Her kitap bir insanın aynasıdır. Anlayışı ile kitaplara yaklaşan birisiyim. Kitaplar insanlık tarihinin vazgeçilmez bir mihenk taşıdır. İnsan var oldukça her zaman kitaplar da olacaktır.
Azrailden korkmayıp karısından korkup çekinen Deli Dumrula selam olsun. Halk Edebiyatı dersinde okuyup incelediğimiz bir kitaptı zaten Türkçe öğretmeni olan her kişinin evinde bulunması gereken bir kitap. Türkolojiye katkısına değinmiyorumbile burada anlatmaya yetmez.
Zamanında yaşamış Türk Beylerinin hayatlarını menkıbeler şeklinde anlatılmış olan bu eser asıl kaynağı sözlü sonradan yazıya geçirilmiş. Tabii böyle olunca menkıbeler arasında inanılması çok güç filmlerdebile yaşanmayacak olaylar anlatılmış Ben olayı burada anlatıp çok uzatmak istemiyorum ama meraklısı için Bamsı Beyrek'in hikayesini okuyup görebilir .
Üniversitede hocamızın benden bu kitabı sunmamı istediği için okumuştum. Hocamızla beraber sınıfta bu kitabı incelenmiştik. Kemal Tahir kurtuluş savaşının hep perde arkasını ele almış birisidir. Görünmeyenin fark edilmeyenin ortaya çıkmasını sağlamıştır. 1950 sonrası Türk Edebiyatının önemli ismidir.
Romanda Kamil Bey adında paşa oğlunun milli mücadele için verdiği çabayı ve sevdikleri tarafından ihanete uğraması anlatıyor. Aslında bu kitap üçleme olarak çıkmıştır sonrasında iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. Zaten Kemal Tahirin romanları çok akıcıdır. Bir hafta gibi bir sürede rahat bitirirsiniz.
Allah Çukurova'nın çalışan işçilerine kitaplar dolusu sabır versin... Bu cümlenin özünü üç beş kuruş para kazanmak için canı çıkana kadar çalışanlar çok iyi hissedeceklerdir. Orhan Kemal tecrübe ettiklerini kaleminde çok iyi anlatmıştır. Bizzat kendim çeşitli sebeplerden ötürü bağda bahçede ırgatlık yapan birisi olarak bu kitabı okurken yer yer duygulandım ve anlatılanlar söylenenler bu kadar mı doğru olur dedim. Resmen yaşadıklarımızı en saf şekilde bütün çıplaklığı ile yansıtmış. Ne eksik ne fazla.
Roman, üç arkadaşın; İflahsızın Yusuf, Pehlivan Ali ve Köse Hasan'nın köylerinden çıkıp şehirde hayata tutunmalarını anlatıyor. Şehre gelmelerinin bir amacı var, o da şehirdeki iş imkanlarının fazlalığını düşünerek burada çok iyi paralar kazanıp tekrar köylerine zengin olarak dönmek. Maalesef evdeki hesap çarşıya uymuyor. Bu üç saf arkadaş şehrin gerçek yüzünü görünce amaçları farklı yönde birbirlerinden apayrı şekilleniyor.
Ayrıca 1980 yılında bu romanın film uyarlaması da yapılmış. Tavsiyem önce romanı okuyup sonra filmini izlemenizdir. Arka arkaya bunu yaptığınız zaman inanın hayata bakış açınızı oldukça değiştirecektir.
Kütüphanede tesadüfen gördüğüm ve okumak için şans verdiğim bir kitap oldu. Genelde bu tarz romanlar okumam. Açıkçası çok iyi bulmamakla birlikte çok da kötü değildi. Okuma şansı verilebilir.
Kitabın başında her şeyin kötüye gittiği bir durumda tekrar yükselmenin ve iyileşmenin vurgusu yapılıyor çok güzel ama şöyle bir dengesizlik var: Bu iyileşme toparlanma arasındaki bağlantı iyi yapılmamış bütün bir roman boyunca hep kötü üzücü durumlar yaşayıp sadece Kitabın son 5 sayfasında hemen toparlaması çok yapay kalmış.
İkinci bir göze çarpan durum ise yazar karakterin her yaptığı eylemi açıklama gereği duymuş. Halbuki her eylem fiil cümlesi detaylandirilmaz biraz da okurun hayalgücüne bırakmak lazım. Yazim yanlışları da aynı şekilde dikkat çekici. Çok değil ama dikkatli bakarsanız görüyorsunuz.
Sonuç olarak yenilik arayışı içinde iseniz deneyin derim ama önce 10-20 sayfa okuyun ilginizi çekiyorsa başlayın :).
Ayrıca okurken Yazar kendi hayatından esinlenmiş gibi zaten yaşamadığın hayatı yazamazsın. Okurken onu hissediyorsunuz. Ama bazı yerleri değiştirmiş ya da öyle olmasını istemiş.