İnsanlar doğar büyür ve ölürler. Kısa zaman dilimi içerisinde devamlı bir şeyler ararlar. İnsanlar neden yaşarlar, hiç düşündük mü? İnsanlar mutlu olmak için yaşarlar. Evet hepimiz mutlu olmak için yaşıyoruz, hiç kimse acı çekmek, mutsuz olmak, ya da bir an önce göçüp gitmek için yaşamıyor. Herkes sonuna kadar bu dünyanın nimetlerinden yararlanmak istiyor. Havasından, suyundan, karşı cinsinden, çocuklarından , hayvanlardan, vs.
Peki mutluluğa giden yol nedir?
"Daha çok anlat," dedim.
"Hoşuna gidiyor mu?"
"Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."
"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"
"Gider gibi yaparız."
Ben öyle birini sevdim ki
Bir nevi intihardı
Kirpiğine düştüğüm gün
Ölümüm başladı
Ben öyle birini sevdim ki
Balı ve zehri vardı
Yara bere içindeydi,
Hâlâ cesarete tapardı
Öfkeli, hırçın, kavgacı
Isırgan ve edepsiz ağzı
Geceler kadar karanlık
Gözleri vardı
Öyle uzak, iki tutsak
Sevişirken ağlardık
Uçtan uca, suçtan suça
Seve seve yuvarlandık.
2014
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim... gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..."
"Benim gözümde bilmediğini açıkça söyleyen insan, bilmediğini biliyormuş gibi görünen ve her şeyi ağzına yüzüne bulaştıran iki yüzlüden daha değerlidir."
Sayfa 131 - Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, XXIII. Basım, Çeviri: Mazlum BeyhanKitabı okudu
“İnsanoğlu öyle şaşılası bir yaratıktır ki, sahip olduğu özellikle bir çırpıda sayıp dökmek olanaksızdır, durup incelemeye kalkıştığınızda da, hiç durmadan yeni özellikler bulursunuz ve bu işin sonu gelmez.”
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, XXIII. Basım, Çeviri: Mazlum BeyhanKitabı okudu
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu
bunu kimse söylemedi, belki düşündü
çünkü vardır insanın yaşamasında
uyku ve öfke gibi vardır
kimse söylemedi
tuzunu çoğaltan bir denizde
nasıl batarsa güneş öyle
ben de kaçırdım
ki gözüm bütün gün
günboyu lekelerde
kaçırdım ama şöyle de söylenebilir
şairin bütün geçmişinin dışında
artı eksi bütün değerlerinin dışında
önceden açıklanan her şeyin dışında
örneğin en sıcak ülkelerin yazında
en soğukların kışında
yanarım üşürüm berbat olurum
hiçbir şeye yaramam
ama yine semi severim
o zaman sen de beni sev
evet.
Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri cebinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel
her şey biraz ayrılık sarısı
bu yaralı ırmak
bu umut yaşıdır gözlerimin
senelerdir yüreği atmayan limanım
bekledim... bekledim...
ağaçsız bir kuşu öptüm
dudaksız yüreğimle
aç bir kediyi sevdim
bir kuşu doyurdum
uyudum... uyudum...
ah bir uyansam yüzüne
yüzün günaydın