Felsefe öğretmeni Murat'ın hakikat ve anlam arayışı nedeniyle yaşadığı var oluşsal problemler, Murat'ın kendine ve hayata yabancılaşması... Bütün bunlar modern çağ insanının ortak dertleri. Bu dertlerle kimi daha çok karanlığa gömülürken, Murat daha çok kitaplara gömülür. Acısı arttıkça arayışındaki telaş da artar. Ve nihayetinde sıkışmışlık çözüldüğünde, gönlü kainatın şiirini duymaya başlar.
Aslında hakikat arayışını, boyutlar arası yolculuğa benzetmişimdir her zaman. Insan oğlu, bildiklerinin ötesindebir gerçeklik ve anlam aradığında ne kendisi ne de durduğu yer aynı kalabilir. Yeni bir anlayış ve bakış açısı yakalayabilmek için, insanın hakikatte fantastik öğeler içeren bu yolculuğa çıkması insanın en büyük ihtiyacıdır. Bu roman sizi, çıkacağınız yolculukta samimiyetle eşlik etmek üzere beklemektedir.
Kitabimı, kitapyurdundan temin edebilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.
Urvet’ul VuskaEmine Sevde Yazıcı · Mythos Kitap · 20222 okunma
Ve şeytanın içeri girmesine izin verdim.
Bir değil binlercesiyle ezildi kalbim.
Ruhunu kaybetmiş onca insanın çığlıklarını duydum.
Irmak olmuş akıyordu kalbime.
Herkesin tüm hüznünü toplayan bir deniz gibi,
Bir sağa bir sola sallandım.
Dalgalandım ve çalkalandim.
Bunca acıyı insanlar nasıl taşıyordu yüreğinde?
Söyle ey duyguların en derini
Kaderdir bu rüzgarın estirdiği; bırak, gelsin,
gelsin ne varsa tutkulardan ve körü körüne,
ne varsa uğruna yanıp tutuştuğumuz: - gelsin.
(Sessiz ol ve kıpırdanma ki, varsın bize.)
Ey kader dediğimiz, bu rüzgarla gelmelisin.
Bir gün dünyanın bütün yükünü yüklenmek üzere çıkarsın evinden,
Acılar ve keder ısrarla yolunda arkadaşlık eder.
Yeknesak adımlarla bazen sağa bazen sola dönen yolu edersin takip.
Yol boyunca bir parça daha kopar içinden ve bu acı yetmez olur uyanmak için.
Keşke dersin daha çok yıkılsaydım...
Daha derine düşseydim ve daha yükseklere çıkacak o gücü bulsaydım içimde.
Sadece mücadele değil, savaşın onurunu üzerinde taşımak için.
Bu hayata kutlu bir anlam kazanmak için geldiğini haykırmak için.
Seni duyacak olanlar sadece taşlar ve kuşlar...
Yine de çığlıkların bir dağdan ötekine doğru koşar.
Bilmediğin bir dilde bilmediğin bir şarkıyı söylerken bulursun kendini.
Ve bilinmezlik bildiğin her şeyden daha anlamlı gelir belki.
Ne kaybedersin?
Denemediğin bir tek bu kalmıştı.
Bildiğin her şeyi unut.
Adımla cesaretle bilinmezliği...
Playlist~
Nostalghia- Premier Deuil
Ey insanlar!
Ölümün kutsal karanlığı karşısında diz çökün!
Bir gün yaptıklarınızın hesabını sorulmayacak sanmıştınız
Çektiğiniz acıların yaptığınız sayısız hata karşısında sizi kurtaracağını düşündünüz.
Adaleti çok hafife aldınız.
Ama merhamet dilenmekte haklısınız.
Bugün şimdi burada,
Her şey bir son bulmadan önce, bağışlanma dileyin!
Size son bir an armağan ediyorum.
Pişman olmaya cesaretiniz varsa,
Kalbinizdeki pişmanlık yükünü terazinin diğer ucuna koyup sizleri tartalım.
Ancak pişmanlığı kendinden ağır olanları acısız bir ölümle onurlandıracağım.
Şimdi öne çıkın ey Vicdani kendinden ağır olan ince yürekli insanlar!
Merhametin en gerektiği bu anda ruhunuzun aslının görünmesine izin var.
Belki başka zamanda görememiştiniz kendinizi bu netlikte.
Ama buna şimdi izin var.
Ve adalet kılıcım en yüce emirle sizleri kestiğinde,
Çektikleriniz veya çekmedikleriniz,yalnızca sizin kendi ellerinizle kendiniz için kazandıklarınız olacak.
Şüphe olmayan bugünde dehşetiniz,
Ancak yeryüzünde çektirdiğiniz acılar kadar olacak.
O nedenle yaptıklarınızdan ya son bir pişmanlık duyar ve kurtulursunuz.
Ya da yine egonuzla düşünür ve yanılırsınız.
Görelim bakalım adaletin yalnızca doğrulukla kesen kılıcı karşısında,o zayıf ve küçük bedenlerimiz ruhlarınızdan ayrılıp ne yana düşecek!
Ormandaki her canlının ruhu bir araya gelmiş, en yaşlı çınarın kalbinden bir yüz olarak kendini belli ediyordu. Yüzyıllarca sessiz kalmış nice hayvan ve bitkinin söyleyeceği sözlerin artık dile gelmesi gerekiyordu. Son orman yangınından sonra ağaçlardan geriye küller kalmış, hayvanların nicesi bu yangında hayatlarını kaybetmişlerdi. Ölü ağaçların