Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eren Akyel

155 syf.
1/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bir kaç kitabını satın aldığım yazar(!) arkadaşın elimde kalan diğer kitaplarını okumayı pek düşünmüyorum. Kitaplarında anlattığı hayatı yaşamasından kaynaklı bir problemi var. Tam bir müptezel olduğu halde alkolü seviyormuş gibi göstermesi, ağzım bozuk küfrederim izlenimi vererek aslında tam bir sapık olması vs vs. Ateşin bol olsun Henry Chinaski. Hiç sevmedim seni. Kitaplarında şiirlerinde bir b*ka benzemiyor. Açlıktan ölmemek için yemek yemek zorunda olan bir insan gibi sırf okumak için okudum bir kaç kitabını. Kitaplığımda yerin asla olmayacak. Sana yazar diyenin hatta ve hatta sana insan diyenin … sapık pezevenk
Shakespeare Bunu Asla Yapmazdı
Shakespeare Bunu Asla YapmazdıCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 199963 okunma
Reklam
350 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
—Spoiler içerir—
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Hep olduğu gibi yeni bir yazarla tanışırken ilk hangi kitabından başlayacağımı bilmeden araştırmadan içgüdüsel olarak başladım kitaba. Birazda jack london beyaz diş kitabının etkisinde kaldığımdan bu kitaptan beklentimi fazlasıyla yükselttim. Üç ana bölümden ve dört ana hikayeden oluşuyor. 1. Hikaye kurtların 2. Hikaye Abdias’ın 3. Hikaye Hz. İsa’nın 4. Hikaye ise çoban Boston’un hikayesi. Fakat bir çok konuyu sorguladığı bu romanda kurtla ilgili bölümde pek tatmin etmedi beni. Her hikaye kurtlarla bağlantılı aslında ama konu çok dağıldı. Ayrıntıda biraz fazla boğdu. Kurdu gören herkesin hayat hikayesini okumak biraz sıkıcı oldu. Hikayeler biraz sürükleyiciydi ama yinede ara ara sıktı. Bence bu kitap ellerimizle kirlettiğimiz tabiata bir sitem, bir haykırış romanı. Konuların birbirine bağlanmasındaki ustalık kurgunun güçlü olduğunu gösteriyor zaten. Artık okuyup okumamak size kalmış.
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20006,9bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bu kitabı yazarken bazı bölümlerde kafasının güzel olduğuna yemin edebilirim ama maalesef ispatlayamam. Amerikan argosunda özel olarak Viski, genel olarak da içki anlamına gelen John Barleycorn, yazarımıza hayatı boyunca arkadaşlık ediyor. Otobiyografi tarzında yazdığı bu kitapta yazarın hayatına dair en sağlam kaynak olduğunu söyleyebiliriz. Alkolle arası olmayanların yada içkiyi sevmeyenlerin pek zevk alacağını sanmıyorum kitaptan. Fakat farklı bir bakış açısıyla incelendiğinde, yazar alkollüyken hayatından aldığı zevki çok iyi kaleme almış. alkolün ertesi günkü pişmanlığını ise aklı başında bir insanın yaptığı hatanın farkına varıp kendiyle ilgili aldığı kararları vurgulamış. Kısacası en baştada yazdığım gibi. Kitabı yazarken kesin içmiş. Sarhoşken yazdığı bölümlerde John Barleycorn’un hayatına nasıl etki ettiğinden bahsetmiş. Ertesi gün ayıldıktan sonra ise yine John Barleycorn’un hayatına nasıl zarar verdiğinden bahsetmiş. Martin Eden kitabının konusuyla neredeyse birebir bir kitap olmuş. Zaten bi sayfada “daha önce yazdığım Martin Eden kitabındaki Martin benim işte” diyede belirtmiş. Ama maalesef Martin Eden kitabından aldığım hazzı ve sürükleyiciliği bu kitaptan alamadım. Yinede yazarı tanımak için okunabilecek bir kitap. Aklı başında bir insanın alkolden nefret etmesini sağlayıp, aklı havada bir gence ise alkolü daha çok sevdirecek yada alkole merak uyandıracak bir kitap.
John Barleycorn
John BarleycornJack London · Yordam Edebiyat · 20191,319 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını net bir şekilde görmemizi sağlayan bu kitap, statü ve servetin Amerikan toplumunda ki hayati önemini gözler önüne seriyor. Gerçi bu durum bizim Türk toplumuda dahil hemen hemen her toplumda aynı hayati önemi taşıyor. Başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetleyebiliriz. Romanda Yazarın çıraklıktan olgunluğa geçiş sürecini işleyen künstlerroman geleneğinde yazılmış. Aşkın büyüsüne kapılıp bir insanın nasıl kendini değiştirdiğini ve aynı aşkın merhametsizliğiyle nasıl tepetaklak olduğunu görebiliriz. Yazarın okuduğum ilk romanı ama bütün kitaplarını okuyacak kadar heveslendirdi beni. Kitabın sonlarına doğru biraz sıkıcılaştı gibi ama hemen toparladı. Çok beğenerek ve merakla okudum. Kitap yazmak hayali eminim bende olduğu gibi bir çok okurda vardır. Bu kitap o hayalimi hem frenledi hem tetikledi :) kitabı okuyunca ne demek istediğimi anlayacağınızdan eminim. Okuyun okutturun şiddetle tavsiye ederim.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Sis Publishing · 201391,4bin okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
yazarın okuduğum ilk kitabı. Diğer kitaplarında da aynı anlatım dilini mi kullandı bilmiyorum ama kitaba başlarken ilk sayfalarda anlamakta biraz zorlanıyorsunuz daha sonra zaten kitap kendine alıştırıyor sizi yada anlatım dili normale dönüyor. Okurken sıkılmayacağınız kitaplardan. 4 bölümden oluşuyor. Kış, İlk yaz, Yaz ve Güz. Bundan pek bi anlam çukaramadım ben. Biraz “Camus” un yabancı kitabındaki karakteri andırdı bana. Aslında daha çok Mesud Topal’ın “Yalnış giden bir şeyler var” kitabını anımsattı. Bence o kadar başarılı ki aylaklığa içkiye ve sigaraya özendiriyo insanı. aklımda yokken bile sigara yaktırıyor bana çünkü kahramanımız “C.” Sürekli sigara içiyor. Çok bi ders çıkaramadım kitaptan sadece daha uzun olabilirdi ve kitabın son bölümünde evine misafir gittiği arkadaşı Kemal’in evlenmek üzere olduğunu öğrendiğinde ilk aklıma gelen gelinin “C.” Nin eski sevgilisi Ayşe olabileceğiydi ama yazar direk konuyu kapattı ve kitap bitti. Hatta bence Kemal’in evleneceği ressam kesinlikle “C.” Nin eski sevgilisi Ayşe olmalıydı. Böyle bi kal kaldım ama yinede kesinlikle zaman kaybı değildi. Ama öyle amanda aman bir kitap kesinlikle değildi. Bir aylak adam var aylak ama fakir değil. Zengin ama mutlu değil. Bi değişik yani :/ ne karakterin yerinde olmak istiyorsunuz ne de karaktere acıyorsunuz.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
Reklam
670 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Toplumun basit olarak göreceği, fakir diyebileceği türden bir öğrenci. O ise insanlığı sıradan ve olağan üstü diyebileceğin şekilde ikiye ayırır. kitaptaki karakterlerin psikolojisi okuyanı adeta kitabın içine çekiyor.Okuduğunuz için mutlu olacağınız kitaplardan.kitaptaki bütün karakterler dolu ve okuyanı içine çekiyor.Edebi yönden kalitesi tartışılmayacak derecede iyi, anlatım yönünden kuvvetli, akıcı ilerleyen ve konusu bakımından sürükleyici bir eser. Adalet anlayışınızı Sorgulayıp kimi zaman kendinizi kahramanın kimi zaman yazarın yerine koyup olayların seyrine yön vermeye çalışacağınız anlar oluyor. Kısacası vakit kaybetmeden okuyun derim. SON SÖZ Bu bir adamın kendi kendini buluşunun, yenileyişinin, yeniden dünyaya gelişinin hikayesidir. Onun önünde, şu ana kadar hiç bilmediği yeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü başlıyor. Bu yeni bir öykünün konusu olabilir. Ama bu anlattığımız öykü artık burada bitmiştir.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Morpa Kültür Yayınları · 2000159,8bin okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
hollanda doğu hint adalarında görev yapan bir doktor zor duruma düşüp kendisinden yardım isteyen çok zengin bir kadının yardım talebini geri çeviriyor ve hikaye böyle başlıyor. gururuna yenik düşüp yaptığı hatanın bedelini çok ağır ödeyem bir aşk mağdurunu anlatıyor. yasak aşkının meyvesinden kurtulmak isteyen ve bunun için çok az vakti olan bir
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,8bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
BİR ÇÖKÜŞÜN HİKAYESİ ismiyle bu kadar bağdaşan bir kitap daha önce hiç okumadım sanırım. kraliçenin nedimesi olan kahramanımızın insanlara karşı tutumuyla konumu dolayısıyla sevildiğini zannedecek kadar egolu ve böbürlenmekten insanları ezmekten mutluluk duyacak derecede ahmak olmasını anlatmış. yaptığı yanlışlar yüzünden halk ayaklanır ve sürgün edilir. yazarın kalemi her zamanki gibi muhteşem. yalnızlıktan sürgüne gittiği yerdeki papazın köylü yeğenini yanına alıp adamın utangaçlılığından ve hayata, sosyeteye dair hiç bir şey bilmemesinden faydalanıp, karşısında ezilip utanmasından zevk alarak eski şaşaalı hayatına özlem duyarak kendini avutuyor. sonra köylü adamında bu lüks ve şaşaalı hayata alışınca kendini kaybetmesiyle hikaye daha bi sürükleyici oluyor. önceki hayatından elde ettiği birikimi kısa sürede davetlerle ve har vurup harman savurarak davetlerde bitirip, davetlilere eskisi gibi bir hayat yaşadığını ıspatlamaya çalışarak kafasında ölümünün sefalet içinde geçmediğini ıspatlamak gibi bir plan hazırlayarak intihar etme planı yapıyor. ve öleceği günün tarihini vererek aklınca kendini unutulmaz kılmaya çalışıyor. kitapta çok beğendiğim bir alıntıyla incelemeyi(!) bitimek istedim. Dünya tarihi davetsiz misafirlere hoşgörü göstermez kendi kahramanlarını kendisi seçer ve ne kadar çok çabalarlarsa çabalasınlar o makama Çağrılmayanları amansızca kovalar, kaderin arabasından yolda giderken düşen birisi bir daha asla onu yakalayamaz.
Bir Çöküşün Hikayesi ve Amok
Bir Çöküşün Hikayesi ve AmokStefan Zweig · Mavi Çatı Yayınları · 20201,809 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
yazardan beklenen performans fazlasıyla verilmiş. incelemeleri okuduğumda beklentiyi yükseltmemeyi umuyordum ama fazlasıyla karşıladı. betimlemeler ve anlatım kitaba fazlasıyla bağladı beni. konu ise tamamen gözümün önünde canlandı. yaşadım sanki. harika bir kitap harika bir konu. tek solukta okunacak türden. elinize aldığınızda bırakmak istemeyeceksiniz.
Bir Kadının 24 Saati
Bir Kadının 24 SaatiStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 2019127,1bin okunma
192 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
sevgili werther, sevgili werther. aslına bakarsak güzel bir kitaptı fakat meşrebime ters olan bir aşkı konu alması beni biraz soğuttu sanırım. evli bir kadına aşık olmakta nedir aslanım. yakışmaz delikanlıya. baktın öyle bir hal alıyor uzaklaş. sen gidip iyice kıçlarına giriyosun. al işte olan sana oldu. sen öldün hemde acı çekerek öldün. Albert lotte ile mutlu mesut yaşamaya devam ediyor. mektup romanları pek hoşuma gitmiyor. kitabın da öyle olduğunu bilmiyordum. ama bitirilmeyecek ve sıkılacağınız bir kitap değil. yazım dili bana biraz ağır geldi.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Ren Yayınları · 2017121,2bin okunma
Reklam
208 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
uzun zamandır okumayı planladığım bir kitaptı ama sanırım yazarın okuduğum ilk ve son kitabı olacak. 16 yaşında bir ergenin okuldan atılmasını ve bu süreçteki kendince çektiği zorluğu anlatmaya çalışmış yazar. ama insanların ne dertleri var kimler kimler nelerle uğraşıyor diye düşünememiş olacakki bu kitabı yazmış. anlatım dili bana çok uzak. hiç tarzım olmamasına rağmen sıkılarak bitirdim. hiç bir özelliği olmayan hiç bir yeteneğe sahip olmayan bir çocuğun hiç bir şeyi beğenmemesi çok sıkıcı geldi bana. kitapta baştan sona kadar bir kere bile çocuk bir şeyi çok sevdiğini yada bir şeyden çok hoşlandığını zevk aldığını söylemedi. her şeye sinir olan, her şeyden nefret eden bir veledin hikayesi işte. kardeşine olan düşkünlüğünü bir yere bağlayacak diye bir umutla sonuna kadar okudum ama maalesef sadece zaman kaybı oldu. adıyla alakası olmayan bir kitap. okunacaklar listesine giremeyecek kadar basit bir konu ve anlatıma sahip. zaten kitabın arka kapağında özet yada her hangi bir yazı olmamasından biraz şüphelenmiştim ama yinede tavsiye üzerine okudum işte.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,3bin okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Tuhaf bir okumaydı benim için. Toplamda 4 olay anlatılıyor kitapta. İlk hikayeyi ilk kez okuyorum sonraki mavi yakut hikayesini başka bir kitapta yine okumuştum. 3. Hikaye dans eden adamlar ve bu isimde bir kitabınıda okumuştum. Son hikaye ise ilk hikayenin aynısı fakat başlık farklı. Basım evinin hatası olabilir diye düşünüyorum. Orient basım yayın san. Tic. A.ş. Ezr yayıncılık
Sherlock Holmes - Mavi Yakut
Sherlock Holmes - Mavi YakutArthur Conan Doyle · Ezr Yayınları · 20183,209 okunma
380 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sherlock Holmes’i daha öncesinde okumasam belki bu kadar kötülemezdim bu kitabı diyeceğim ama okumasaydım da Sherlock’un bu kadar basit hatalar yapabilecek bir dedektif olduğunu düşünmezdim. Yazar dedektifin isminin ve soyisminin baş harflerini yer değiştirerek uydurma bi dedektif icat etmiş. Herlock Sholmes. Ve kendi kahramanı olan Arsen Lüpen adındaki bir hırsızla dedektifinizi kapıltırmış. Kısacası fransız ve ingiliz düellosu olmuş. Ama ne hikayelerde bir sürükleyicilik var ne de olayların çözümlemesinde bi çekicilik var. Yazar kendince Arthur Conan Doyle’nin Sherlock Holmes’ine bir rakip yaratmış. Sherlock dedektif olduğu için karşısına bir hırsız koymuş. Ama şahsi gikrim arthur conan doyle’un en kötü kitabı bile bu kitaba on basar. Sadece zaman kaybı. Vakti bol olan bir insanın bile gazete okumasını tavaiye ederim yine de bu kitabı okumasını tavsiye etmem. Bazı okurların -madem öyle neden okudum be kardeşim? Dediğini duyar gibiyim. Huyum kurusun başladığım kitabı bitirmeden hayatta bırakamıyorum.
Arsen Lüpen - Herlock Sholmes'e Karşı
Arsen Lüpen - Herlock Sholmes'e KarşıMaurice Leblanc · Olimpos Yayınları · 20132,372 okunma
239 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Şimdiye kadar okuduğum Sherlock kitaplarının içinde en beğendiklerim arasında ilk sırayı alabilecek kadar güzel bir kitaptı. Yine iki bölümden oluşuyor ve ilk bölümde bildiğimiz Sherlock ama ikinci bölümde sanki başka bir kitaba geçiyorsunuz. İlk bölümde kendini cinayete kurban gitmiş gösteren adamın ikinci bölümde neden böyle bir şey yaptığını anlatıyor. Ve bence film çekilecek derecede mükemmel bir senaryo. Kitabın sonunda ilk bölümdeki adam öldürülüyor ve kitap sanki okuyanda yarım kalmış hissi veriyor ama yünede tek solukta ve heyecanla okunacak bir kitap. Sherlock Holmesi bile kendine hayran bırakacak derecede iyi bir dedektifin olayı çözümlemesinde oynadığı rol anca bu kadar güzel anlatılabilirdi. Ve bir rol bir kurgu anca bu kadar güzel olabilirdi. Hayran kaldım.
Sherlock Holmes - Dehşet Vadisi
Sherlock Holmes - Dehşet VadisiArthur Conan Doyle · Ezr Yayınları · 20188,5bin okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitaplığımda bulduğum ve okuduğumda çok beğendiğim bu kitaba incele yapmazsam olmazdı. İnceleme yapan diğer okurlar gibi bende Serenad kitabından sonra olayın gerçekliğini araştırdıktan sonra okudum ve serenad kadar etkilemesede bu kitabıda çok beğendim. Onlarca alıntı yapabileceğiniz bir kitap. Ama serenad’da struma olayı beni daha çok etkiledi. Okuyuculara mutlaka tavsiyemdir. Önce serenadı sonra strumayı okuyun. Serenaddan sonra strumayı okurken iki kitabında aynı dönemde ve birbirinden habersiz farklı karakterler tarafından yazıldığını düşünüp. Serenaddaki gemide kalan kadın ordayken strumadaki gemide kalan kahraman napıyodu acaba diye düşünmeye başlıyorsunuz. Fazla detaya girmek istemiyorum. Çünkü kitap hakkında bilgilendirme yapayım derken kitabın kilit yerlerini açıkladığım söylendi :) o yüzden daha dikkatli davranmaya çalışıyorum.
Struma
StrumaAaron Nommaz · Destek Yayınları · 2019740 okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.