Nakarat birazdan başlayacak: Bilhassa bu nakaratı ve dik kayalıkların denize uzanışı gibi ansızın ortaya çıkışını seviyorum. Henüz sıra cazın: Melodi yok, notalar var yalnızca; binlerce küçük titreşim. Durup dinlenmiyorlar; eğilip bükülmez bir düzenle ortaya çıkıp yok oluyorlar; toparlanmalarına, kendileri için var olmalarına zaman kalmıyor. Koşuyor, acele ediyor, yanımdan geçerken bana sertçe çarpıyor ve yok olup gidiyorlar. Onları durdurmak isterdim. Ama birini durdursam, elimde iğrenç, baygın bir sesten başka bir şey kalmayacağını biliyorum. Ölümlerini kabul etmeliyim, hatta istemem gerekiyor bunu. Edindiğim izlenimlerin pek azı bu kadar acı ve güçlüdür.
Yanından ayrıldığımda kendime şöyle dedim: Ben bu adamdan akıllıyım; çünkü ikimiz de önemli ve anlamlı bir şey bilmez gibi görünüyoruz, fakat o hiçbir şey bilmediği halde bildiğini sanarken, ben hiçbir şey bilmediğim gibi, bildiğimi sanmıyorum da.