Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Nur

Fatma Nur
@Fatma_Nuurr
Son los locos que inventaron el amor.
64 syf.
·
Puan vermedi
Bazı insanlar "Biz küçükken yoktu böyle kitaplar" diyerek yalnızca çocuklarının eline tutuşturur kitapları. Bazı insanlarda var olmayana takılmadan var olan anın kıymetini bilerek her türlüsüne kendisi de sarılır. Siz hangisindensiniz? Okuduğum kitapların arasına çocuk kitapları almaya, rahatça bir şeyler okuyayım derken daha çok öğrenmeye bayılıyorum. Uzaya Giden Tren bir öğretmenin çocuklara öykü yazın demesi ile serüvene başlayan bir kitap. Hiçbir şey yapamayacağını düşünen çocukların birlik olduğu zaman ne kadar harika işler çıkardığını gösterirken ekip çalışmasının önemini ve ruhunu aşılıyor. En beğendiğim yeri; öykü yazmaları için kelime avına çıktıkları zamanda bir çocuğun bulduğu yeni kelimenin altını çizmesi ve not defterine not alması, anlamını öğrenerek ilerlemesi oldu. Burada bir çocuğun aslında ona ilginç gelen bir kelimeyi nasıl öğreneceğini hikayeleştirerek öğretti. Enfes bir durumdu. Hayal gücünü geliştirmek için okuduğu kitabı önce yarım bırakıp sonunu kendi düşünmesinin faydalı olacağına değindi. Mutlaka kitabı sonra bitirmeyi unutma dedi. Yanı sıra; bir şeyler yazabilmek için bir çocuğun hangi adımları izleyebileceğinden bahsederek çocukları yöntemsiz bırakmadan hikayeler içinde öğrenim kazandırdı. Başından sonuna her adımda gerçekten kalıcı şeyler öğreten tatlı bir kitaptı. Fikrimce; okuma yazma öğrenen çocuklarımızın ilk okuması gereken kitaplardan. Onların diliyle kitap nasıl okunmalı, nasıl hayaller kurulmalı, nasıl yazılmalı anlatılmıştı. Tavsiyemdir.
Uzaya Giden Tren
Uzaya Giden TrenMert Arık · Timaş Çocuk Yayınları · 20221,092 okunma
Reklam
200 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitap sadece yoruyor. Okuması kolay bir kitap kabul ediyorum ama o kadar bütün kitaplarında aynı şeyleri tekrarlamış ki yazar… Bir kitabını okuduktan sonra diğerlerini okumak ne kadar mantıklı bilmiyorum. Hepsini almıştım, bu nedenle okuyacağım ama ben bir verim elde edemedim. Dediğim gibi sadece kendini tekrarlayan şeylerdi…
Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir
Düştüğünde Kalkarsan Hayat GüzeldirEsra Ezmeci · Destek Yayınları · 20195bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Çok fena yanıldım. Üniversite yıllarını anlattığını düşünerek bu kitabı ikinci sırada okumaya başladım. Okudukça üniversite okumayıp hayatındaki insanların onun üniversiteleri olduğunu anladım. Kitabı bitirmek benim için çok yorucu oldu. Bu evrede ya bu ikinci mi üçüncü kitap mı diye araştırmak hiç aklıma gelmedi. Dişi ağır olmayabilir ama sürekli bir savrulma durumu var yazarın hayatında. Bu okumayı çok zorlaştırdı benim için. Ben okurken yoruldum o düşüncelerle yaşatmanın ağırlığını tahmin edemem. Ninesinin ölüm haberini bir mektupla alması, hiç ağlamaması bana tuhaf geldi. Hayatında ona bir şekilde en sıcak davranan ve en gerçek olan kişi içinde ağlamazsa kimin için ağlar ki insan? Çok duygu yoğunluğu olan birisi aslında. İnce ve detaylı düşünen, okuyan ve farklı bakan biri. Şaşırdım. Ağlamasa da haberi aldığında ninesini birilerine anlatmak, onu anmak, anlamlandırmak ama anlatacak kimsesi olmayınca yalnızlığı ile yüzleşmek ne kadar derinden sarsmıştır tahmin edebiliyorum. Yazmasını dilerdim o an hislerini. Düşündüklerini. Belki kitapta okurlarını yalnızlığına ortak eder bize anlatırdı. Güzel olurdu. Aşkı bilmeden mi ölmüş? Evlenmemiş mi? Neden kaçmış bu denli; hissetmekten? Gibi birçok sorular kalıyor elinizde bitince kitap. 3. Kitap olduğunu da az önce bittikten hemen sonra incelemeden önce öğrendim. O yüzden muhtemelen soruların cevabını bulamayacağım, bulacağımı sandığım “ekmeğimi kazanırken” kitabında. Mutlaka rahat ve temiz bir zihinle okumanız gerekiyor kitabı. Güzel, gerçek ve ağır bir kitap. Keyifli okumalar. :)
Benim Üniversitelerim
Benim ÜniversitelerimMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 20169bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
Maksim Gorki'nin çocukluk yıllarını anlatan otobiyografik bir roman. Aslında böyle kitaplara uzakken yazarın kalemi sayesinde sıkılmadan okudum. Altını çizeceğiniz, öğretiler ile dolu cümleler olmasa da hayatını çok iyi hissediyorsunuz. Şiddet dolu, iyi ve kötü insanların dolu olduğu bir küçüklük. Sonraki kitaplarında bunların geleceğe etkileri olacak mı çok merak ettim açıkcası. Babasının ölümünden sonra annesi ile dedesine yerleşen Aleysey'in gördüğü şiddet, evin içindeki mutsuz yaşamı öyle üzüyor ki... Annesi psikolojik bir buhranda ama tek sorunu yaşadığı bu acı olay değil. Sonrasında da çok iyi toplayamadı ve çocuğunu yalnızlığa sürükledi. Tek önemsediği durum okumasıydı. Bu da bir şey diyesi geliyor insanın okurken. Sevginin, gülümsemenin, mutluluğun yanı sıra diğer duyguların varlığının da nasıl süre geldiğini gördüğümüz güzel bir baş yapıt. Kitapta en etkilendiğim şey sonundaki cümleydi. Bir süre oturdum ve sadece bu cümleyi okuyarak uzun uzun düşündüm. “Hadi, Aleksey, boynumda madalya değilsin sen benim, bu evde yerin yok artık, git, insanların arasına karış...” Hepimiz hayatın içine karıştık. Hepimiz yalnız kaldık. Hepimiz kayıplar verdik, vermeye de devam edeceğiz. Aleksey hayata karışacak, bizden biri olacak. Bizim acılarımızı yaşayacak ve bu acıları anlatacak...
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 201415,8bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Paulo Coelho’nun okuduğum dördüncü, hayran olduğum dördüncü kitabı. Yazarın hangi kitabını okusam ona geç kalmış gibi hissediyorum ama bir solukta bütün kitaplarını okumaya cesaretim yok. Hepsi biterse sanki bir daha böylesine tatmin edecek sayılı kitap kalacak gibi. O yüzden adım adım, nefes nefes okuyorum. Zaman zaman insan ne kadar çok sevse bile okuyamadığı bir döneme girer. O evrelerde mutlaka elinize bir Coelho almanızı tavsiye ederim. Piedra Irmağı’nın Kıyısında Oturdum Ağladım… Ne desem az gelecek, bir aşkın nasıl ilahi bir aşkı bulabildiğini anlatan, muazzam anektodları olan ve insanı kendi içine alan bir kitap. Okurken her sayfasını çizmekten kendinizi alamayacağınıza eminim. “Ah! Yüreğimi bağrından söküp, akıp giden sulara atabilmek için nelerimi vermezdim.” diye başlıyor kitap. Hepimiz bir yerlerde bir gün yüreğimizi akıp giden bir suya bırakmak istemedik mi? Ama aşık olduk, ama sevdik, ama aile bağları ile olan bir sevgi ile sınandık… Pilar ve çocukluk aşkını okumadan ölmemelisiniz. Neden Irmak kenarında ağlayacak kadar acı çekti bu aşk? Yazılanlar kolay okunsa bile asla kolay yazılmadığına eminim. Lütfen çevirin bu kitabın sayfalarını…
Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım
Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum AğladımPaulo Coelho · Can Yayınları · 20198,8bin okunma
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okumadan önce gündem konusu ihtiyaçlarınızı iyi bilmelisiniz. İletişim ve ilişkiler hayatımızın her yerinde. İlişki kelimesi sadece kadın erkek arasında olan sevgi bağından ibaret değil. Kitap zaman zaman kadın erkek arasındaki duygusal bağlamlardan çıkmak başka yöne de bakmak ister gibi gelse de hep bu anlamda ilişki bütününü yakalamış. Cinsellik ile ilgili çok fazla şey var eğer bu anlamda bir ilişki yaşamıyor ya şu an bu anlamda bilgi birikimine ihtiyaç duymuyorsanız bence çok okumanıza gerek yok. Tuzlu su nasıl yapılır, çapalama diye duyulan son zamanlarda popüler olan şey ne diye merak ederseniz birkaç bölümünü okuyup kapatmanız yeterli. Çok kendini tekrar etmiş. Evet, önemli olduğunu düşündüğü yerleri tekrarlamak isteyebilir ama bir yerden sonra o tekrar sıkmaya başladı. Sanırım ben gerçekten kişisel gelişim kitaplarının insanı değilim ve sanırım ölene kadar bir kitabın öğretmesi, geliştirmesi, bilinçlendirmesi için kişisel gelişim kitabı olmasına gerek olmadığını düşüneceğim. Aksine kurgusu olan romanlar hikayeler daha çok düşünmeme, acaba ben ne yapıyorum? Ne yapamalıyım? dememe teşvik ediyor. Daha çok gelişiyor ve düşünüyorum. Beklentileriniz neyse ona göre okumalı ya da okumamalısınız. Ben internetten almıştım, size tavsiyem almadan önce bir kitapçıda şöyle bir kurcalamanız, biraz sayları çevirip okumanız, ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız almanız.
İz Bıraktığın Kadar Varsın
İz Bıraktığın Kadar VarsınEsra Ezmeci · Destek Yayınları · 20212,020 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
Neresinden başlasam ve nasıl değerlendirsem bilemediğim bir kitap oldu. Kişisel gelişim kitaplarının sayfalar arasında bunu böyle yap, bunu böyle hisset direktiflerinden hoşlanmıyorum. Sanırım hoşlanmadığım şey öğütler bir dille bize direkt direktif verilmesi. Bir kitabı okurken içinde bir kurgu varsa bu kurgu, karakterlerin seçimleri, yaşamları, düşünceleri ve karmaşaları bize yeterince şey öğretir. Onların dünyasından kendimize anektodlar çıkarmak her zaman en doğrusu. Bir kurgusu var Süt Lekesi kitabının, zorlu hayatlar ve yaşanan kötü olaylar vesilesiyle yeterince öğreticiyken bölüm başlarındaki bizimle direkt iletişime geçen yönlendirmelerden hoşlanmadım. Kurgusu beni çok etkiledi, kesinlikle beklemediğim bir performans sergiledi Ezgi. Tülin ilk grup seanslarındaki değişiklik fikrini dinlediğinde çok sorgulamıştı. Kadın haklı da çıktı. Yazarın dili çok sade ve zaman içerisinde yazarlığı gelişecek ve yazıları daha çok saracak bence. Kurgusu ile beni içine aldı ama cümleler bir roman kadar nitelikli değildi çoğunlukla. Ben güzel bir hikaye okudum. Kitabın sonunda Ezgi'nin gerçekten güzel bir hayat yaşamayı tercih etmesini ve annesini anlamasını tercih ederdim. ama hayat ne yazık ki bir çok zaman hayallerimizi karşılayamıyor. Bu nedenle gerçekçi bir sonuç olmuş. Kendi hayatımıza zor derken çok daha zorlarını görmek sarsabiliyor insanı. Not: Mehmet gibi seven biri gelmez bu dünyaya. :)
Süt Lekesi
Süt LekesiEsra Ezmeci · Destek Yayınları · 20203,449 okunma
124 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yetişkinler kadar çocukların da hakkı kitaplarla yaşamak. Bu yüzden iyi ki çocuk kitabı yazan muhteşem insanlar var. Bir gün bir çocuğun eline okusun diye değil, bilinçli bir okur olsun diye kitap tutuşturmak gerekir. Bunun için de o kitapları önce bizim deneyimlememiz gerekmez mi? Onların güzel dünyası için yazılmış şeyleri okumanın bizi de, içimizdeki çocuğu da beslediğine inananlardanım. :) Kendinden farklı olanları ayırt etmeden sevmeyi, cesaret hüküm sürdüğünde kimsenin başarısız olmayacağını, emek ve sevgi ile sararak büyüyen her olgunun mutlaka değer kazanacağını, yardımlaşmanın önemi ve dayanışma ile gerçek bir başarı elde edilebileceğini harika bir şekilde öğretiyor. Çocuklarınızın eline bilinçli okur olmaları için tutuşturabileceğiniz nefis bir kitap.
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Martıya Uçmayı Öğreten KediLuis Sepulveda · Can Çocuk Yayınları · 20201,999 okunma
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yeni yılın ilk kitabı olarak Gece Yarısı Kütüphanesi’ni okumak öyle anlamlı oldu ki… Hepimiz zaman zaman bir karar verdiğimizde aksini yapsak nelerin nasıl olacağını merak etmişizdir. Nora gibi kendi hayatınızın birçok olasılığında yaşama imkanı bulmayı dilerdim. Yaptığımız ufak tercihlerin bile bizim hayatımızı nasıl etkilediğini görmek iyi olabilirdi. Umutsuz olduğu anda paralel evrenlerde yaşadığı hayatı görmeye başlayarak birçok hayatı gören Nora sizce hangi hayatta kalacak. Okunmaya değer. Okumalısınız…
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,7bin okunma
109 syf.
7/10 puan verdi
Merhaba, Kitabı elime almadan önce özdeyişlerin olduğu bir kitap olacağı aklıma gelmemişti. Çok şaşırdım. Sonra Aforizma kelimesinin kelime anlamı gereğince zaten bunun olması çok normaldi diye düşündüm. Kimisi üzerinde uzunca düşünmeniz gereken, kimisini anlayamadığınız, kimisini çok sevip bir süre uzunca düşündüğünüz bir çok özlü, çarpıcı, aykırı söz var kitabın içinde. 1K'da alıntıları kurcalarken üzüldüğüm bir durumla karşılaştım. İnsanlar birbirinden bakarak yanılgı içinde bu kitapta olmayan sözleri paylaşıyor. Sözleri biraz araştırdığım zaman başka kitaplardan alıntılar olduğunu öğrendim. En çok Frida Kahlo'nun Aforizmalar kitabındaki alıntılar ile bu kitaptaki alıntılar birbirine karışmış. Okuyarak ilerlemek ne güzelmiş, bir kere daha gördüm. :) Güzel, anlamlı, paylaşılabilir sözleri olan çerezlik bir kitap. Okuyabilirsiniz. * Bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak. (77) * “Sein” sözcüğü Almancada iki anlama gelir: “Var olmak” ve “Onun olmak.” (47)
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728,3bin okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Ne büyük huzursuzluk… İnsanlık varlığının ilk gününden bu yana sadece dinlere ve inanışlara göre grupladık kendinizi. Müslamanı, Arabı, Hristiyanı, Yahudisi, Çerkezi, Yezidisi, kapalısı, açığı… Herkes kendi inanışlarının hakareti ve acısıyla karşı karşıya kaldı. Herkes bir baskı yaşadı ve yargıların hükmünden kurtulamadı. İşkenceler görüldü, saygısızlıklar yaşandı… Huzursuzluk bunları anlatan, bir kere daha insanın yüreğini dağlayan bir kitap. Ne karakterlerden ne de hikayeden bahsetmeyeceğim. Huzursuzluk ve acı dolu olan ve sonu mutlu bitmeyen, sadece biraz umut barındıran bir kitap. Böyle kitaplara güzel demek vicdanımı çok rahatsız ediyor ya da bir puan üzerinden sayısal bir değer vermekte doğru gelmiyor. Acılar dolu insanları okuyoruz ama ne geliyor elimizden? Bir yerde yazar neden yazdık bunları, neden olanca şair şiirler ve kitaplarla doldurdu dünyayı, ne işe yaradı yazmak demiş. Okuduk, hislendik, üzüldük ve rafa kaldırıyoruz işte. Gerçekten ne işe yaradık acılar karşısında? Nasıl yardımcı olabildik bu insanlara? Ne için varız ki bu dünyada?
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,8bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Sever misin yarım kalmayı, yarım kalanların hikayesini? Yarım kalan, terk eden ya da edilen kadınların hikayesi gibiydi kitap. Anlamlı şeyler çoktu ama neler okumak istediğinize bağlı olarak sizi mutlu etme olasılığı değişecektir. Yaşadığımız evrende değer görülmeyen, yarım kalan birçok aşk olduğu için sanırım birde okumak yoruyor beni. Yeterince ezbere bildiğimiz bir gerçek gibi… Buğday en çok aklımda kalan karakter oldu. En çok üzüldüğüm, kendi üzüntülerime şükrettiğim oldu. Keşke yarım kalmasa kadınlar, keşke yarım kalmasa adamlar, keşke yarım kalmasa aşklar. Gerçi aşk olamazdı o zaman değil mi? Kazım amca’nın vedası da çok anlamlıydı. Nasıl da şikayet etmeye, memnun olmamaya devam ettiğimiz hayat akıp giderken geliyor vedalar, ölümler ve hüzünler. Hangi anın son an olduğunu bilmeden, sevdiklerimize söylediğimiz son sözün ne olacağını kestiremeden ve düşünmeden konuşuyoruz zannımca. Bilmeyerek mi lades oluyor bu yoksa bilerek mi ona da emin değilim. Yazarın ilk, akışıyla biraz güçsüz olsa da güzel anlamlar katan, kısa olunca da çerezlik, tadı damakta kalan bir kitabı olmuş. Sevgiyle okuyun.
Portakal Yokuşu
Portakal YokuşuAsuman Toprak Deniz · Holden Kitap · 2021435 okunma
438 syf.
10/10 puan verdi
Hayatımız boyunca birçok yere geç kaldığımız olur. Okula,işe, eşe, sevgiye, tatile, kendimize. Bir kitaba geç kaldığınız oldu mu hiç? Bunu hissettiniz mi ya da daha önce? Aslında her kitabın insanın doğasında bir zamanı olduğuna inanırım. Zamanı geldiğinde sana seslenir. Seni sarmaya başlar daha raftayken. Çekip çıkarır ve bu kez sen sararsın
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
Nasıl da öfke ile oturuyorum klavyenin başına! Duyduğum bu öfke de kendime olsa gerek... Baştan başlayacağım. Şimdiden söylüyorum; derin bir yazı olsa da spoiler içerecek. Hiç sevmem ama bu kitabı ruhumdan kopa kopa anlatmam gerek... Aslında kitabı ilk okurken yaklaşık 220 sayfaya kadar "Acaba ben ne okuyorum." dedim. Sonra buralarda
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202180,6bin okunma
440 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çıldırdım... :) Hayata nasıl bakarsanız her noktasını öyle görürsünüz. Yaşanmayacak şehir, yapılmayacak iş, vakit geçirilmeyecek insan, okunamayacak kitap yoktur. Evet, zorlayanlar mutlaka olur ama hiçbir kitap ne olursa olsun boş değildir. Her kitap ders vermez, hunharca altını çizmek ya da öğretiler almak gerekmez. Hani bazen bazı anlar vardır. Sıyrılmak isteriz ve mantıklı şeyler yapmak yerime boş boş tavana bakmak isteriz. Nasıl öyle anlar varsa bazen sadece keyif veren şeyler okumak gerekir. Bu keyifli bir kitap. İnanılmaz sürükleyen, ne olacak merakı ile birlikte kitap bitse mi bitmese mi derdine düşüren muazzam bir kitap. Fantastik, bilim kurgu tadında kişilerin bir adaya düşüp burdan kurtulmak için 365 günleri olan bir hikayesi var. Aklımızın alamayacağı kadar evren olduğunu düşününce imkansız gelmiyor böyle bir durum yaşamak. Tatlı bir aşk, sıkı bir mücadele de yanına eklenince tadından yenmez olmuş. Heyecan ile ikinci kitabına başlayacağım mutlaka elinizin değmesi ve okumanız gereken bir kitap. İyi ki yazılmış, iyi ki okumuşum diyorum. :) İyi okumalar.
Ada
AdaLynne Matson · Yabancı Yayınları · 20183,023 okunma
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.