O da evini aramış , o da evsiz kalmış! Nerede aradı acaba ? Uzaklarda duyamadığı anadilinde mi ? Eski bir şarkıda mı, bir hatırada ya da düşte mi ? Fakat şimdi onun evsizliğini ve bilhassa kendiminkini düşünmek ağzımda ekşi bir tat bırakıyoru.
En tehlikelisi dinlemektir , bilmek , öğrenmek , haberdar olmak ; kulakların da tıpkı gözler gibi istendiğinde telaffuz edilen şeye hemen kapatılabilen kapakları olmalıydı; söylenmekte olanı dinlemekten kaçınılmaz , hep fazlasıyla geç kalınmış olur.
Acı çekerek iyi biri olunamaz. Acı çekerek genellikle kötü biri olunur. Kimin en çok acı çektiğini tartışmak çocukçadır.
Dünya bu yüzden batıyor işte , çünkü insanlar fikirlerini söylemiyor , dürüst davranmıyor , kimsenin keyfi kaçmasın diye yapmacık tavırlar takınıyorlar ..
Birisiyle ya da bir olguyla karşılaştığımda şaşırtıcı bir biçimde güçlü bir tepki verdiğimde bunun açıklamasının muhtemelen diğer kişide ya da olguda değil bende olduğunu hatırlamalıyım diye düşündüm.
‘İşlenen her suçta suç yalnız o suçu işleyende değildir, işlenmesini engellemeyen de suçludur.’
‘Çocuklara öğretmeden önce biz öğreneceğiz. Ahlakı , saygınlığı ve iyiliği biz göstereceğiz ki onlar bizden devralabilsin.’
Gerçek diye bir şey kalmadı artık. Sosyal medyaya bakın. . Her türlü mecraya bakın.. çarpıtılmış bir gerçeklik akmıyor mu ? Post truth diye adını da koydular.. tamam artık
Eğer zihniniz fazla arzuluyorsa, bir şeyi fazla istiyorsa, kendi kurallarınızı (yalan söylememek, öldürmemek, çalmamak, ahlaksız olmamak vs.) çiğnersiniz.