Ceyda Akyüz

430 syf.
·
Puan vermedi
Nietzsche, Breuer, Freud, Lou Salome... Öncelikle onların evrenlerine girmenin çok zevkli bir yolculuk olduğunu söylemeliyim. "Ümitsizlik" teması üzerinden hayata dair birçok bakış açısı da kazandıran bir eser. Düşüncelerimizden kaçmak için başka yanılsamalar inşa etmek ve bunlara inanmak. Hatta onlarsız yaşayamamak... Peki bu düşünceler kendi kendine mi geliyor yoksa onları kendimiz mi oluşturuyoruz? Nietzsche de Breuer'e aynen böyle demişti: "Böyle olmasının -ya da daha etkili bir biçimde söyleyecek olursak- bunları oluşturmayı sağlamanın size ne faydası olduğunu anlamış değilim." Peki kurduğumuz dostluklar tarafından hayal kırıklığına uğramak bizi herkesten uzaklaştırmalı mıdır, uzaklaşmak bir çözüm müdür? Tüm bu soruların cevabı kitabın içerisinde karşımıza geliyor. "Yaşarken yaşayın! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir! İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez." Nietzsche'yi anlamak ve hayata dair bakış açısı kazanmak istiyorsanız mutlaka okumanız gereken bir eser.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,9bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Osamu Dazai asıl adıyla Şuci Tsuşima kitabında okura bir otobiyografi sunuyor aslında. Farklı olan kesimler olmakla birlikte genel hatlarıyla kendi hayatını yansıttını görebiliyoruz. İnsanlık neydi? Toplum dediğin şey sen değil misin? Var olabilmek için soytarı rolü oynayan Yozo aslında hayatın acımasızlığını karşımıza çıkarıyor. Kitapta da yazdığı gibi; "Ah, insanlar birbirleri hakkında en temel şeyleri bile bilmiyorlar. Birbirlerini zerre anlamadan en iyi arkadaş olduklarını sanıyorlar. Yaptıkları hatayı asla anlamadan sürdürüyorlar yaşamlarını ve aralarından biri ölünce ardından konuşma yaparken ağlıyorlar." İşte toplumun, hayatın, samimiyetsizliğin acı yüzü...
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,7bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler içerir*** Hayat sahiden ölmek için mi? Ölmeyen gelen müşterilere yardımcı olmak için bir dükkan düşünün: "İntihar Dükkanı." Her malzeme mevcut. Ölmek istemen yeterli. Ta ki ailenin en küçük üyesi Alan'ın her şeyi tersine döndürmesine kadar. Onun da dediği gibi "Mutlu olmak için çok şey gerekmez, mutlu olmak için gerçekten çok az şey gerekir!.." İntihar Dükkanı sahipleri arasında yaşanan dönüşüm babaları hariç tüm aileye yayılır. Artık yaşlılığı intihar ettirmeye başlarlar. Yani müşterilere yaşama sevinci verirler. Kitabın sonu ise benim için fazlasıyla düşündürücü oldu. Yaşamayı bu kadar seven Alan görevini tamamladığını düşünüp yaşamına son veriyor. Hayat bazen başkalarını mutlu etmeye çalışırken kendimizi göremememize sebep oluyor. Başkalarına ne kadar çok şey verirsen aslında kendinden de o kadar gidiyor. Alan'ın intiharı bende bu duyguyu oldukça düşündürdü. Genel olarak kitabı sevdim ve tavsiyelerim arasına girdi.
İntihar Dükkanı
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
72 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Viyana'ya öğrenim görmek için giden bir gencin hikayesi kitapta anlatılmakta. Güzel ve akıcı bir anlatım ile sürüp giden bir eser. Bir gencin kendini bulmaya çalışma yolculuğu karşımıza geliyor. Yetişkin olmaya çalışmak, yalpalamak, tekrar denemek, başarısız olmak ama en sonunda başarmak. Bütün bu süreç ruhsal anlatımlar ile karşımıza getirilmiş. Kitabın günümüze en iyi yansıyan tarafı ise "kalabalıklar içinde yalnız olmak" kısmı diyebilirim. "Buradaki her şeyden boğuluyorum, tükeniyorum. Bataklığa gömülür gibi batıyorum. Belki çok gencim, çok güçsüz olduğum kesin zaten. Yumruklarım yok, iradem yok, işleri başlarından aşkın insanların arasında bir çocuk gibi duruyorum."
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229,4bin okunma
282 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Hayat çeşitli yollardan ibaret. Kitapta da bahsedildiği gibi dallardan ve bu dalların uzantılarından ibaret bir ağaç gibi. Ömrümüz boyunca çeşitli seçimler yapıyoruz ve bu seçimler bazen iyi bazense kötü sonuçlanıyor. İyi sonuçlandıysa hiç diğer yolu seçseydik diye düşünmüyoruz. Peki ya kötü olunca neden hemen pişman oluyoruz? Seçmediğimiz yolun daha kötü olmadığını nereden bilebiliriz? İşte Gece Yarısı Kütüphanesi bana bu farkındalığı kazandırdı. Seçimler, pişmanlıklar aslında bir algıdan ibaret. Bizim için ne iyi ne kötü bilemiyoruz. Tek yapmamız gereken inanarak yapmak ve sonucu ne olursa olsun devam etmek. İçerisinde altını çizdiğim çok fazla yer oldu. Kendimi sorguladığım, pişmanlıklarımdan vazgeçtiğim... Çünkü anladım ki bazen öğrenmenin tek yolu yaşamaktır. Biz yaşamaktan kaçtıkça hayat yine de devam edecek ve sona geldiğimizde yaşanmamış birçok olasılık elimizde kalacak. Çokça farkındalık kazandığım bu kitabı herkese tavsiye ederim. Günün birinde Pişmanlıklar Kitabını yakıp yok edebilmemiz dileğiyle...
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202156,2bin okunma
Reklam
Reklam