Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Spinozast

Spinozast
@Diskirimnant
"Doğru ve yanlış (sevap ve günah) tüm bu kavramların ötesinde bir yer var. Seninle orada buluşacağım" Mevlana Celaleddin-i Rumi
@Spinoza_st
Master
Güneşe kurşun sıkılan şehir
https://youtu.be/mmCnQDUSO4, 9 Ocak
1288 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre
8.2/10 · 1.532 okunma
Reklam
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Fritz
Jose Saramago’ nun en neşeli eseridir. Türkçe çevirisini Pınar Savaş yapmıştır. Çeviride yazarın biçimsel üslubu korunmuştur. Mesela özel isimler küçük harfle yazılı, ve virgül ve noktadan başka noktalama işareti de yok. Ayrıca diyalogların aktarımında da alışılmışın dışına çıkıyor yazar. Bu seçimlerin başta okumayı zorlaştıracağını düşünmüş olsam
Filin Yolculuğu
Filin YolculuğuJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20212,834 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Madame
Stefan Zweig'ın burjuvaziye duyduğu nefret, bu öyküsüyle derin bir psikolojik araştırmaya dönüşüyor. Yine öfkeli, yine nefret dolu, yine mesafeli, ama Madame de Prie özelinde sözde elit kibarlığın, rutin insani ilişkilerin gerisindeki bozulmayı, ruhani dejenerasyonu kimlik kaybı ve tekinsizin psikolojisini kuşatarak derinleştiriyor. Öykü aslında gerçek bir yaşamdan kesit. On beşinci Luis döneminde bürokraside etkili olan bir kadının görevden el çektirilmesinin hikâyesi. Saraydan kovulma ile başlayan bu öykü, Madame de Prie'ın gün geçtikçe gözden düşmesiyle devam edip, eski saygınlığını çılgın bir yöntem ile tekrar kazanmaya çalışması ile sona etmekte. -alıntı- -uçuruma dans ederek düşmek istiyordu. -daha önce hiç denememiş olmasına karşın şahane rol yapıyordu. çünkü başkalarının önünde duygularını göstermeyi engelleyen her şeyi; korkuya, kaygıyı, utancı, çekingenliği üzerinden atmıştı, nesnelerle gerçekten yalnızca oynuyordu şimdi. -talihin ilerlemekte olan arabasından bu kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi. -ne var ki ölüm, kandırılmaya izin vermeyip gülümsemeyi parçalamıştı. -o da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. arzulandiği zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman aşıktı.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,1bin okunma
Spinozast
@Diskirimnant·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday
8.5/10 · 26,9bin okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
holly şirk!
Jules Verne'nin yirmi altı yaşında yayımladığı öyküsüdür. 1854 yılında, henüz ortada o efsane kitapları yokken yazdığı bu hikâye aslında onun bilim kurgu edebiyatına ne denli eserler bırakabileceğinin de göstergesi olmuştur. Eserde Zacharius Usta'nın kibri ve bu kibir nedeniyle yaşadığı çöküşü, basit fakat etkili bir yolla anlatılmıştır. -alıntı- "yaşadığımız bu kahrolası çağda, mutluluk dolu bir güne uyanacağımız ne malum?" "yeryüzünde her şeyin ömrü sınırlıdır, ilelebet var olacak bir şey insan elinden çıkamaz." "o lanet olası saatlerden biri ne zaman dursa, kalbimin durduğunu hissediyorum, zira saatleri kalp atışlarıma göre ayarladım!" "günün birinde önemli bir insan olursan, günışığının sana gıda kadar gerekli olduğunu anlarsın!" "geçmişimi yık geç, bugünümü sil süpür, geleceğimi yok et, ben yine de karanlıkta yaşamayı beceririm!" "bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözlere kulak tıkar" "ruhunuz madde değil! ruhunuz ölümsüz!" "andernatt şatosu'nda lanetlenmiş biri yaşıyor, keşiş manastırımın haçına saygıda kusur eden bir lanetli!".
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
70 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Fenya..
Bağımsız ve özgürlükçü yaşamıyla döneminin dikkat çekici yazarlarından olmuş ve Freud, Tolstoy, Paul Ree’nin hayranlık duyduğu, Nietzche’ nin platonik aşk beslediği kadın olan Rus asıllı psikanalist Lou Andreas-Salome kitabı. Ataerkil kıskacın gölgesinde, aile kurumunun kutsandığı, kadının yalnızca evlilik hasebiyle bir erkekle muhabbet edebileceğini ve evliliğin ertelenmeyeceğini dayatan bir dönemde, binlerce kadın gibi boyun eğmek yerine savaşmayı tercih eden, kendi arzularını, hayallerini erkeğe teslim etmek yerine, özgürlüğünü her şeyin önünde gören Feniçka Fenya'nın hikayesini anlatan eserde geleneksel cinsiyetler arası ilişkileri pek umursamayan, isviçre’de doktorasını yapmış Moskovalı bir kadının bir erkek psikoloğun gözünden anlatılan hikâyesidir. Anlatıcı yapıtın akışı içinde Feniçka’yla dostluğunu ilerletirken, kadınları her daim belli şablonlar içinde; ya erkek avcıları ya da salt zihinsel kapasiteleriyle öne çıkan cinsiyetsiz varlıklar olarak değerlendirmekten vazgeçip, insan olarak görmeyi öğrenir.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Soranili Ahmet
Ahmet Mithat’ın "Maksadımız yeniçeriliğin mevcut olduğu zamanlardaki eğlencelerin bazılarını anlatmak” diye bahsettiği Dolaptan Temaşa’da pek de bilmediğimiz yaşayışıyla bir dönemin kapıları aralanıyor. İstanbul’un mahalle kahveleri, "helva sohbetleri”, giyim kuşam ve âdetleri, hatta eşyasıyla... Kısa, ancak oldukça zengin içeriğiyle
Dolaptan Temaşa
Dolaptan TemaşaAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,555 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tımar
Bu öykü kitabı 1892 yılında tiyatro ve oyun yazarı Anton Pavloviç Çehov dehasının ustalık döneminde yazdığı, insanın kendine ve çevresine yabancılaşmasının öyküsünü anlatan ve günümüzde de güncelliğini koruyan tipik bir "amansendecilik" anlatısıdır. Rusya'nın fakir bir kasabasındaki tımarhanede yatan paranoyak Ivan Dmitriç ile oraya
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,8bin okunma
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Meczup
Halil Cibran' ın 1913 yılında el-fûnun dergisinde yazmış olduğu 1918 de kitaplaştırılmış gençlik dönemi eseridir. Maskelere bürünmüş insanların arasından sıyrılıp yalnızlığa, huzura erebilenleri, sahtecilikten arınmış, kendini diğer insanlara yaranmak zorunda hissetmeyen kişilerin nihayetinde tek fakat özgür olduklarını basit hikayelerle anlatan şiirsel öyküler içerir. -alıntı- "nasıl meczup olduğumu bilmek ister misiniz? bakın nasıl oldu: bir gün, derin bir uykudan uyandım ve gördüm ki bütün maskelerim -yedi yaşamım boyunca biçim verip taşıdığım yedi maskem- çalınmıştı. maskesiz bir hâlde, "hırsızlar, hırsızlar, lanet olası hırsızlar!' diye bağırarak kalabalıklarla dolup taşan sokaklarda koşuşturup durdum. erkekler ve kadınlar alay ettiler; bazıları da benim bu hâlimden ürküp evlerine kapandılar. pazar yerine vardığımda, toy bir delikanlı çatıya dikilmiş "meczup var!" diye bağırıyordu. onu görebilmek için başımı kaldırdım; güneş ilk kez çıplak yüzümü öptü, ruhum güneşin aşkıyla tutuştu ve artık maskelerimi istemez oldum. sonra vecd hâlinde şöyle haykırdım: ‘kutsa, maskelerimi çalan hırsızları kutsa!' işte böyle meczup oldum ben. özgürlüğü ve huzuru buldum meczupluğumda; yalnızlığın özgürlüğünü ve anlaşılmamış olmanın huzurunu... çünkü bizi anlayanlar içimizdeki bir şeye de egemen olurlar. ama yine de, huzurumdan dolayı boş bir gurur duygusuna kapılmayacağım. hapishanede bir hırsız başka bir hırsızın güvencesi altındadır.
Meczup
MeczupHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,8bin okunma
1.637 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.