için mi?” Napolyon’un buna yanıtı şu olmuş: “hiçbiri değil. Aşık olduğum bütün güzel kadınları elde etmek için.” Zorba’nın bu oyundaki amacı da budur.
Sayfa 4 - Türkiye iş bankası kültür yayınları
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.