İroniktir yaşamak ve ikilemler içerir dostluklar,
Herkes kendine yakıştığı gibi davranır sonundaki yalnızlığın korkusuzluğuyla lakin doğrusu salt olmayan hayatıda kartal edasıyla zannetmemeli nefsin. Her konuşmayan asaletinden değil konuşmayı bilmediğinden yada konuşursam rezil olurum korkaklığından susar. Cahile sus arife anlat anlatmasına da hele dur hele hiç bir delinin itiraf etmediği ben deliyim deliliğini teslim oluyorum ben deliyim ve bildiğim tek şey bişey bilmediğim. Ben mutluyum insan dokunma bana.
Yaşar Kemal bunu en temiz duygularla dile getirmiş ancak güven mi yoksa tüketici bir toplumun maymun iştahlı istekleri olan diğer duygular mı diye sormadan edemiyor insan.
Evlenin Eşiniz iyi çıkarsa mutlu kötü çıkarsa filozof olursunuz diyen sonrates amca halil cibranı da filozof etmiş.
Günümüzde ki ilişkilerde de imkansıza, gerçek olmayana ulaşmaya çalışan bunca insan olunca haliyle çok ama çok değerli bir kalem oldu.
Ne zaman sessiz, kimsesiz bir yer bir dağ başı görsem hemen oracıkta küçük bir ev inşa ederim, zihnimde. Kimsenin geçmediği, geçenin de sormadığı bir yer... Şehirden, insanlardan, betondan, yıldızları göstermeyen binalardan uzak, insanın kendiyle kaldığı, gürültülü kalabalıktan sıyrıldığı bir yer... Niçin peki? Kendisini görmesi, bilmesi ve
Yolculuğa ortak olmuş gibi oldum bir çay molasında. Ki Dücane hoca komikte olsa bana hep Atina Okulu tablosundaki Michelangelo gibi bütünden kopuk ama bütünün önemli bir parçasıymış gibi gelir. İnceleme de Dücane denizinde tekne turu tadında.
Teşekkür ederim bu güzel yorum için, düşünce düşlenir kitabı benim ilk okuduğum kitaptı onun üzerine yazarın dokuz kitabını daha okudum ama en çok zihnimde kalan bu kitap oldu.