Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Furkan EREN

İşte tam da 1990’ların kopuk dünyasından bugünün barikat örülmüş dünyasına olan bu geçiş, demokratik rejimlerin icra ettiği rolü değiltiriyor. Demokrasiyi, azınlıkların özgürleşmesini savunan bir rejim olmaktan çıkarıp çoğunluğun gücünü savunan bir siyasi rejim haline getiriyor.
Sayfa 92 - Çoğunlukçu Gelecekler, Ivan KrastevKitabı okudu
Reklam
Tarihte sık sık gördüğümüz gibi solda memnuniyetsizliğin kaynağı evrensel ve sınıfsal sorunlara bağlanıyor. Sağda ise aynı memnuniyetsizliğin dışlayıcı ve yabancı düşmanı bir söyleme dönüştüğünü görüyoruz.
Sayfa 57 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Sosyal ve siyaset bilimciler, küreselleşme sonucunda ortaya çıkmış yeni bir ayrım belirlediklerini öne sürüyorlar. Bu ayrım, kazananlar (bir çıkış yolu olanlar) ile kaybedenler (böyle bir seçeneği olmayanlar) arasında bir çizgi çekiyor.
Sayfa 53 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mevcut temsil mekanizmalarına son derece düşük seviyede güven duyulduğu için bu hareketler taleplerini devlete yöneltirken bir yandan da kapsayıcı müzakereye dayalı alternatif demokrasi modelleri ile denemeler yapıyorlardı.
Sayfa 52 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Ekonomik krize bir de siyasi meşruiyet krizi eşlik ettiğinden toplumda gittikçe daha fazla grup kendilerinin devlet kurumlarında temsil edilmediğini hissetmeye başladı aynı zamanda bu kurumların büyük şirketlerin elinde olduğu inancı da yaygınlaştı. Ekonomik ve siyasi iktidar arasındaki anlaşmaya yapılan eleştiriler susturulamaz hale geldi.
Sayfa 50 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Reklam
Zygmunt Bauman’ın yetkin bir şekilde gösterdği gibi, neoliberalizm insanları harekete zorlayarak ve böylece güvencesizliğe sürükleyerek eski kişisel, kolektif ve siyasal kimlik temellerini yıkan akışkan bir toplum yaratıyorsa bu durulda aidiyet süreçleri değişen neoliberalizm kültürü tarafından güçlü bir biçimde şekillendirilir ve yeniden merkezi bir rol oynamaya başlar. İşçi hareketi, karmaşık bir ideoloji tarafından desteklenen ayrı bir kimlik oluşturur ve yeni toplumsal hareketler cinsiyet eşitliği ya da çevreyi koruma gibi belli başlı sorunlara odaklanırken kemer sıkma karşıtı protestocuların aidiyet süreçleri göründüğü kadarıyla bireycileşmeye ve onun getirdiği korku ve dışlayıcılığa da meydan okuyor kapsamlı bir yurttaşlık çağrısı yapıyordu. Kendilerini çok geniş terimlerle tanımlayarak -yurttaşlar, insanlar ya da %99- bu aktivistler sosyal güvence politikalarının tekrar uygulanmasını talep eden bir ahlaki çağrı yaparken aynı zamanda sistemin bir bütün olarak adaletsizliğine de (öfkeyle) meydan okuyorlardı.
Sayfa 49 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Genç insanların en marjinalize olmuş kesimleri Arap baharı’nı başlatmıştı ve finansal krizden etkilenenler (Portekiz’de kendilerine “geleceği olmayan “nesil diyorlar) Güney Avrupa’da bir çok biçimde örgütlendi. Bu genç insanlar bildiğimiz kaybedenlere pek benzemiyorlar. Aksine iyi eğitimli ve hareketli, bir zamanlar küreselleşmenin “kazananları “addedilen ancak bugün bu algıdan çok uzaklaşmış insanlar. Bununla beraber eğitimli gençler neoliberalizmin yurttaşlık haklarına ve sosyal hakları saldırısından mağdur olan tek kesim değil. Bir zamanlar özellikle güvence de olan iki grubu ele alalım: emekliler ve devlet memurları. Bu grupların hayat koşulları (sağlık hizmetleri, barınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlara erişim dahil olmak üzere) bazılarınınki diğerlerinden daha ciddi durumda olmakla birlikte gittikçe güvencesizleşti.
Sayfa 49 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Tarih bize, geleneksel olarak güvenceye alınmış hakların geri gelmesini isteyen karşı hareketlerin ilerici argümanlar ile kucaklayıcı ve katılımcı bir vizyon sunabileceği gibi gerici modeller ile dışlayıcı ve plebisit benzeri fikirler de doğrabileceğini öğretmiştir.
Sayfa 47 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Araştırmalara göre, (sol) protestoların toplumsal tabanı değişti: Bugün bu taban, işçi hareketinin geleneksel tabanı olan sanayi sektöründe çalışan işçi sınıfından ziyade 1960’lar ve 1970’lerde yeni toplumsal hareketlerin çekirdeğini oluşturmaya başlayan yeni orta sınıflardan oluşuyor.
Sayfa 42 - Geç Neoliberalizmde İlerici ve Gerici Siyaset, Donatella della PortaKitabı okudu
Nitekim, küreselleşme neticesinde iktidarla siyasetin birbirinden ayrılması nedeniyle, devletler bugün büyükçe mahallelere dönüşüyorlar: belli belirsiz çizilmiş, geçirgen ve yetersiz tahkim edilmiş sınırlarının içine sıkışmış haldeler.
Sayfa 40 - Nesnesini ve İsmini Arayan Semptomlar, Zygmunt BaumanKitabı okudu
Reklam
(...) mevcut siyasi oluşumların hiçbiri gerçekten “kozmopolit” bir standarta uymaz; hepsi de “onlar”ın karşısına “biz”i yerleştirir.
Sayfa 37 - Nesnesini ve İsmini Arayan Semptomlar, Zygmunt BaumanKitabı okudu
Atalarımız, yakın dönemlerde bile geleceği umutlarını yatırmak için en güvenli ve en vaatkâr yer olarak görürdü; oysa biz geleceğe öncelikle korku, endişe ve kaygılarımız yansıtıyoruz: iş bulmanın gitgide zorlasacağı, düşen gelirlerin bizim ve çocuklarımızın yaşam fırsatlarını azaltacağını, toplumsal statümüzün iyice kırılganlaşacağı, ömür boyu elde ettiğimiz her şeyin geçici hale geleceği, elimizde bulunan mücadele araçları, kaynakları ve becerilerinin karşımıza çıkan zorluklarının ağırlığına kıyasla giderek yetersiz kalacağını dair korku, endişe ve kaygılarımızı… En önemlisi, hayatlarımız üzerindeki kontrolümüzün gitgide azaldığını hissediyoruz -kim olduğunu bilmediğimiz, bizim ihtiyaçlarımızı önemsemeyen, hatta belki düpedüz hasmane ve zalim oyuncularına oynanan bir satranç maçında ileri geri hareket ettirilen, onların hedefleri uğruna rahatça harcanabilecek piyonlara dönüşüyoruz. Çok da uzun olmayan bir süre önce daha fazla rahatlık ve daha az zahmet ile özdeşleştirdiğimiz gelecek, bugün tüyler ürpertici tehlikeler getiriyor aklımıza: vazife için yetersiz ve ehliyetsiz olarak tanımlanmak veya sınıflandırılmak, değer ve haysiyetten mahrum bırakılmak ve böylece marjinalleşmek, dışlanmak, toplumun dışına atılmak.
Sayfa 31 - Nesnesini ve İsmini Arayan Semptomlar, Zygmunt BaumanKitabı okudu
Ulusal egemenliğin temeli olarak ekonomik egemenlik, zaten her zaman şüphe duyulacak bir şeydi. Bugün ise gitgide geçerliliğini yitiriyor. Modern devletlerin koruyup geliştirme iddiasında olacağı bir ulusal ekonominin yokluğunda devletler ve yönetime talip popülist hareketlerin ulusal egemenliği icra etmek için kültürel çoğunlukçuluk, etnik milliyetçilik ve içerideki entelektüel ve kültürel muhalefeti bastırma yoluna gitmesi şaşırtıcı değil. Başka bir deyişle ekonomik egemenliğin her yerde çöküşü, kültürel egemenliğin vurgulanmasına sebep oluyor.
Sayfa 18 - Demokrasi Yorgunluğu, Arjun AppaduraiKitabı okudu
Günümüzün en önemli sorusu, liberal demokrasinin dünya çapında reddedilip yerine bir çeşit popülist otoriter yönetimin konup konmadığı.
Sayfa 17 - Demokrasi Yorgunluğu, Arjun AppaduraiKitabı okudu
“Bunu okulda mı öğrendin?” “Orada bir şey öğrendiğimiz yok... Bir okul öğretmeni ile gerçek bir filozof arasındaki fark, öğretmenin çok şey bildiğini sanıp bunu durmadan öğrencilerinin kafasını sokmaya çalışmasıdır. Oysa filozof öğrencileriyle birlikte her şeyin temeline inmeye çalışır.”
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.