Mor Kelebek

Mor Kelebek
@Butterflywithabrokencocoon
“Yarayla alay eder, yaralanmamış olan” ‘- ʚїɞ’ İŞARETİ KONULMUŞ BÜTÜN ŞİİRLER BANA AİTTİR.🪽
16 Aralık 2008
24 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Alevlerin arasına hapsedilmiş bir kız var orada, yanıyor durmadan parlıyor karanlıkta. Soğukta üşüyen ruhları sarıyor kendi ruhuna, karışıyor benliği onların korkularıyla. Yakıyor kız kendi yandığı gibi, o korkuları da. Üşüyen herkesin sığınacağı bir yuva oluyor zamanla, herkes buzlarını bırakıyor ona. Kız eritiyor buzları tüm kararlılığıyla; hiçbir şey istemediği gibi karşılığında, kimse de sunmuyor ruhundaki ateşi ona. Kız dönüşüyor ateşin kendisine yandıkça, korkmuyor soğuktan,sarıyor onu saflıkla. İyileştirdirdiği ruhları artık sayamadığında, anlıyor hapsedildiği ateşten bile fazlasını sunduğunu onlara. Isıttığı ruhlar huzur içinde süzülürken, o tükeniyor acı verici bir yavaşlıkla. Ateşi tükettiğinde fark ediyor ki, sıcaklığı bağışladığı ruhlar, soğuğu bile paylaşamamış onunla. Anlıyor sonunda hapsedilen olmaktan kaçış yok; kafesin kendisi olmadığında. -ʚїɞ
Reklam
Bir gün balodan kaçarken, bıraktı kız kan kırmızısı ayakkabılarını geride, belki biri onu bulur diye. Ondan önce baloda, döndü kız kabarık eteğiyle, belki biri onu görür diye. Belki, belki, belki kız ne istediğini bilmeyen bir budalaydı sanki, her şeyi denerdi,en güçlü savaşçıları yenerdi; sırf birileri onu görsün,anlasın diye kendinden bile vazgeçerdi. Balo gecelerinde tek başına dans ederdi; ona sadece bakarlardı sanki, kimse görmezdi gölgeli gözlerinin içini. Ayakkabılarının onu bulmasını beklerken gecenin birinde ve o ayakkabılar asla geri gelmediğinde. Kız fark etti. Geride bıraktığı tek şey ayakkabıları değildi, sonsuz sandığı ateşi sönen beklentileriydi. -ʚїɞ
Yaralarıma baktım; baktım ve onların başkalarında nasıl gözükeceğini düşündüm. Korkunun kalbimdeki ağlarını çözdüm, sonra yaraların kabuklarını söktüm; içindekileri anlatabilsinler diye. Gözyaşı döktüm, karanlığın içinde durdukça söndüm; uyum sağladığım şartların kendisine döndüm. Yaralarımı kestim; kestim ve bıçağı elinde tutanların kalbini gördüm; kan yerine çamur akan kalplerini süzdüm; onların yaraları olmuştu kördüğüm. Kendi yaralarımı onlara çizdim, dayanacak güçleri yoktu,ben ise çoktum sonunda gece çöktü; kanayan tuvaller geceye yakarırken, yaraların kabukları kendiliğinden düştü; sakladıkları şeyler geceye gözüktü. -ʚїɞ

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kan,kan,kan. Sonu yok mu bunun; eğer acı ruhun içinde sonsuz ise ne anlamı var bu beden denen kabuğun. Kanıyorum; kanıyorum ama kanın görünmeyişi özü sorunumun. Somut değil varlığım, soyut varoluşum. Kalbimde kocaman pençeler var, kesiyor, kesiyor, kesiyorlar. Acı bu. Acı diyorum, kesti kabuğumu. Dışarıdan gözükmeyen şimşekler yaktı ruhumu. Eğer göremediğimiz şeyler gerçek değilse, ruhumdaki bu yapışkan ıslaklık da ne ? Yaşamıyorum dedim. Yaşamıyorum. Kabuğumun içinde tüysüz bir kuşum, acının yaratıp yıktığı bir kayboluşum. Külüm ben. Yandım, yandım, yandım. En sonunda anka kuşunun kabuğuna sığındım. -ʚїɞ
Güneşin altında dans eden gölgeler, ruhen o kör edici ışığa köleler. Bedenen gidebilecek olsalar bile, akıllarını ışıkta unuttukları için geri dönerler. Işığın zarafeti altında utanca bürünürler, geriye kaçar kendi karanlıklarından ürkerler. O güne kadar o karanlık benlikleri olmuşsa bile,güneşin ilgisi için ondan vazgeçerler. Karanlığın kucaklamasının altında üşürler, oraya ait oldukları için de hiçbir yere gidemezler. Soğuktan donsalar bile, karanlığın sığınağına sırtlarını dönemezler. Güneş’in parlak gözleri onları görsün diye beklerler. Karanlığın kucağında görünmezler. Sonunda güneş onları aydınlattığında ise, o sıcaklıkta gerçek yuvayı öğrenirler. -ʚїɞ
Reklam
Reklam
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.