Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

Kierkegaard
Melankolim, bugüne dek tanıdığım en sadık sevgilimdir. Benim de onu sevmemde şaşılacak ne olabilir ki?
Reklam
Ötenazi istiyorum
Öldüm ben. Artık hayatta mıyım değil miyim onu bile bilmiyorum. Artık sevgi yok, gün yok, gece yok, bugün yok, yarın yok, artık hiçbir şey yok. Yapacak başka bir şey yok ve kimse benim için bir şey yapamaz. Duygularım da, ilgi alanım da kalmamış gibi geliyor bana. Dünya değişti ve insanların çehreleri de değişti. Ölmem sağlansın istiyorum. Ötenazi istiyorum. Bu şekilde yaşayamam: Ölmemi sağlayınız.
Maurice Blanchot
Ölmek. Sadece sonsuzluğa ölüyormuşuz gibi ölmek. Ölmek: Buzun üzerindeki yansıma, belki de, bir görüntünün yokluğunun kıvılcımı, olmayan birinin ya da bir şeyin imgesinden ziyade, derin hiçbir şeye ulaşmayan bir görünmezlik etkisi; hani sanki yakalansa, görülse ya da tamnsaydı fazla yüzeysel olurdu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık nolacaksa olsun vazgeçtim. Bugün bir duygum öldü
Biliyorum hiçbir anlamı yok
Reklam
hâlâ anlam taşıyan yegâne şey intiharmış gibi geliyor bana
Bir şeyler hissediyormuşum gibi yapıyorum, konuşuyor, gülüyor, hayret ediyor gibi yapıyorum. Yaşıyor gibi duruyorum ama aslında yaşamıyorum. Etrafımda boşluk var ve bedenim bu boşluğun dibine çöküyor
Landau Hoca’ya, psikotik kızıyla ilgili olarak şunları söyletmektedir: ‘“Düşmüş bir meleği hayal ediniz’ dedi ona ağır ağır, ‘kibirden değil de, talihin cilvesinden dolayı düşmüş bir meleği. O, özünde yatan tüm güzelliği muhafaza edecektir, sözleri kanatlı, hareketleri de narin olacaktır; gözlerinde bir sır saklanacak, bedeni billur gibi kırılgan olacaktır. Ama düşmüş bir melektir o; bu yüzden de istisnai bir varlıktır, acılı ve hantal bir semavilik olacaktır üzerinde. O bir insan mıdır? Yapısı elbette ki karmadır, bu yüzden o insandır da; ama benzerleri arasında daima yalnız ve yitik kalacak, cezalandırılacak ve dışlanacaktır.”
herkes ıhlamur ağacı çiçek açtı diyor -ve ben koku almıyorum
Tam Olarak
“Katlanılmaz olduğumu biliyorum. Bu şekilde devam edemem. Sabahlarım dehşet içinde geçiyor. Çalışmak zorunda olan bir hastayım. Gerçekten de endişeliyim. Sanki kronik bir duruma girdim: Hani sanki bu benim içime girdi. Aklım öylesine karışık ve ben öylesine umutsuzum ki. Ruh halim değişmiyor. Kendimi, uçurumdan aşağı yuvarlanır gibi hissediyorum. Bu tatil günlerinde ilerleme kaydetmeliydim: Gerilememeliydim. Dün, tekrar işe başlamak zorunda olmam bana dehşet veriyordu. Böyle bir acı çekilebilir mi? Bu size insanca geliyor mu? Hayatım bu benim. Bu halin dışında olan kişi, bu halden çıkmanın imkânsızlığını anlayamaz.”
Reklam
Freud
“Melankoli, psişik olarak, derin ve acılı bir yılgınlık, dış dünyaya yönelik ilgi kaybı, sevme yetisini yitirme, herhangi bir etkinlik karşısında tutukluk duyma, kendini azarlama ya da kendine hakaret etmeyle, nihai noktada ise cezaya dair hezeyanlı beklentiyle ifade bulan kendini küçümseme özellikleri gösterir.”
Freud
“Yas, kaçınılmaz olarak, sevilen bir kişinin ya da onun yerine geçen bir şeyin, örneğin vatanın, özgürlüğün, bir idealin vb gibi soyut bir şeyin kaybına yönelik bir tepkidir.”
Depresyonda, iletişimin yitimi ve bunun uzantısı olarak da, yaşayabilmenin itimi öyle bir yoğunluk gösterir ki, kişinin varoluşunun tamamı kansız, cansız ve boş olur, insanın karşısındaki her gelecek engelli gibidir, hayatın yerini yıkım ve umutsuzluk gerçekliği almıştır. Girişimcilik ve doğallık can çekişmektedir; kaygı, yitmişlik hissi ve zayıflık artmıştır; hayatın bir-parçası- olmayı-istemez-olmak, hatta hatta artık-hayatın-bir-parçası- olamamak, melankolinin anahtar kelimesi olur. Scheler’e göre zamansallıgın yaşanmışlığını oluşturan program ve planlarla yaşanmaz olur; hayat geçmişe dönüktür, sadece yitmişlik deneyimlerinin etrafında dönüp durmaktadır. V. E. VON GEBSATTEL,
5,8bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.