Sabahattin Ali'nin daha önce şiirlerini de hikâyelerini de okudum. Romanlarına da kürk mantolu Madonna ile başladım ve İçimizdeki Şeytan ile devam ettim en son ise Kuyucaklı Yusuf'u okudum. Romanlarına şöyle bir bakınca diğer romanlarında Kuyucaklı Yusuf kadar zevk aldığımı, sayfaları onun kadar merakla çevirdiğimi, onun kadar betimlemeleri ile beni kitabın içinde çektiklerini söyleyemem. Sabahattin Ali gerçekten çok iyi bir yazar hikayeleri de diğer romanları da okuduğumda beni gerçekten etkilemişti ama Kuyucaklı Yusuf'u okuyunca onun etkisinde daha fazla kaldığımı farkettim ondan çok daha fazla zevk aldığımı farkettim. Kuyucaklı Yusuf eserine yönelmek gerekirse bir cinayet olayıyla açılıyor ve yine bir cinayet olayıyla Muazzezin ölümüyle sonlanıyor. Eserde bir yetimin Kuyucaklı Yusuf'un kendini sonradan gittiği köye o aileye o ortama ne kadar yabancı hissettiği bütün ayrıntılarıyla anlatılıyor. Eserin sonlarında Yusuf üvey babasını kaybettiğinde yaşadığı maddi zorluklar ile beraber dönemindeki sınıf çatışmalarına da değinmiş oluyor. Aslında sınıf çatışmaları eserde hep verilmişti ama maddi zorluklar çektiği zamanlarki kadar belirgin değildi. Örneğin Şakir Ali'yi öldürdüğünde bir kaç kese altın ile hem yetkili kurumların hem halkın ağzını kapatmak hem de dellilleri ortadan kaldırmak pek zor olmadı; bu ve bunun gibi örnekler ile zengin zümrenin halkı yönettiği kitapta belirgin bir şekilde anlatıyor. Kitabın sonunda Ahmet Oktay'ın da dediği gibi "insan ilişkileri son kertede toplumsal ilişkilerdir. Kuyucaklı Yusuf bu önermeyi yetkinlikle göz önüne seren ilk yapıtlardan biridir."
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,6bin okunma
-Spoiler içerir-
Gerçekten o kadar sürükleyici ve akıcı bir roman ki ne kadar uzun olsada bir solukta okuyup sonunu görmek istiyorsunuz. Bir sonraki sayfada ne olacak sorusuyla okuyorsunuz sayfanızı. Hikaye Emir ve Hasan'ın hikayesi, aynı evde büyüyüp aynı süt anneyi paylaşmalarını rağmen Emir ve Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır. Emir, ünlü zengin bir iş adamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Asıl gerçeği çok geç öğreniyoruz ama Hasan hiç öğrenemiyor asıl babasını hiçbir zaman bilmiyor işin kötü ve üzücü tarafı da bu. Hikayede Emir'in küçüklüğünde Hasan'la ne kadar çok iyi anlaşsalarda ona yaptığı bir hatanın yükünü taşıyamaması ile başlıyor bana sorarsanız, ondan sonraki Emir'in hayatı ve Hasan'ın hayatı. Emir gerçeği öğrendikten sonra bu hatayı yaptığı kişinin kardeşi olduğunu öğrendikten sonra kardeşinden geriye kalan tek hatıraya yeğeni Sohrab'a sahip çıkıyor.
Doğduğu gün de bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak.