Sustuklarım, vazgeçtiklerim, birileri istiyor diye yaptıklarım, peşine düşmekten korktuklarım... Hepsini alt alta yazınca hayattan alacağım ne kadar da birikmiş. Oysa bir şeyi tükürür gibi söyleyebilsem bile bunca alacağa denk gelirdi herhalde.
Gözü hiçbir şey görmeden derslerinde ilerliyordu, her türlü hırstan uzaktı, amacı kendini uyuşturmak ve mahrum kaldığı onca şeyi düşünmemekti.Pek çok insanın yaşamının beyhudeliğini ve boşluğunu görmemek için kendini kaptırdığı bu hummanın içinde eşsiz bir sırrın barındığını anlamıştı ve kendi yaşamına da bu yolla zorla bir anlam yükleyeceğini umuyordu; gelgelelim ilk gençliğin yaşamın anlamının değil, bütünüyle çeşitliliğinin peşinde olduğunu unutuyordu tabii.