Kinyas ve Kayra… Uzun zamandır okuyacaklarım listesindeydi edindiğim ilk fırsatta listenin başına alıp okudum . İyi ki de yapmışım.
Kitabı okurken kendimi iyice kaptırıp sinirlendiğim ve mesleki kimliğimi ele verdiğim pek çok sayfa oldu. Sonra bir an durup; benzer hayatların mevcut olması çok olsa bile “bu kurgu ve sen Kinyas ve Kayra’yı kurtaramazsın Kader” dediğim anlar oldu.
Kitabın içeriğine geleceksem; Hakan Günday’ın ilk romanı. Başkarakterler Kinyas ve Kayra. Zihinsel ölümlerini gerçekleştirmek için ailelerini bırakıp Afrika’ya giderler. Sekiz yıl süren bu serüvenleri boyunca dolandırıcılık, cinayet, şiddet, bağımlılık ve tüm bunların beraberinde getirdiği cinsellik gibi konuşulmayan tabuları kitabın her satırında iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Kinyas ve Kayra’nın beraber olduğu bölüm, Kayra’nın yolu ve Kinyas’ın yolu. Kitapı okurken karakter analizi yapmaya çalışırken zihinsel ölümlerini isteyen bu iki adamın yaptıklarının ergenliğin verdiği şımarıklıktan mı çeşitli nedenleri olan depresyondan mı bu bataklığa düşmelerini sık sık sorguladım.
Neticeye gelecek olursam psikopat olan bu iki adam bize (psikopat diyorum çünkü bence yaptıkları psikopatça) tercihlerimizin ve seçtiğimiz yolların şoförleri olduğumuzu, asıl konuşulması gerekenlerin konuşulmayarak felaketlere sebep olabileceğini açıkça anlatıyor.
Oturup konuşalım, konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir şey yok.
“Yarın, bugünü yaşanabilir hale getiriyordu.”
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227,1bin okunma
”Tek sınır bizim kendi koyduklarımızdır.”
Kişisel gelişim kitapları okumayı sevmem çünkü bana pek gerçekçi gelmezler. Ancak bu kitapta yazar kişisel gelişime farklı bir boyut kazandırmış. Yazar vermek istediklerini doğrudan, madde madde sıralamak yerine; bir kahraman üzerinden kurgulayarak kendinizi bir terapi seansında hissetmenize vesile olmuş.
Kitabın içeriğine kısaca spoiler vermeden geçecek olursam; Paris’te Eyfel kulesinin en tepesinde intihar etmek üzere olan kahramanımız Alan’ı Psikiyatr Dubreuil’in onu kurtarmasıyla hayatının değişimini okuyoruz.
Kitap; özgüven, korku, kaygı ve kendi bakış açımızla kendimize dair koyduğumuz engelleri nasıl aşacağımızı Alan’ı evrenselleştirerek kaleme alınmış.
Gounelle diyor ki “Korkularımızın çoğu kendi zihnimizin ürünüdür.”
“İnsanları değiştiremezsin, biliyorsun. Onlara ancak bir yol gösterebilir, sonra da bu yola girme arzusu verebilirsin.”
“ Sen itersen o direnir. Dumanı tersine çevir…”
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?