Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Duygucum

352 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yazardan daha önceden Çıplak ve Yalnız'ı okumuştum çok da beğenmiştim hikayesi anlatma tarzı ile hoştu bu kitabı da o hevesle aldım ancak aradığımı bulamadım. Neden? Bundan sonrası spoiler olabilir. Sevmeme nedenim kitabın konusu, kitapta yaşananlar. Bana göre günlük hayatta imkansıza yakın bir şey. Bilim kurgu, distopya, ütopya, büyülü gerçeklik diye tarzlar da vardır onlar da imkansız günlük hayatta olmayan şeyler vardır ama kitabın türü olarak zaten bunu bilirsin bu kitabın türü öyle bir şey değil yaşanması gayet de mümkün doğa üstü bir durum değil ama yaşanır mı hayatta böyle şeyler bence imkansıza yakın. Kısacası sevemedim
Çiçeklerin Tanrısı
Çiçeklerin TanrısıHamdi Koç · Can Yayınları · 2020181 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Ben roman, şiir, öykü farketmez ne okusam önce yazarın hayatı, kitabın önsözü varsa çevirmen notu bu minvalde her şeyi okurum. Çünkü yazarın hayatını, alışkanlıklarını ne kadar bilirsem kitaba daha farklı bir gözle bakabilirim. Bu kitabı da görünce bu niyetle aldım heyecanla başladım. Öncelikle kitapta sadece yazar şair değil ressam müzisyen farklı birçok isim var ancak tanımadığım hiç duymadığım birçok isim vardı tabi bu benim eksiğim kitapla ilgili bir olumsuzluk değil. Ama bu kadar sanatçı arasında birkaç ismin günlük ritülleri ilginç onun dışında çoğunda benzer şeyler var ve bunlar da bence bir kitaba konu olacak şekilde ilginç değil. Örneğin Chuck Close'ın (adını daha önce duymamıştım) radyoda siyasi skandalları dinlerken bir yandan da çalışıyorsa parlak fikirler çıkarması veya Tesla'nın restoranda yemek yerken sadece şef garsonun servis yapması, masada 18 adet temiz keten mendilin o gitmeden hazırlanmış olması (bunların da eserleriyle ne ilgisi var?) bunlar ilginç ritüller ama sabah saatlerinde çalışır, yok sabah yatar akşam çalışır, yok yatakta çalışır (ki çoğu böyle örneklerle dolu) ilginç değil. Özetle birkaç ilginç şey için hepsini okumak pek eğlenceli gelmedi bana.
Günlük Ritüeller
Günlük RitüellerMason Currey · Kolektif Kitap · 2022870 okunma
640 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Spoiler içerir Olaylar 1960 yılında geçmektedir. Kahramanımız Mesut 20'li yaşların başında Ankara'da yaşayan ailesindeki herkesi kaybettiğini düşünen bir gençtir ve hayatı bir telefon ile değişir. Ünye'den gelen telefonla amcasının öldüğünü ve ailenin tek erkeği olarak gelmesi gerektiği söylenmektedir. Yola çıkan Mesut yolda ve memleketinde ailesinin karanlık geçmişi ile yavaş yavaş tanışır.Ayrıca kitapta o dönem yaşanan siyasi gelişmelere de azıcık da olsa yer verilmiştir. Bir kitabı ya severiz ya sevmeyiz. Ben karar veremedim. Bir yandan olay örgüsü merak uyandırıyor ve bu da okuma hevesini arttırıyor akışı hızlandırıyor ama öte yandan bazen yazarın gereksiz yere uzattığını düşündürüyor. Ama dediğim gibi o merakla da hızla okuyorsun. Ama sonda birkaç minik hayalkırıklığı merak ettiğimiz şeylerden bazılarına alınamamış cevaplar. Bu beni rahatsız etti çünkü ben karakter olarak da aklımda soru işareti kalmasını sevmem.Ama öte yandan düşündüm hayat da böyle her şeyin cevabını bilemeyiz. Uzun lafın kısası zaman kaybı diyemem kesinlikle sevip sevmemeyi sizlere bırakıyorum.
Çıplak ve Yalnız
Çıplak ve YalnızHamdi Koç · Can Yayınları · 2020319 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
544 syf.
5/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Öncelikle belirtmek isterim ki Orhan Pamuk gerek üslubu gerekse romanlarının konusu bakımından sevdiğim bir yazardır. Bu kitapta da kesinlikle kalemine lafım yok haddim olmaz. Benim sevmediğim şey kitabın konusu olay örgüsü ve kurgusu. Kitap çıktıktan sonra heyecanla alıp okuyayım dedim. Abdulhamit döneminde bir salgını anlatan tarihi bir kurgu okuyacağımı düşündüm. (Ben tarihi kurgu romanları severim ama benim için tarihi kurgu nasıl olmalı derseniz şöyle gerçek bir tarihi olay olur, gerçek tarihi şahsiyetler olur bunlara ek olarak kurgusal karakterler ve gerçek tarihi olayın etrafında gelişen kurgusal olaylar.) Öncelikle yazar tarihi kurgusal bir kitap mı yazmış hedef bu mu bilmiyorum. Hedef buysa eğer bence bu kitap bir tarihi kurgu değil çünkü gerçek tarihi şahsiyet olarak kitapta bulunan kişiler Abdülhamit ve direk dahil olmasa da bahsi sık sık geçen 5. Murat. Onu dışında ada dahil her şey kurgu. Örneğin Albert Camus'nun Veba romanında da bir salgından bahseder ama o kitap kurgu olmasına rağmen daha gerçekçi. Bu kitap ise bana masal okuyormuşum hissi verdi. Ayrıca kitabın gereksiz bir şekilde uzatıldığını düşünüyorum, bir tekrara düşme durumu var. Diğer incelemeleri okuduğum zaman ise çoğu kişinin beğendiğini görüp kendimi sorguladım yine de sevemedim bir türlü.
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Albert Camus Tersi ve Yüzü'nü 1937 yılında 22 yaşındayken yazmış. Daha sonra 1958'de tekrarı basılırken yazdığı önsöz de şöyle der: Her sanatçının içinde benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen tek bir kaynak vardır. Kendi kaynağının da Tersi ve Yüzü olduğunu söyler. Kitabın çevirisini yapan Tahsin Yücel de kendi yazdığı önsözde "Tersi ve Yüzü Camus'nün yapıtlarının kaynağı değildir yalnız, yaşamının duygularının, davranışlarının da kaynağıdır bir bakıma." "Tersi ve Yüzü düz bir yolun başlangıç noktası değildir yalnız, her zaman dönülen, her zaman özlenen, her şeyi besleyen kaynaktır, ışığın fışkırdığı noktadır." diyerek Camus ile aynı fikirleri paylaşır. Bu açıdan bakınca kendimce şöyle bir pişmanlık yaşıyorum :Keşke Camus okumaya bu kitapla başlasaydım. Özellikle Sürgün ve Krallık ve Düşüş 'ü bu kitaptan sonra okusaydım. Bu yüzden Camus' ye yeni başlayacak kişilere tavsiyem ilk kitap Tersi ve Yüzü olmalı. Kitap beş adet denemeden oluşuyor : Alay, Evetle Hayır Arasında, Ruhta Ölüm, Yaşama Aşkı ve kitaba adını veren Tersi ve Yüzü. Kitap daha önce de söylediğim gibi Albert Camus'nun ilk kitabı ve henüz 22 yaşında yazmış kendisi her ne kadar acemice bulsa da bence Albert Camus daha en başından üslubunu, tarzını ortaya koymuştur. Daha sonra yazdığı kitaplarını da sağlamca oluşturduğu bu temel üstüne inşa etmiştir.
Tersi ve Yüzü
Tersi ve YüzüAlbert Camus · Can Yayınları · 20195,4bin okunma
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Spoiler içerebilir 2020 tartışmasız bir şekilde berbat bir sene olsa da benim için tek iyi yanı bu yıl birçok yeni iyi yazarla tanıştım. Bunlardan biri de Sevgi Soysal oldu. Kendisinin bu yıl üç kitabını okudum. En çok da Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'ni beğendim. Benim en'lerim arasında yer aldı. Kitaba gelecek olursak içerisinde bir roman bütünlüğü yok yani bir baş karakter ekseninde devam edip biten bir kitap değil. Bir öğle vakti devrilmek üzere olan bir kavak ağacının etrafında toplanan aslında aralarında bir yakınlık olmasa da (istisnası da var) bir şekilde birbirinin hayatına teğet geçen bir grup insanın kafasının içinden geçenler onların hayatlarından kesitler.Kitabı çok sevdim ama Ali ve Olcay hariç karakterlerin hiçbirini sevemedim. Karakterleri, düşünce tarzları ile günlük hayatta karşılaşsam hayatımda istemeyeceğim tipler. Bir de tabi kavak meselesi var o kavak sadece basit bir kavak mı? Elbette hayır kavak bir metafor. Neyin metaforu, ne oluyor devriliyor mu, kimin üstüne devriliyor derseniz okuyun spoiler dediysek de bu kadar değil.
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle VaktiSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20122,198 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sabahattin Ali'nin en son geçen sene Sırça Köşk'ünü okudum. Bir seneden fazla oldu kendisinin kitaplarını okumayalı. Yeni Dünya'yı okumaya başlayınca daha ilk hikayede eski bir dostla karşılaştık da tatlı bir sohbete başladık hissine kapıldım. Kitaba gelecek olursak 13 kısa öyküden oluşuyor. Tüm Sabahattin Ali kitaplarında olduğu gibi birçok eski kelime olsa da bu durum okuru yormuyor çünkü yalın arı bir dili var. Bu 13 öykü arasında benim en sevdiğim Hanende Melek ve Isıtmak İçin oldu. Bu iki öyküde beni etkileyen neydi dersek sanırım karakterlerin vicdanı merhameti oldu. Uzun lafın kısası tavsiye ederim.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202127,2bin okunma
97 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Biraz tesadüf eseri olarak da olsa derginin ilk sayısına (Kasım ve Aralık sayısına, iki ayda bir çıkıyor) denk geldim ve tarih meraklısı olarak hemen kaptım. Derginin içeriğinden kısaca bahsedecek olursam belli başlı konu başlıkları şöyle: *Keşifler, Kaşifler *Hitler :Kötülüğün Yükselişi *Atatürk'ün Mekanları *Tapınak Şövalyeleri *Da Vinci'nin Karanlık Şifresi *CIA'in Karanlık Geçmişi *Salgın:1918 *Tarihin 20 Miti vesaire Gördüğünüz gibi genel olarak konular bir şekilde oradan buradan aşina olduğumuz konular. Ancak dergiyi okurken bu konulara ne kadar aşina olsak da aslında bilmediğimiz o kadar çok yeni şey öğreniyoruz ki. (ya da ben öğrendim diyelim) Benim en sevdiğim bölüm ise tarihin 20 miti bölümü oldu. Meğer yanlış bildiğimiz ne kadar şey varmış.Örnek verecek olursam (örnekleri spoiler sayanlar burada okumayı bırakabilir) 300 spartalı gerçekte 300 mü, Napolyon anlatıldığı kadar kısa mı, "ekmek yoksa pasta yesinler" sözünü kim söyledi, van gogh kulağını kesti mi, cesur yürek filminin ne kadarı tarihteki aslına uygun? Kısacası bana ocakta 2. sayısını almayı düşündürtecek kadar sevdirdi kendini.
All About History Türkiye - Sayı 1 (Kasım-Aralık 2020)
All About History Türkiye - Sayı 1 (Kasım-Aralık 2020)All About History Türkiye · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 2020158 okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir tık spoiler içerebilir!!! Arnold Bennett der ki:Herkesin okuduğu sanılan ve herkesin okuduğunu sandığı kitap. Ben okudum mu okuduğumu mu sanıyorum acaba? Belki bir zaman sonra tekrar okurum, o zaman bu soruma da cevap bulurum. Kitaba gelecek olursak Charles Bovary güçlüklerle ve annesinin özverisiyle eğitimini tamamlayıp hekim olur ve ilk karısının ölümü ardından aşık olduğu Emma ile evlenir. Charles ve Emma ne yazık ki zıt karakterlerdir. Charles hırstan, tutkudan uzak kendi halinde elindeki ile mutlu olmayı bilen okumak, tiyatro, dans bu tarz alanlara karşı ilgisi olmayan biridir. Emma ise tam tersi tepeden tırnağa tutkulu bir kadındır. Bulunduğu tekdüze hayattan mutlu olmayıp heyecan peşinde koşan ve ne yazık ki kocasını aldatmakta herhangi bir sakınca görmeyen biridir. Kitap ile ilgili araştırma yapınca ve aldatmak deyince aklıma Anna Karenina gelse de Emma Bovary ve Anna çok farklı karakterler. Anna'yı sevsem de Madam Bovary 'den nefret ettim. Öfkeyle okudum. Tabi bende bu kadar canlı duygular barındırması da yazarımızın başarısıdır. Okuru böyle etki altına almak takdire şayan bir yetenek. Özetle tavsiye edilir.
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,2bin okunma
170 syf.
5/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Polisiye romanlara karşı hep bir ilgim olmuştur. Agatha Christie de sevdiğim yazarlar arasındadır. Ancak bu kitabı okuyup bitirince şunu düşündüm iyi ki okuduğum ilk Agatha Christie kitabı değil. Çünkü öyle olsaydı onun kitaplarına karşı bir önyargı oluşabilirdi. (Ki kitapları bir önyargıya kurban gitmemeli. Kesinlikle tavsiye edeceğim kitapları vardır:On Küçük Zenci, Doğu Ekspresinde Cinayet, Roger Ackroyd Cinayeti, Porsuk Ağacı Cinayeti gibi ) Peki neden sevemedime dönecek olursam öncelikle kitapta Hercul Pairot yoktu ki benim için Agatha Christie kitaplarının vazgeçilmezidir . Ayrıca kitaptaki dedektif karakteri de çok silik işlenmiş yani bir polisiye romanda gördüğümüz deliller, ipuçları, beyin fırtınası, merak örgüsü yetersizdi. Ayrıca maalesef katili tahmin ettim. Kısacası tavsiyem değildir.
Beklenmeyen Misafir
Beklenmeyen MisafirAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20194,106 okunma
Reklam
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kitap bitince aklımdan geçirdiğim şey kocaman bir "Vay be!" oldu. Bir kitap düşünün ki; bir yandan konusuyla, karakterleri ile olay örgüsü ile akıp gitsin bir yandan da her sayfada yazarın edebi dehası ile usta kalemiyle eşsiz bir okuma deneyimi yaşayın. Anna Karenina'nın konusu her ne kadar adını aldığı karakterin yaşadığı yasak aşk ve sonucunda yaşananlar olsa da Tolstoy bu konu etrafında dönemin Rusya'sını, insan ilişkileri aile ve toplum yapısını, köylü soylu ilişkileri vb. konuları ustalıkla kaleme almıştır. Bize düşünsene bu eşsiz eseri hakkını vererek okumaktır.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,3bin okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Gabriel Garcia Marquez 'in 1950'li yıllarda gazeteci olarak seyahat ettiği Doğu Avrupa'daki sosyalist ülkelere (Doğu Almanya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan ve Sovyet Rusya) dair gözlemlerini anlattığı bir gezi kitabıdır. Daha önce Sovyetler döneminin anlatıldığı romanlar okumuştum ancak roman olmalarından kaynaklı kurgu üzerine kurulu idi. İlk kez o dönemi anlatan bir gezi kitabı okuyorum ve dönemin atmosferini anlamak adına başarılı bir yapıt. Marquez seviyorsanız ve döneme ilginiz varsa tavsiye edilir.
Doğu Avrupa'da Yolculuk
Doğu Avrupa'da YolculukGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,122 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap iyilik, kötülük, acıma , güçsüzlük, yalnızlık gibi duyguların işlendiği 6 öyküden oluşuyor.(Aldatan kadın, Dönme ya da karışık bir kafa, Dilsizler, Konuk, Jonas ya da resim yapan ressam, Büyüyen taş) Kitabın ince olması ve öykü kitabı olması kolay okunabileceği izlenimi uyandırmasın zira kitapta Albert Camus'nun ağır ve felsefi dili hakim. Bu nedenle ben okurken her bir öykü arasına molalar koyarak okumaya çalıştım. Alt metinleri anlayabilmek adına yer yer tekrar okuduğum cümleler ve sayfalar oldu. Ben Camus hayranı olarak okurken verilecek emeğe sonuna kadar değdiğini düşünüyorum. Ancak ilk kez Camus okuyacak biri için başlangıç kitabı olarak seçilmemelidir.
Sürgün ve Krallık
Sürgün ve KrallıkAlbert Camus · Can Yayınları · 20181,342 okunma