Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Dünyahalim
Dünyahalim
@Dunyahalimm
267 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Kaybolmuş masumiyete bir ağıt: Orman Sakinleri.
Thomas Hardy’i okumadan önce kısa bir araştırma yaptım ve okuduğum yazıyı sizinle de paylaşmak istiyorum: Romanlarında evlilik, ahlak, cinsellik ve ölüm temalarına sıkça yer veren Hardy’nin üslubunda, yaşadığı çağdan hayal kırıklığına uğramış bir kişinin sesi ve öfkesi vardır. Ancak bu öfke hiçbir zaman su yüzüne çıkıp isyana dönüşmez, bilâkis içinde yaşadığı çağın gerçekliğini kabullenmiş rasyonel bir zihnin hüzün duygusunu dile getirmesine aracı olur. Bugünün okuru için Hardy’i hala cazip kılan sebeplerden biri biraz da yazarla paylaştıkları bu hüzün duygusudur.
(gazeteduvar.com.tr/amp/kaybolmus-m...)
Kitabın konusuna gelecek olursam,
Bir orman köyünde yaşayan Grace Melbury, ona ilgi duyan fakir ve eğitimsiz Giles Winterborne yerine babasının baskısıyla doktor Edred Fitzpiers ile evlenmeyi seçer.
Veee olaylar olaylar( bundan sonrası spoiler olacağı için anlatmıyorum)
Thomas Hardy kesinlikle Kırsal edebiyatın öncüsü. Doğaya hasret olan beni içine çeken bir kitap oldu. Ormanda kereste kokuları eşliğinde mükemmel betimlemelerle dolu bir kitap okudum. Sadece doğayı değil kırsal kesimde yaşayan insanları, onların yaşam biçimlerini o kadar güzel anlatmış ki Karakterlerle bağ kurmamak imkansız
Benim Hardy’den okuduğum ilk eserdi bugüne kadar siz de yazardan hiç kitap okumadıysanız önerebileceğim bir kitap olur. Keyifli okumalar dilerim
Okuduğum ilk Amin Maalouf kitab“Fedailerin Kalesi Alamut” eserini okumaya başladığımdan beridir herkes bana “Semerkant” eserini de oku diye o kadar çok yazdı ki Semerkant eseri, Alamut eserinden önce mi okunmalı yoksa sonrasında mı okunmalı diye kısa bir araştırma yaptıktan sonra bu konuda çok fazla kafa karışıklığı olduğunu gördüm.
Ben iki eseri de artık okumuş biri olarak
Kesinlikle Alamut eserinden önce Semerkant eserinin okunmasını tavsiye ediyorum. Bir el yazması kitabın serüvenini bu romanda okuyacaksınız. Okurken Semerkant sokaklarını gezip onlarla beraber yiyip içeceksiniz. Her iki eserde de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk’ü okuyoruz ama Semerkant eserinde Ömer Hayyam ve kurgusal karakterimiz Benjamin O. Lesage daha baskınken Alamut eserinde Hasan Sabbah daha çok öne çıkıyor.
Maalouf, kesinlikle tarihi karakterleri müthiş bir şekilde anlatmış özellikle Selçuklu dönemi hakkında çok fazla ayrıntı mevcut ama yazarımızın ırkçı olduğunu düşünüyorum. Koca Selçuklu padişahlarını yerden yere vurmuş, Melikşah’ı haremden çıkmayan bir padişah olarak göstermiş, yer yer de Türkleri gömüyor ama İranlıları da öve öve bitiremiyor. Kitaptan alıntı:“Şu Türk’e de bak sen! Daha çadırından yeni çıktı! Düne kadar babası atası kim bilir hangi putun önünde secdeye varıp sancaklarına da hangi domuz suratlarını çiziyorlardı!” (Sayfa:51)
Yine de okurken maceradan maceraya atladığım, sürükleyici, tarihi roman konusunda beni oldukça tatmin eden bir eser oldu.
Dikkat dikkat!!! Bu kitap sizi müthiş bir deniz macerasına çıkartacak.
Bazen okuduğumuz kitaplarda karakter kitabın önüne geçer ve kitaptan daha ünlü olur hatta bazıları kitapla aynı ismi taşır.
Örnek verecek olursam; Raskolnikov, Hayri İrdal, Meursault, Mr. Darcy, Maria Puder, Martin Eden, Oblomov, Notre Dame'ın Kamburu..daha bir çok kitap
Okur Takip Önerileri
Tarihi romanlar okumayı sevenleri mutlu edecek bir kitapla geldim. İskender Pala’nın Od eserinden sonra beğendiğim en iyi Tarihi roman eseri oldu.
Kitabı okurken gözünüz kitapta elleriniz klavyede o dönemi araştırıp yaşanılan olayların gerçekliğiyle şaşıracaksınız.
Hasan Sabbah 1034-1124 yıllarında Büyük Selçuklu Devleti döneminde yaşamış bir tarikat lideri. Tarikatı önceleri İsmaili olarak bilinirken sonrasında Hasan Sabbah ile Haşhaşi olarak bilinmeye başlamış.
Kendisinin en önemli özelliği müritlerine verdiği haşhaş ile onları uyutarak kurduğu sahte cennetlere götürmesi ve sahte cennetlerin her türlü nimetlerinden müritlerini faydalandırarak onların kendisine sıkı sıkıya bağlanmasını sağlamış olmasıdır. Bu sahte cennetlere giren müritler oradaki güzel kızlar, bahçelerin güzelliği ve yediklerinden içtiklerinden etkilenerek gerçekten de cennete geldiklerini sanıyorlar ve sonrasında liderleri olan Sabbah’ın yanına döndüklerinde ona inanılmaz bir bağlılık ile bağlanıyorlardı.
İşte bu kitap o sahte cennetin yani Alamut’un hikayesini anlatır.Kitap genel olarak bu cennetten bir dönemi ve Hasan Sabbah’ın felsefesini anlatmaktadır.
Çok çok güzel, bir çırpıda bitebilecek bir kitap. Yalın dilinin yanı sıra sürükleyici, zihni açık tutan yapısıyla sayfa sayısını unutturup zevkle okuduğum bir kitap oldu.
Sir Arthur Conan Doyle/Sherlock Holmes Kitap Serisi
Merhaba. Ben Sherlock Holmes’u bilip ama okumayanlardandım.Yılın son ayında yıllardır ertelediğim seriyi nihayet okudum ve artık ben de Sherlock Holmes fanıyım. Tek paylaşımda tüm seri için bir inceleme yazdım.
Martı yayınları Sherlock Holmes serisi toplam 5 kitaptan oluşmaktadır ve okuma
Kim Milyoner Olmak İster? Yarışmasına katılmak istiyorsanız bu kitabı okumadan katılmayın derim. Kültür seviyenizi yükseltecek sade bir dille ele alınmış, herkesin kolaylıkla anlayabileceği düzeyde bir kitap
Uygarlık tarihi dersi, insanlığın günümüzdeki medeniyet düzeyine hangi ekonomik, siyasi ve toplumsal aşamalardan geçerek geldiğini inceler. Toplumları her yönüyle ele alan bir bilim dalı olan uygarlık tarihi, bütün ulusların getirdiği medeniyeti, kültürü ve diğer uygarlık eserlerini ele alır.
Uygarlık tarihi, sadece devletleri değil, aynı zamanda insanlığın gelişimini de inceler. Uygarlık, nesilden nesle aktarılan kültür ve bilim ürünlerinin tamamıdır. Bunlar, önemli buluşlardan olan yazının bulunması veya laiklik ve demokrasi gibi kavramlar da olabilir.
İçinde yer aldığımız yeni dünya düzenindeki sosyal hareketleri anlamlandırma, çözümleme ve yorumlama becerisini kazanmak istiyorsanız bu kitaba göz atmanızı tavsiye ederim.
Merhaba, bugün İlber Ortaylı Hocanın okunmasını tavsiye ettiği bir kitapla geldim.
Şule Gürbüz’ün kaleminden çıkan “Kambur”eseri yazarla tanışmama vesile olan ilk kitap oldu. Yazarımız, hayatını şair ve mekanik saat ustası olarak sürdüren Şule Gürbüz, 1974 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde İspanyol Dili ve Edebiyatı ile Sanat Tarihi bölümlerinde lisans eğitimi alan Gürbüz, İngiltere'deki Cambridge Üniversite'sinde ise Felsefe eğitimi aldı.
Yazarımız kitapta kambur bir adamın ağzından bir yıllık bir zaman dilimini ele alıyor. Kitap, adını başkahramanı ve anlatıcısının sırtındaki kamburdan alıyor. Hem gerçek anlamıyla kullanılan hem de yaşamın yükünü ifade eden bu ad, insanın kendisiyle ve yaşamla olan çarpık ilişkisini tüm gerçekliğiyle yansıtıyor.Yazarın 18 yaşındayken kaleme aldığı ilk romanıymış.
Bunu baz aldığımızda oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Bence bu öyle bir kitapki kendini sevdirince başucu kitabı olur ama kendini sevdirmeyince de hiç sevilmeyecek bir kitap. Çünkü o derinliği yakalayamayan için o kadar savruk ve öylesine yazılmış gibi duruyor ki. Bunun nedeni de, Bilinç akışına benzer bir teknikle kaleme alınan kitap, olay örgüsü ve kurgudan ziyade düşünce ve anlatım şeklini ön plana çıkarıyor.
Merhaba2021 Everest İlk Roman Ödülü’nün sahibi olan “Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler” kitabıyla geldim.
Devrim Koçak’ın da dediği gibi kitap bir affedilme hikayesini anlatıyor ama daha çok affedilememeye dair bir hikaye.
Kitapta birbirine yedirilmiş iki hikaye var ve bu iki hikayenin kahramanlarının birbirlerini tanımadan birbirlerinin
Bir baba/oğul hikayesi
Yazarın felsefe üzerine doktora yapmış olması ister istemez yazdığı eserde Edebiyatın içine felsefenin de nüfuz etmesine sebep olmuş.
İçerisinde bizi çok fazla karaktere boğmayan
Sait,Ömür ve Yusuf’un etrafında şekillenen sürükleyici bir eser.
Kitabı “ölüm ve aile” kavramları içerisinde okuyorsunuz. Sait ve Ömür çifti öğretmendir ve çocuklarının olmasını çok isterler ve beklenen çocuk yani Yusuf gelir, hikaye başlar.
Kitap çok durağan ve sade geçiyor sanki Nuri Bilge Ceylan’nın filminden bir kesit izliyormuşum gibi hissettim.
Bu denli durağan olması ve sade bir dil kullanmasına karşın sürükleyici olup, kendini okutturan bir eser olması Kerem Eksen’nin usta bir yazar olduğunu bize gösteriyor.
Yazarın kısa bir romanda beni tatmin edecek kurguyu yakaladığını düşünüyorum.
insanın çaresizliğinde belkide en ilkel duygumuz olan dine sığınma ihtiyacı duyması,batıl inanç, yalnızlık, karakterlerin psikolojilerinin derinlemesine incelenmesi kitabı çok zenginleştiriyor.
Özellikle Sait’in, Yusuf doğduktan itibaren sürekli içinde yaşadığı huzursuzluk, ölüm korkusu, ve bu huzursuzlukların çekişmelerin Ömür ile arasında anlaşmazlıklar doğurması kendini artık Sait olarak değil de sadece Yusufun babası olarak görmesi ve bu duyguları derinleştirerek bize okutturması çok zevkliydi.
Merhaba. Bugün tek incelemede 2 kitapla geldim.
( Sol Ayağım 1 ve Her Gün Hüzün/Sol Ayağım 2)
Sol Ayağım kitabını çoğu kişi okumuş ya da duymuştur diye düşünüyorum. Peki kitabın devamı olan; Her Gün Hüzün( Sol Ayağım 2) kitabını okudunuz mu?
Sol ayağım kitabının konusu kitabı yazan Christy Brown isimli yazarın kendi otobiyografisidir.
“Babasız çocuklar tanrıya sığınırdı ama o tanrı olmayı seçti.”
Ahmet Ümit’ten okuduğum ilk kitap oldu.
Polisiye romanlarını pek okumayı sevmediğim için açıkçası bugüne kadar yazarın eserlerine önyargıyla yaklaşıyordum. Son zamanlarda kitap ile ilgili çok fazla eleştiri okuyunca kendim okuyup görmek istedim. Bununla birlikte eserin polisiye bir
Merhaba. Edebiyat dünyasını ikiye ayıran bir kitap olan “Çavdar Tarlasında Çocuklar” Bazı eleştirmenlerin yücelttiği, bazı eleştirmenlerin de yerdiği bir kitaptır.1951 yılında basılan kitap, Salinger'in ilk ve tek romanıdır. Çıktığı andan bu yana ilgi gören bir romandır.
Kitabın konusundan başlayacak olursam,
Ergenlik dönemindeki bir
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Merhaba. Bugün Tek Gönderi de iki kitaptan bahsedeceğim.
Çizgili Pijamalı Çocuk kitabını ilk defa okuyup ardından aynı isimle filmini izledikten sonra uzun süre yutkunamadığımı, bir insanın bir insana bunları nasıl yaptığını anlayamadığımı ve resmen şok olduğumu hatırlıyorum. Ardından yıllar sonra kitabın devamını okumak istediğimde bazı
Franz Kafka/ Dönüşüm
Bir sabah uyandığında..
Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında,kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Önce biraz yazarı tanıyalım istiyorum
Kafka, Prag'da, Almanca konuşan Yahudi orta sınıf bir ailede dünyaya geldi. Avukat olmak amacıyla hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bir sigorta
Depresyonel Düşünceler, herkesin kolaylıkla okuyup özümseyebileceği bir kitap.
Kitapta hayata,insan ilişkilerine dair davranışları ve bu davranışların olumlu/olumsuz taraflarını basit bir dille anlatıyor.
Beğendiğim alıntılar:
“İnsanın yaşamı boyunca inşa edeceği en büyük ve tek seri "kişiliğidir".
“Herkes aynı yaşta doğar aynı yaşta ölür, çünkü herk <<an>> kadar yaşar.”
“Hz. Ali'nin "Köyün birinde açlıktan ölen biri varsa bütün köylü katildir." sözü, yaşam hukukunun sosyal bir boyutu olduğunu da gösteriyor.”
“Orta çağda bir bilim insanın, giyotinle idam edilmeden önce yanındakilere: "Başım, bedenimden ayrıldıktan sonra gözlerimi kırpmaya devam edeceğim, en azından bu şekilde ölürken de bilime bir katkım olur." demiş olması insanın son nefesinde bile amacını yaşatmaya çalıştığını gösteriyor.”
“Geceleri bizi uyutmayan, sabahları yatağımızdan fırlatan bir heyecanımız varsa "bir amacımız" da var demektir.”
