Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre Uçan

Sabitlenmiş gönderi
SAYIM Ayışığında oturuyorduk Bileğinden öptüm seni Sonra ayakta öptüm Dudağından öptüm seni Kapı aralığında öptüm Soluğundan öptüm seni Bahçede çocuklar vardı Çocuğundan öptüm seni Evime götürdüm yatağımda Kasığından öptüm seni Başka evlerde karşılaştık İliğinden öptüm seni En sonunda caddelere çıkardım KAYNAĞINDAN ÖPTÜM SENİ
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Emre Uçan
Bir kitabı okumaya başladı
Labirent
LabirentAmin Maalouf
9/10 · 36 okunma
Izdırabın verdiği intibah¹ zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar. İntibah: uyanış

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Emre Uçan
Bir kitabı okumaya başladı
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa
7.8/10 · 47,5bin okunma
255 syf.
·
Puan vermedi
·
98 günde okudu
İdeolojinin Yüce Nesnesi
İdeolojinin Yüce NesnesiSlavoj Zizek
8.4/10 · 138 okunma
Reklam
395 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Vahdettin Dosyası Hainlik Belgeleri
Vahdettin Dosyası Hainlik BelgeleriAlev Coşkun
0/10 · 2 okunma
İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Amiral Webb, 19 Ocak 1919'da Londra'da Hariciye Müsteşar Yardımcılarından Sir Ro- nald Graham'a gönderdiği mektupta şöyle diyordu: "... Görünürde memleketi işgal etmediğimiz halde, şimdi valilerini tayin ediyor veya görevlerinden uzaklaştırıyoruz; polislerini yönetiyor, basınlarını denetliyor, zindanlarına girerek Rum ve Ermeni tutukluları iş ledikleri suçlara aldırmaksızın serbest bırakıyoruz... Demiryollarını sıkıca denetimimizde bulunduruyoruz ve istediğimiz her şeyi müsadere (el koy- ma) ediyoruz... Politikamız, süngünün keskin ucuna dayanıyor... Halife elimiz altında bulundukça İslam dünyası üzerinde ek bir denetleme ara- cına sahibiz... Bildiğiniz gibi Padişah bizi buraya yerleştirmek istiyor...
Sayfa 357Kitabı okudu
25 Mayıs 1920 de Atatürk 'ün mecliste yaptığı konuşma
"Şimdilik bunlardan hiç söz etmemek yüksek menfaatlerimiz gere- ğidir. Eğer maksat, bugünkü halife ve padişaha bağlılık ve sadakattan ayrılınmadığını söylemek ve belirtmekse, bu zat haindir. Düşmanla- rın vatan ve millet aleyhinde kullandıkları bir maşadır. Bugün bu ma- kamı işgal eden zat, bu millet ve memleket için hain bir adamdır..." (Alkışlar, bravo sesleri) Bu kesin yargıdan sonra, Atatürk şunları söyledi: "Ali ve Muaviye dönemini mi yaşayacağız?" (...) "Yüksek meclisinizde şimdiye kadar pek büyük ve cidden tarihi cüretler (saygısızlıklar) gördük. Ne yazık ki şimdi halifelik makamını ve saltanatı işgal eden zat bu millet için hain bir adamdır..."
Sayfa 313Kitabı okudu
Damat Ferit'in 12 Mart 1919'da bir Fransız gazetecisine verdiği de- meç şöyleydi: "Size Türkiye'den önce her şeyini borçlu olduğum Fran- sa'yı anlatabilirim. Üç serserinin Fransa'ya savaş ilan ettiği gün gözyaşı döktük (Çukurova'da Fransızların öne sürdükleri Ermeni militanları- na karşı yapılan savaş kastediliyor)." "Fransa'ya savaş ilan etmenin insanlığa karşı savaş ilan etmek oldu- ğunu söyledik. Söyleyiniz Mösyö, milletin ve saltanat hanedanının ma- sum olduğunu söyleyiniz." (Alemdar ve Hadisat gazeteleri)
Sayfa 262Kitabı okudu
Amiral Webb, damat Ferit hakkında...
İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb, 11 Mart 1919 günü Londra'ya gönderdiği iletisinde yeni kurulan Damat Ferit Hükümeti için "düşünülmesi mümkün olan en İngiliz yanlısı hükümet" nitele- mesini yapıyordu. Hatta bu hükümetin "İngiliz isteklerine uyum de- recesinin hayli mahcup edici (utandırıcı) olduğunu", sadrazamın "her valiye bir İngiliz danışman atamak istediğini", bu önerinin "ilginç ol- duğunu" belirtiyordu. Tutuklamalar konusunda ise şöyle yazıyordu: "Yeni hükümet, övünülecek bir çabayla yeniden tutuklamalara başladı. İtaatli bir ata fazla antrenman yaptırıyoruz. Daha fazla adam tutuklar- sak bu hükümet istifa eder. Daha iyisini de bulamayız. Başbakan her bir valiye bir İngiliz danışman atamak istiyor. Bizi mahcup ediyor.""
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Mükemmel bir emperyalist çözüm
"Büyük güçler kamp ateşinin çevresinde, aç gözlerle fırsat kollayan kurtlar gibiydi. Çünkü Türkiye, doğası gereği zengin ve emperyalizm de oburdu... Herkesin Türkiye'de bir çıkarı vardı, olmayanlar da icat ediyordu. Neredeyse akla gelebilecek bütün azınlıklar için birer ülke planlanıyordu. 'Barbar bir ulus' olan Türkleri Avrupa'dan kovma fir- satı kaçırılmamalıydı. Amerikalı tarihçi prof. Paul Helmreich
Sayfa 245Kitabı okudu
Harbiye Nazırı Nâzım Paşa, 30 Temmuz 1919 tarihli şifre telgra fında Kâzım Karabekir Paşa'dan şu istekte bulundu: "Mustafa Ke mal Paşa ile Refet Bey'in mukarreratı hükümete muhalif fiil ve hareketlerinden dolayı hemen derdestleriyle İstanbul'a gön- derilmeleri konusunda mahalli memurlara emir verildiği ve ko lorduca da ciddi
Sayfa 154Kitabı okudu
11 Mart 1919. İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb, Londra'ya gönderdiği iletisinde şöyle yazıyordu: "Yeni hükümet, övünülecek bir çabayla yeniden tutuklamalara başladı. İtaatli bir ata fazla antrenman yaptırıyoruz. Daha fazla adam tutuklarsak bu hükümet istifa eder. Daha iyisini de bulamayız. Başbakan her bir valiye bir İngiliz danışman atamak istiyor. Bizi mahcup ediyor."
19 Ocak 1919. İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb, Londra'da Ronald Graham'a gönderdiği mesajda: "Vali atamalarının, basının, demiryollarının sıkıca ellerinde bulunduğunu, hapishanelerden istedikleri Rum ve Ermenileri serbest bıraktıklarını" bildiriyor ve "İstediğimiz her şeye el koyuyoruz. Politikamız süngünün keskin ucuna dayanıyor. Padişah bizi buraya yerleştirmek istiyor," diyordu.
Bu paradoksun -zaten kendi içinde imkânsız olan bir şeyi yasak- lamak niye?- çözümü şuradadır: İmkânsızlık varoluş düzeyiyle ilgi- lidir (imkânsızdır; yani yoktur), oysa yasak onun yüklemlediği özel- liklerle ilgilidır (jouissance, özellikleri yüzünden yasaklanır).
Sayfa 198Kitabı okudu
Fiat justitia, pereat mundus! ("Dünya yok olacaksa bile, adalet yerine gelsin") Kutsal Roma İmparatoru 1. Ferdinand
Sayfa 195Kitabı okudu
1.106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.