SEN SEN SEN
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa, sormasa beni Sen gelsen yeter.
Huzur ellerinin güzelliğidir Gözlerin karşımda bir mutluluk denizi Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam, Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.
Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm Bende sabır, sende naz... Gündüzden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.
Duymasa da hiç kimse şair gönlümün Sende karar kıldığını Ve içimin şerha şerha yarıldığını Sen bilsen yeter.
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu, ürkek...
Bir incecik dal gibi üstüme titreyerek Eğilsen yeter.
Yavuz Bülent Bakiler
Bilgi, bana bir harita odası gibi geliyor. Kütüphaneye her gidişimde bunu düşünür, etkilenirim. Öğretmenlerin rolü, çocuklara harita odasının içinde ne olduğunu sistemli biçimde öğretmek. Öğretmen, harita odasındaki rehberdir, hepsi o.