Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökhan UÇAR

Gökhan UÇAR
@Defender
Kitap - Dolma Kalem - Keman - El Yazısı
Mustafa Kemal 17 Mart 1923 tarihinde Tarsus'ta, çiftçilerden Ramazan Ağa'nın kutlama sözlerine karşılık bir konuşma yapmıştır: "Bu akşam, hayatımın en mutlu gecelerinden birisidir. Çünkü bu akşam, halkımızın çoğunluğunu oluşturan çiftçilerimizle bir masa basında bulunmaktayım. Biz bu masa başında onların emeğiyle elde edilmiş bir
Sayfa 158
Reklam
Din ve dünya iktidarının birbirinden ayrılması, halk yığınları arasında çeşitli yorumlara yol açtı. Elçiliğimize kadar ulaşan yankılardan edindiğimiz izlenimlere göre genel olarak Türk halkı padişahın kovulmasını ve halifelikle padişahlığın birbirinden ayrılmasını sükûnetle hatta olumlu olarak karşılamıştır. Ama yine de gerici muhalefetin ajanları, şehir ve köy halkı arasında ajitasyondan geri kalmıyorlardı. Gazinin, halifenin yerine geçmeye hazırlandığı söylentileri ortalığa yayılıyordu. Mustafa Kemal'in bu ajitasyondan haberi vardı. Halkla bağlantısını pekiştirmek amacıyla yurt içinde gezilere çıkıyor ve yeni iktidar üzerine konuşmalar yapıyordu. Sonuç olarak kendisine olan sevgi ve saygıyı artırmayı ve muhalefetin düşmanca tasarılarını suya düşürmeyi başardı.
Sayfa 154
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni, kurtuluş hareketinin bu ilk ocağını ve 1919 yılında toplanan Erzurum ve Sivas Kongrelerini hatırlarken, daha o zamandan yalnız padişah hükümetinin direnişiyle değil, bizzat hareketin içinde de grupsal ve kişisel anlaşmazlıklarla karşılaşıldığını belirtti. Mustafa Kemal Paşa, o zaman bana şunları söylemişti: "Ordu sadece bir isim olarak vardı. Her şeyi, korkunç bir karışıklık içinde yaratmak gerekiyordu. Generaller ve subaylar şaşkın bir haldeydiler. Onlara bir çıkış yolu göstermek, morallerini yükseltmek gerekiyordu. Ne onlar ne de halkın öteki grupları, milleti padişahsız ve halifesiz kurtarmanın mümkün olduğuna inanıyorlardı. Halife ve padişah düşüncesini itibardan düşürmek gerekiyordu. Biz bunu yavaş yavaş yapıyorduk. Bu yüzden bize küfürler yağdırıyor, dinsiz, vatansız, hain diyorlardı. Bundan başka, birçoğu İngiltere'den, Fransa'dan, İtalya'dan korkuyorlardı." Mustafa Kemal Paşa sözlerine şöyle devam etti: "İşte ülkemiz bu durumdaydı. Ama halk ayaklanıyordu, kurtuluş bundaydı. Önümüzde, milli egemenlik üzerine kurulmuş yeni bir Türk devleti oluşturmak görevi duruyordu. Silah arkadaşlarım her zaman benimle aynı düşüncede değillerdi. Padişah ve İtilaf Devletleri ajanları, bunlara çeşitli korkular aşılıyorlardı, bunlar da muhalefete geçiyorlardı. Zor durumdaydık, ama birçok dost ortaya çıkıyordu ve millet bizi anladı."
Sayfa 150

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mustafa Kemal Paşa, "Mudanya Anlaşması Ankara için stratejik bakımdan olduğu kadar politik bakımdan da bir başarıdır" dedi. Ankara gerçekten de Boğazlar'ı, İstanbul'u, Doğu Trakya'yı alabilir ve ordularını oraya geçirebilirdi. Ama bu durumda İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Türkiye'ye savaş açmasını da göze almak gerekirdi. Hatta çok muhtemelen askeri harekât olmasaydı bile, Türkiye belirsiz bir süre için bütün Avrupa ile savaş halinde kalmış olacaktı. Memleket bu durumda, her gün biraz daha takattan düşecekti. Oysa halk yorgun düşmüştü, barışa ihtiyacı vardı. Bu durum uzayabilirdi, çünkü Lloyd George'un istediği de buydu. Öte yandan İstanbul ve Trakya'yı alarak orduyu o yana geçirmek çılgınlık olurdu. Çünkü o zaman ordumuz, düşmanın elinde tuttuğu Boğazlarla Anadolu'dan ayrılmış bulunacaktı. Bundan başka Anadolu'yu ordusuz bırakmak da doğru olmazdı. Biz, ihtiyatlı manevralarımızla Fransa ile İtalya'yı İngiltere'den koparmış bulunuyoruz; böyle yapmasaydık onları birleştirirdik."
Sayfa 145
Yunanlıların bozguna uğratılması Ingilizleri tam kalbinden vurmuştu. İngiltere Ortadoğu'daki sömürgelerini Asya'daki sömürgeleriyle -Arabistan'la, Suriye'yle, Mezopotamya'yla, Hindistan'la- birleştirmeye çalışıyordu. İngiltere'nin Ortadoğu ve Yakındoğu'daki istilacı planlarını gerçekleştirmesine engel olan Kemalist Türkiye ile Sovyet Rusya, onun önünü kesmekteydi. İngilizler, Kemalistleri bozguna uğratmanın Rusya'yı bozguna uğratmaktan daha kolay olduğunu sanıyorlardı. Ama İngiliz emperyalizmi bu noktada da yanıldı.
Sayfa 141
Reklam
Mustafa Kemal'in tuttuğu yol, Türkiye'yi emperyalist boyunduruğundan kurtarmak, topraklarının bölüşülmesine engel olmak yolu, halkın büyük bir çoğunluğunca anlaşılmış bulunuyordu. Bu durum, derebeylerinin, toprak ağalarının, büyük komprador burjuvazinin, mollaların ve maddi bakımdan gericilerle bağlantılı bir kısım aydınların korkunç düşmanlığını doğurdu.
Sayfa 125
İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İstanbul'da, Sultan-Halife Vahdettin, Sadrazam Damat Ferit Paşa ve İngiliz Rahip Frew tarafından kuruldu. Derneğin amacı Türkiye üzerinde İngiltere mandasını kabul ettirmekti. İngiliz Muhipleri Cemiyeti BMM'ye, kurtuluş hareketine karşı yıkıcı faaliyet yürütüyor, ajanlar, casuslar yolluyor, isyanlar örgütlüyordu (S.İ. Aralov). Derneğin başında, o zamanlar İstanbul'da çıkmakta olan gerici Yeni İstanbul gazetesinin sahibi Sait Molla bulunmaktaydı (H.A. Ediz).
Sayfa 122
Mustafa Kemal Paşa, emperyalistlerin hileciliğini hatırladı. Fransız Başbakanı Clemenceau'nun şu sözlerini öfkeyle nakletti: "Evet, ben Kilikya'yı, Suriye'yi, Şam'ı, Halep'i, Beyrut'u ve Musul petrolünün akacağı İskenderun limanını alabilmek için bir yem olarak Musul'u İngilizlere verdim. Eğer sonraları Türkler bizi Kilikya'dan kovdularsa benim bunda ne suçum var?" Mustafa Kemal biraz susup yatıştıktan sonra sözlerine devam etti: "Zehir, ağu henüz dağılmadı. Bunun panzehiri bütün halkın uyanması, aktif bir hale gelmesidir... Halkın Mondros Mütarekesi'ne, Sevr Antlaşması'na, padişahın ihanetine cevabı, uyanışının başlangıcı oldu. Sabır bardağı taştı. Bizim Sivas ve Erzurum Kongrelerimiz, Mondros'a, Sevr'e ve İtilaf Devletlerinin başka hareketlerine verilen cevaplardır. Çağrımız bütün Anadolu'yu dolaştı, hatta İstanbul'a kadar ulaştı. Türk kamuoyu, halk, Misak-ı Milli'yi yarattı... "İşimiz çok idi" dedi Mustafa Kemal. "Meclisteki her milletvekili ile ayrı ayrı konuşmam gerekti. Her birine Kurtuluş Savaşı'nın önemini anlatmak, pasif davranmakla hiçbir şey elde edilemeyeceğini kanıtlamak gerekiyordu."
Sayfa 122
Türklerin Sakarya zaferini, ağır toplarının üstünlüğü ile açıklayan Yunan Generali Papulas'a İnönü'nün verdiği cevabı buraya nakletmekten kendimi alamayacağım. İsmet Paşa alaycı bir edayla şöyle demişti: "Türkler bu ağır topları herhalde kendi fabrikalarında yapmadılar. Türklerin bütün silahları ellerinden alınmıştı. Buna karşılık bütün dünyanın silah fabrikaları Yunanlıların siparişine açıktı. Yunanlılar istedikleri her şeyi satın alabilir ve bu satın aldıkları şeyleri de istedikleri yere götürebilirlerdi. Bu durum Yunan komutanlığının, zaferin sırrını anlamakta Türk komutanlığından çok aşağı olduğunu göstermektedir."
Sayfa 119
Fevzi Paşa İstanbul'dan kaçışının sebeplerini bize kısaca şöyle anlatmıştı: "Durum artık dayanılmaz bir hal almıştı. Halka ihanet eden, onu İngilizlere ve öteki emperyalistlere satan kokuşmuş İstanbul hükümetini görmek beni tiksindiriyordu. Padişahın çevresindeki hizip halkı değil, yalnız kendi çıkarını düşünüyordu. Artık buna katlanamadım."
Sayfa 117
Reklam
Mustafa Kemal, "Biz Türkler, bizim Misak-ı Milli'de Arap ülkelerine sahip olmaktan vazgeçtik" diye işaret etti. "Araplar, kendi kaderlerini kendileri belirleyebilir ve belirlemelidir. Sivas Kongresi'nde pantürkizm, panislamizm, Osmanlıcılık konularında tartışmalar oldu. Bu miadını doldurmuş ilkelerin yandaşları, ağızları köpürerek bunları savundular. Ama aklı başında çoğunluk başka türlü karar verdi. Bu bizim işimiz değildi, bizim amacımız Türklerin oturduğu toprakların çerçevesi içinde milli bir Türkiye kurmaktır. Arap topraklarına sahip olmak, bizim için uluslararası anlaşmazlıklara yol açacak korkunç bir yük olurdu."
Sayfa 113
Mustafa Kemal, Arap gruplarına karşı ihtiyatlı bir politika güttüğünü söyledi. Çünkü bu konuda birçok belirsiz nokta vardı. Arabistan'dan ona bir heyet gelmişti. Bu heyet, Arabistan sultanı Emir Faysal'ı temsil ettiğini söylemişti. Mustafa Kemal onlara, "Ben sultan değilim" diye cevap vermişti, "Ben sadece halkın seçtiği bir insanım. Bir halk meclisi toplayın o zaman biz halkın temsilcileriyle anlaşırız."
Sayfa 112
Mustafa Kemal, Sivas Kongresi sıralarında, İngilizlerin hain padişahla birlikte bu kongreyi başarısızlığa uğratmak ve delegeleri tutuklatmak için nasıl Kürtleri ayaklandırdıklarını hatırlattı. Mustafa Kemal gülümseyerek, "Biz Türkler borç altında kalmayız" dedi, "Güneyde Kürt Fettah'a ve diğerlerine İngilizlere karşı başkaldırmaları için yardım ettik. Yoldaş, siz heralde biliyorsunuzdur ki, hain Sadrazam Damat Ferit Paşa İngilizlerle bir anlaşmaya varmıştır ve bu anlaşma gereğince Türkiye'den ayrı bir Kürdistan devletinin kurulmasını kabul etmiştir. Bu anlaşma Fransız gazetelerinde yayımlandı: Bu anlaşmanın imzalanıp imzalanmadığını bilmiyorum. Padişahla Damat Ferit'in, vicdanlarının elvermediğini sanmıyorum. Çünkü onlarda ne vicdan, ne de memleket sevgisi var. Ama uluslararası durum ve bizim zaferlerimiz İngilizleri böyle bir antlaşmayı imzalamaktan alıkoydu. Sonra Fransa da bu antlaşmayı protesto ederdi."
Sayfa 112
Mustafa Kemal, "Kürt sorunu karışık, çetin bir konudur" demişti. "Şunu dikkate almalısınız ki; Kürtlerin yaşadığı bazı yerler petrol, bakır, kömür, demir ve daha başka madenler bakımından zengindir. Başta, başlıca düşmanımız İngiltere olmak üzere birçokları bu bölgeye göz koymuş bulunuyorlar. Burada stratejinin, İran'a, Kafkasya'ya, Irak'a giden ticaret yollarının da etkisi vardır. İngiltere, Kürtlerin iki devlete -Türkiye ve İran'a- ait olmasından yararlanmakta, bunu da bir koz olarak kullanmaktadır. İngiltere, kendi egemenliği altında bir Kürt devleti kurmak ve bu sayede bize, İran'a, Güney Kafkasya'ya kumanda etmek istemektedir.
Sayfa 111
Nalbantlık okulu mezuniyet töreni
Mustafa Kemal eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki derin ayrımlardan söz etti, eski padişah idaresinin emeği küçümsediğini, her şeyi hazır olarak Batı'dan aldığını, halkta çalışma sevgisini geliştirmeyi adi bir iş saydığını anlattı. Misal olarak da, Osmanlı padişahlarından birinin, atını Türk nalbantının değil de Avusturyalı bir nalbantın nallamasını istediğini söyledi.
Sayfa 100
904 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.