"Camdaki Kız " hayatını dört duvar arasında geçirmeye mahkum edilmiş, pencere önünde akıp giden hayatı izlemeye mecbur bırakılmış masum bir genç kızın yürek burkan hikayesi...
Kişi kendini hep uğursuz, kötü, sevilmeyen, istenmeyen, lanetli.... görürse hayatı ne kadar normal ilerler? İnsan, doğup büyüdüğü evden ayrılırsa silinir mi tüm bu düşünceleri? Her şey yaşadığı o evde mi kalır yoksa kendi ile ömrünün sonuna kadar gider mi?
Bu eser sevginin, sevmenin, sevilmenin ne kadar hayati önem taşıdığını gösteren bir romandır. Hatta bunu kitabın son cümlesi olan aynı zamanda tüm kitabı özetleyen şu cümleyle açıklayabiliriz; Hastalığın sevgisizlikten, şifanın ise her zaman sevgiden, şefkatten geldiğini çok daha iyi biliyorum.
Bu kitapta gerçekten şu durum fark ediliyor, bu kliniğe genellikle hastaların değil, asıl hastaların hasta ettikleri gidiyor.
Yazacağım her cümle kitap hakkında bilgi vereceği için çok uzatmak istemiyorum. Çünkü herkesin bizzat okuyup yaşamasını istiyorum.
İncelememi şöyle bitirmek isterim, insan asla hayata küsmemeli ve her zaman bir umut beklemelidir. Çünkü karşınıza öyle biri çıkacak ki, size sevmeyi öğretene kadar sizden vazgeçmeyecek.