Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Volkan Aslan

Emre Volkan Aslan
@EmreVolkanAslan
8 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
İnsan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar da yapabilir. Kızmamalısın. Darılmamalısın eğer bir kardeşlik varsa aranızda. Sevgi, hoşgörü takıntıları da değil. Bir elmanın kırmızı olması, bir gülün öyle kokması, bir derdin halledilmesinin ardından gelen ferahlık kadar sıradan ve güzeldir hata yapmak da. Aşka çılgınlığın yakıştığı çağları neden unutalım? Neden tarihin çuvalına tıkalım tatlı serseriliği, az biraz sergüzeşt olmayı? ! Ilımlılık mı kurtaracak insanlığı? Alttan alma mı örtecek bunca çirkefi, zorluğu, belayı? Demokrasi, senin saçlarından güzel olamaz. Senin yüzünden daha güzel olamaz krediler, faizler, repolar, tahviller. Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terkettiğin gecedir. Beni üzdüğün, yorduğun, yıprattığın gecedir. Bir kabahat mi gerçekten kendi dışında birine hayranlık beslemek? ! Gerçekten kırıyorsun beni, Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Reklam
Kalbimi de büyüttüm sonunda, Artık bazen gözlerime tırmanıp bakıyor sokağa Kirpiklerime tutunuyor, o ince parmaklıklara Öyle çok büyüdü yani, görsen şaşarsın. Kalbim sanırım büyüyünce Sokaklarda ağlayan biri olacak.
" Daha iyi olabilecek miyim ? demeye dilim varmıyor, buna cesaret edemiyorum. Çünkü , denedim efendim, olmadı. "
Sayfa 108Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Belki de bu rüyayı hiç görmedim albayım. Belki de , hiç bir şeyin sonuna katlanamadığım gibi , bu rüyanın sonuna da katlanamadım ve seyretmedim sonunu. Küçükken korku filmlerininde yarısında çıkardım. Belki de bu rüyanın tam burasında uyandım."
Sayfa 261Kitabı okudu
Arada bir bize benzeyen biri çıkıyor ve artık yeter diyordu. Onunla birlikte bağırıyorduk: artık yeter! Bazen kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk. Onlar da sizler gibi onlardı. Düzeni çok iyi kurmuştunuz. Hep bizim adımıza, bize benzemeyen insanlar çıkarıyorduk aramızdan. Kimse bizim tanımımızı yapmıyordu ki biz
Reklam
"Artık sanki yaşamıyorum, yaşayan birini seyrediyorum ; daha önce bildiğim romanı okur gibiyim. Bir roman , kendini okumaya başlasaydı herhalde bu kadar sıkıcı bulurdu kendini..."
Beni kitap gibi okuyup bi kenara mı fırlatacaksınız ? ( Ben de buna dünyada razı olmam.) Ben adamın elini yakarım. Onun için uzaktan okuyorsunuz ya zaten. Ben böyle hafiflikler yapınca yaklaşıyorsunuz biraz. Canım korkaklar ! Kendimi zehirlememe neden göz yumuyorsunuz ? Ben kendi zehrimden müteessir olmazmışım. Müteessif ederim size.
Sayfa 331Kitabı okudu
"Dün sabah annem, eskiden nasıl uslu bir çocuk olduğumu anlattı ve sonunda , şimdi de eski durumuma döndüğümü söyledi. Korkunç bir bakışla susturdum onu. Bilmeden Oswald meselesine dokundu ; bende unutmaya çalışıyordum. Ölürsem daha uslu olacağımı söyleyerek yerimden kalktım, yatağıma döndüm. Kimseye , kimsenin varlığına dayanamıyorum artık."
Sayfa 616Kitabı okudu
"Dostlarım alay ediyor benimle. Bu çocuğun sonu ne olacak , diyorlar. Hiç olmazsa kitaplardan kitaplar çıkarmalıymışım. Bunu da yapamıyorum, yazamıyorum. Kitapları , işimde kullanılacak bir mal gibi göremiyorum : kapılıyorum onlara. Belki kitaplar da bu kadar bağlanmamı istemiyorlar kendilerine. Kitaplar da onlara karşı gösterdiğim aşırı ciddiyetimle alay ediyordur. Biliyorum , kitaplar da beni adamdan saymıyorlar. Fahişelerin, onlara barlarda para yediren tüccarları küçümsemesi gibi hor görüyorlar beni. "
Sayfa 370Kitabı okudu
" Zeki insanlar hiç bir şey beceremezler , becerenler yalnızca aptallardır ."
Reklam
bir uçak gibi çakılır aşka ihanet, şairler her gece bir oyuncak öldürür kadehlere şaraplar yerine kan doldurur hatıralar çocukları en fazla tüller ve cesetler güldürür!
Sayfa 176Kitabı okudu
İnsanlar ! Neden kaybolup gitmeme seyirci kalıyorsunuz? Benden ne kötülük gördünüz ? İnsanlar , duygusuz bir telaşla kaçışıyordu. Çok zayıfladım insanlar ! Belki de kaçmak istediğim bir işe farkına varmadan sürüklüyorsunuz beni. Oysa, ne kadar korkuyordum beni tutmanızdan. Ne kadar tutucu görünüyordunuz. Ne hileleriniz vardı. Ne kadar zayıf bağlarla bir arada tutuyormuşsunuz toplumu. Benim ayrılmama seyirci kalmanız ne kadar dehşet verici. Sonra, durum artık saklanamayacak bir şiddet kazanınca , şaşırmış görüneceksiniz. Sahte bir şaşkınlık göstereceksiniz. Sizi hesaba katıp yola çıkanları büyük hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. Ne diyeyim ? Siz beni tanımıyorsanız, ben de sizi hiç bilmiyorum. Buna da üzülmüyorsunuz. Daha beter olun !
Sayfa 403Kitabı okudu
Mütercim Arif'in dediği gibi, " Nev-i beşer maişetini merak ve tecessüsle temin eder ."
Sayfa 333Kitabı okudu
"Sen adam olmayacaksın," dedi albay. "Ben de Bilge'ye her zaman bu sözünüzü tekrar ediyorum albayım, fazla ümide kapılmasın diye. Gönlünün rüzgarına kapılıp gitmesini istemiyorum. Üzülüyorum albayım. Sonra gidip ne diller döküyorum bilseniz. "Neyin var canım ?" filan diyorum. Daha neler söylüyorum. Gözlerine filan bakıyorum. Siz gerçekten doğru söylüyorsunuz albayım : Ben adam olmam. Ben , tek başıma yaşamalıyım, başkalarını zehirlememeliyim. "
Aslında dış yaşantılarım çok fakir olduğu için herkesin büyük bir titizlikle sakladığı bilinçaltı zenginliklerini açıkça ve utanmazca kullanarak bitirdim. "Saçmalama" dedi Albay. Öyle demeyin doktor ; ben bugüne kadar hiçbir ızdırabımı bilinçaltına itmeyi başaramadım. Bu yüzden çok boş kaldı orası, özellikle gecekonduya geldikten sonra bütün rezilliklerimi çekinmeden sergiledim. Hatta bunları birer marifetmiş gibi göstermeye çalıştım. Bu ülkede eksikliğini duyduğum insanın ' kendisiyle hesaplaşma' meselesini bizzat kendime uygulayarak bu meselenin ilk kurbanlarından oldum.
Yakında bitiyor sevgili dinleyicim : Piyasaya bi çıksam mesele kalmayacak. Bütün hesaplarımı yaptım , maliyetimi çıkardım. Onlara oldukça pahalıya mal olacağım !
Reklam
"Scipio, Roma halkı önünde ağır bir suçlamaya uğradığı bir gün, kendini savunacak ya da yargıçlarına yaranacak yerde şöyle demiş onlara : Pek yaraşır size , sayesinde dünyayı yargılama yetkisini elde ettiğiniz bir insanın başını yargılamak."
" Bana kitap kurdu , boş hayaller kumkuması , hayatın cılız gölgesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir. Şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan Don Kişot'a benzetebilirsiniz beni. Yalnız onunla bir fark var aramda ; ben kendimi Don Kişot sanıyorum."
"Birini sıkıntıda görünce çocuk gibi ortadan kaybolmak istiyorum. Korkaklıktan değil ; kendimi onun yerine koymaktan. İnsanların karşısında bazen de o eski aptalca utangaçlığım yüzünden dikilip kalıyorum. Gitmek gerektiği halde bir türlü uzaklaşamıyorum. Her zaman gerekenin tersini yapıyorum, çocuklar gibi. Kitaplarla, yeni bir çeşit masal dünyası ile hayatı karıştırıyorum eskisi gibi. Galiba gittikçe de düzeltilemez oluyorum bu konuda. Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını farkedemiyorum. Bazen, suratıma bir garip bakıyorlar; o zaman uyanır gibi oluyorum."
Sayfa 370Kitabı okudu
Evet, haklıydı akrabalar. Ben normal olmadığım için anormal olan bi çocuktum. Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne , kötü davranışlardan , istemediğiniz için kaçının, diyor : beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Bende diyorum ki ; Sayın Montaigne ve sizin gibiler ! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiç bir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte!
Ruhum bir yerde durabilseydi , kendimi denemekle kalmaz, bir karara varırdım : Ruhum sürekli bir arayış ve oluş içinde.
"Hafiftim , güzeldim , rüya gibiydim ; bakmasını bilmedi. "
Reklam
Elle tutulur tek belgeyim ben. Yüzüme baktıkça okumalısınız beni. Aranızda durmadan dolaşacak, elden ele gezecek canlı bir delil. Kendimi çevrelere sokup gazetelerde ilan edeceğim, duvarlara yapıştıracağım Turgut Özben'i. Cumartesi günleri öğle tatilinden sonra bayrak direklerine çekeceğim. Zarflara koyup mektup diye göndereceğim. Ben'i açmaya korkacaksınız!
"İyi şeyler birdenbire olur , bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz ."
" Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin. Yarı içtenliğe dayanmam zor benim. "