Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

120 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Beynimden çıkan yanık kokuları eşliğinde yazıyorum bu incelemeyi :)
Öncelikle beni bu zorlu yolculuğa çıkaran, kayışları koparmama ve beynimin yanmasına sebep olan
Burak Beyhatun
Burak Beyhatun
arkadaşıma bir teşekkürü borç bilirim :) Ünlü Fransız yazar, filozof, eleştirmen Blanchot; az bilinen yazar olmasının yanı sıra hem filozofluk yönü, hem yazarlık yönü hem de eleştirmenlik yönüyle gerçekten çok üst düzey olan bir
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018696 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Edebi değeri olmamakla birlikte, çerez niyetine okunabilecek alıntılarla dolu bir kitap. Frida'nın sosyal medya mezesi olmuş 'aşk' temalı alıntıları bu kitapta toplanmış. 'Mutlaka okumanız gereken kitaplardan' biri olmadığı kesin ama isterseniz yine hobi olarak okuyun:))
Hissettiğin Kadar Yalnızsın
Hissettiğin Kadar YalnızsınFrida Kahlo · Zeplin Kitap · 2019956 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Çok değerli, çok vurucu!
Üstadın kitaplarına inceleme yazmak haddim olmasa da; bu kitabı ağlayarak okumuşken birkaç şey yazmak istedim kendi çapımda. Necip Fazıl'ın bu tiyatro eseri; varlıklı bir gencin, annesini öldürme suçundan yakalanması sonucu, Reis Bey isimli hakimle olan mahkemesiyle başlıyor. Reis Bey; merhametten yalnızca kötülük doğacağına inanmış,
Reis Bey
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
191 syf.
·
Puan vermedi
Ezilmişliği meslek edinmişlere..
Günümüzde de maalesef güncelliğini korumakta olan; kadınlara cinsel obje olarak bakılması ve hor görülmesini dile getiren bu eserin, zamanında 'tahrik edici' görülüp yasaklanması ne kadar da trajikomik! Oysa sadece gerçekler yazılmış, yüze vurulan tokat acıtıyor tabi! Melek, kendi annesi tarafından bile hor görülmüş, üvey babasının
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Bilgi Yayınevi · 19794,874 okunma
325 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kesinlikle okunmalı!
Etkisinden uzun süre çıkamayacağım... Düşük IQ ile doğan Charlie'nin, hayatı boyunca ailesi ve çevresi tarafından hor görülüp başlarından atılması sonucu, kendisinin akıllı olma isteğiyle başlayan bir deney süreci. Sadece, Algernon isimli farede yapılan bu deneyde kobay olarak Charlie'yi kullanmaktan hiç çekinmeyen ve kendilerini entelektüel bir dev sanan ancak kendi kazanma hırsları uğruna insan hayatını hiçe sayan bilim adamları.. (Çok tanıdıklar değil mi?) Kitap, sadece bu deney ve Charlie'nin yazdığı raporlarla sürüyor gibi görünsede içeriğinde çokça mesaj barındırıyor. Özel gereksinimli çocuklarımıza gülüp geçiyor muyuz yoksa onları anlamaya çalışıp, samimi şekilde bağrımıza basabiliyor muyuz? Charlie bile deney sayesinde bir deha haline geldiğinde, eski haline yabancılaşıyor ve hatta kendisi gibi bir cocuk gördüğünde gülüyorken; sanırım bizim de başımıza gelmeden anlamayacağımız bir durum bu. Yaşamadan ancak içi boş duyar kelimeleriyle kasılıp, evimize gittigimizde ;"şükür ki benim başıma gelmedi" diyerek içten içe rahatladığımız durum.. (Neyse sakinim, mizantropluğa gerek yok şimdi:) ) Herkesin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum, keyifli (aslında rahat bozan ama farkındalık yaratan) okumalar diliyorum :))
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515bin okunma
Reklam
284 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Feyyaz Yiğit'in, "Ben oyuncu değil, yazarım." demesine hak verdigim bi kitap oldu. 'Gibi' dizisinden beri kendisi daha fazla gözüme çarpmakla birlikte zaten sevdiğim bir isimdi. Zekası ve mizahı gerçekten takdir edilesi. Bu kez kitabını okumak istedim ve gerçekten beğendim. Kitap özet olarak; Mustafa, Sezer ve Ekrem isimli üç arkadaşın Ekrem'in kahvehanesi içinde yaşanan absürt komedi olay ve sohbetlere dayanıyor. Deneme türünde bi kitap denilmez. Feyyaz'ın kullandığı betimlemeler ve mizah diliyle oldukça kendimi kitabın içinde hissettim ve çoğunlukla gülme krizine girerek okudum. Kahvehanenin sürekli müşterilerinin ruhsal gelgitleri (özellikle İsmet amcanın yazdığı sözler ve anlattığı hikayeler), halkın dedikodu sevdası, arkadaşlık, hoşgörü vb konulara değinmiş, çok keyifli ve düşündürücüydü. Sonunu asla tahmin edemedim açıkçası, kıs kıs gülerken finalde dehşetle kitapla bakışır halde buldum kendimi. Kısacası absürt komedi seven herkesin bu sürükleyici kitaba şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Beğenmeyenler var ise de; "Benim zevklerim sizin nezdinizde makul bir zemine oturmak zorunda değil" der, keyifli okumalar dilerim :))
8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum
8-9 Senedir Kendimi İyi HissetmiyorumFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2015504 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
"Kalemi hüzün olan birisini Kalbi hüzünle dolu olanlar anlar ancak" Çok iyi anlıyorum Samet Bey hatta kitabın başında "neşeli olduğunuz gün okumayın" tavsiyenizi de çok iyi anlıyorum. Filhakika damdan düşenin halini, damdan düşen anlar. Damdan düşmüş gibi olduğum bi dönemde beni anlayan bi arkadaş oldu "Her şey Boş İse". Bu kitap benim için; B. Banksy, Oğuz Atay, Şükrü Erbaş, Edip Cansever, Derman İskender Över ile aynı masaya oturduğumuz, benim suskunluğumu çektikleri ve 1 paket sigara yaktığımız, güzel bir yolculuk oldu. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Not: Kitabın adının nerden geldiği hikayesi ayriyeten çok hoşuma gitti:)
Her Şey Boş İse
Her Şey Boş İseSamet Temiz · Dionysos Yayınları · 0158 okunma
·
Puan vermedi
Özel mülkiyet kavramının ortaya çıkmasıyla insanoğlunun hayatındaki değişiklikleri, neanderthaller, homo sapiens, avcılar ve toplayıcılar, mitler, hiyerarşi gibi konuları aşama aşama anlatan bir kitap. Bana göre fantastik bir anlatıma sahip. Yavaş yavaş okudum. Uzunca bir süre elimde süründü. Sindirilerek okunması gereken, biraz da zor bi kitaptı :) Belirli tabulara sahip insanların okumasını tavsiye etmem, rahatsız olabilirler.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,5bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Body Horror tekniği müthiş! Çocuklar uzak durmalı!
Kısaca konusu; Japonya'nın Kurouzu isimli küçük kasabası, gizemli ve hipnoz eden sarmal şekliyle lanetleniyor. (Junji İto'nun, Taoculuğa gönderme yaptığı veya Taouculuğu baz aldığı söylenebilir) Uzumaki; body horror tekniğinin harika işlendiği bir manga. Oldukça rahatsız edici çizimleri var. Elimde mangayı uzaktan görüp:"aa cocuk kitabı mı o?" diyenlere, rastgele bi sayfadan çizim açıp afallatıp korkutmuşluğum bile vardır. Seriyi bitirdikten sonra bi süre sarmaldan hipnoz olmuş gibi hissetmedim desem yalan olur. Sürekli sarmal şekiller görmeye başlamıştım(algıda seçicilik olsa gerek:)) ve bu da manganın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor bence. Korku-gerilim türü seven ve mangaya başlamayı düşünen, merak eden herkese  tavsiye ediyorum. :) Uyarı!!!Çocukların kesinlikle uzak durması gerektiğini düşünüyorum!!!
Uzumaki 1. Cilt
Uzumaki 1. CiltJunji İto · Gerekli Şeyler · 20171,291 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Bak tamam çok kitap okumuşumdur ama bu kitabı okurken ben, göğsümde yedi buket çiçeğin yan yana itidalli bir biçimde açtığını, o huzurunu hissettim :) Bak çok kitap okudum bitirdim ama ben bu kitapta evime yeni dönmüş gibi hissettim...:) Çok güzel, çok özel.
Ali Bayam
Ali Bayam
Eve Döner İnsan Hep
Eve Döner İnsan HepAli Bayam · Hayykitap · 0729 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Beyni kanayan soylu kafalar
Kısaca konusu; soylu olma gayesine çalışan adamlar arasında deliren, rütbe alamamış bi garibi anlatıyor. Kahkaha ve gözyaşı karışımı, tam bi Rus büropatolojisi demek yerinde olur sanıyorum. Köpeklerle konuşması ve köpeklerin yazdığı mektupları okuma kısımlarına bayıldım. Benim için gerçekten keyifli ve etkileyici oldu.
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun ve Palto Öyküleriyle)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun ve Palto Öyküleriyle)Nikolay Gogol · Ren Kitap · 201755,7bin okunma
124 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
O Godot da bir gün gelir mi İsmail abii?
Beklenilen Godot, bir çiftçi olarak ele alınsa bile 'hayatın anlamı' metaforu iceriyor şeklinde yorumladım. Karakterlerimiz Vladimir ve Estragon hayatın anlamını bekliyor. Sürekli bir döngü içinde ve işsiz halde bi anlam arayıp, Godot'un gelmesiyle kurtuluşa varacaklarına inanıyorlar. Hayatın anlamı yoksa, yaşamak; manyakça bi döngü içinde, boş boş beklemekle ölen zamandan başka bir sey değildir ve insanı intihar eşiğine getirir(sürekli kendilerini ağaca asma kararlarından dolayı bu anlamı çıkarttım) Hepimiz her zaman bir bekleyiş içindeyiz aslında ve asla geri gelmeyecek zamanımızı bu şekilde öldürüyoruz. Düşündürücü olduğu kadar acınası. Vladimir'in şu sözleri ise bunu kanıtlar nitelikte: "Boş konuşmalarla zamanımızı harcamayalım! Fırsat varken bir şeyler yapalım! Her gün birilerinin bize ihtiyacı olmuyor. " Benim için, derin anlamlar içeren ve düşünmeye sevk eden cok etkileyici bir eserdi.
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 20008bin okunma
324 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Taa ortaokul sıralarında okuduğum, ilk uzun soluklu kitap serisi diyebilirim.(sanırım üstünden en az bi 11-12 yıl geçmiştir). Arkadaşlarla beraber dönüşümlü olarak okurduk ve sürekli Serra aşağı Serra yukarı konuşur, mutlu olurduk. Bi sonraki kitabını okumaya can atardık. Şimdi uygulamada dolanırken rastladım ve gerçekten çocukluğum gözümün önünden geçti. Ama maalesef Serra'cım; senin eğlenceli hayatını okurken ilerde kendimizin de senin gibi mutlu olacağımızı sanan ve büyümeye heveslenen bizler; büyüüük bir hayal kırıklığı yaşadık. Keşke büyümeseydim diyorum artık. Ne senin günlüğünü okurken kurduğumuz o hayaller gerçek oldu ne de hayatımız senin kadar sorunsuz ve eğlenceli geçti. (Arka fonda Ibrahim Erkal- çare gelmez ağlamaktan şarkısı çalıyor.) Yine de okuduğum zamanlar; beni mutlu eden, bende ve birçok kız arkadaşımda güzel anıları barındıran bir seri oldun. Eski basımları görmekte ayrı bir duygulandırdı.
Bir Genç Kızın Gizli Defteri
Bir Genç Kızın Gizli Defteriİpek Ongun · Epsilon Yayınevi · 200418,1bin okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Siyahilerin ve en çok siyahi kadınların bir hiç yerine konulduğu zamanlar. 14 yaşından itibaren babası tarafından tecavüze uğrayan 2 kere doğum yapmış, çocuklarından uzaklaştırılan ve kendisinden yaşça büyük biriyle evlendirilen siyahi bir genç kız.. yaşadıklarını yüksek sesle Tanrıya bile söyleyemeyip, deftere yazıyor. Celie'nin kan dondurucu ve dokunaklı hayatına tanıklık ederken bu kitabı bitiremeyeceğim sanırım diye düşünmeye başlamıştım taa ki Celie'nin muhteşem dönüşüm hikâyesine gelene kadar. Kadınların kendi gücünün farkına varmalarını görmek muhteşem bir şey. Ilk sayfalarında üzüntüden ağlarken son sayfalarında mutluluktan ağlar hâlde buldum kendimi. Muhteşem ve çook etkileyici bir eserdi. Herkese tavsiye ederim, mutlaka okunmalı.
Renklerden Moru
Renklerden MoruAlice Walker · Doğan Yayınları · 2019698 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
Babamın vefatından sonra arkadaşımın ısrarı ile okumuştum. Gerçekten farklı bir bakış açısı katıyor insana, bir çeşit rahatlama, yalnız olmadığın hissi geliyor. 'Ölüm ve sevdiğinizi kaybetme korkusuyla nasıl yüzleşilir? Kaybettiğiniz kişinin sizde açtığı derin yara ve boşlukla nasıl başa çıkılır?' sorularına mantıklı cevaplar veren, terapi niteliğinde insana iyi gelecek bir kitap. Hâlâ arada açıp okurum kendime bazı şeyleri hatırlatmak için. Bana iyi geldiği için herkese ısrarla tavsiye ettiğim bir eser.
Giderken Bana Bir Şeyler Söyle
Giderken Bana Bir Şeyler SöyleMustafa Ulusoy · Timaş Yayınları · 20131,806 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Okunmalı!
İki güzel insanın, 1 kişi dahi olsa kurtuluşumuza sebep olacak kişiye ulaşmanın umudu ile, bizi fabrika ayarlarımızla yani fıtratımızla yüzleştirmeye aracı olacak şekilde çıkardıkları çok düşündürücü ve etkileyici bir eser. Hayati İnanç ve Bekir Develi' nin sohbeti gibi, Hayati İnanç videolarını izleyen varsa onun ses tonuyla okuyacağı bir sohbet hatta. Çok değerli sözler içeren, tüm post-itlerimin bitmesine sebep olan ve başucu kitabı yapmayı düşündüğüm bir kitap oldu. Bir kere okunup kitaplığa geri kaldırılacak bir kitap değil, sürekli açıp okuyabileceğimiz ve insanı kendine getirebilecek bir kitap. Herkese şiddetle tavsiye ederim. Kendilerinden Allah razı olsun böyle kıymetli bir eserle bizlere seslendikleri ve yaralara merhem olmayı amaçladıkları için..
Fabrika Ayarı
Fabrika AyarıHayati İnanç · Profil Yayıncılık · 20208,1bin okunma
Reklam
76 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Ne çocukken ne de anneyken Füsun' larına doyamamış, şair ruhlu bir kadın Didem Madak. Şiirlerini okumaya başlamadan önce, hayat hikâyesinin okunması gerektiğini düşünüyorum zira şiirleri kadar hayatı da insanı etkiliyor. Ünlü olma kaygısı gütmeden, kendi içindeki anne özlemini, eksikliğini, yalnızlığını dizelere döktüğü ve okuyan insanın da kendinden izler bulacağı muhteşem bir eser koymuş ortaya. Didem Madak 'ı okumak için neden bu kadar geç kaldım diye kendime kızdım açıkçası. Herkese tavsiye ederim, ben geç kaldım siz kalmayınız.
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,1bin okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Bu eser hakkında ne söylesem eksik kalacak gibi hissediyorum. Tek oturuşta bitirdiğim ama tekrar okuyup üstünde daha çok düşünmek istediğim bir başyapıt diyebilirim. Öncelikle olayı 15 farklı anlatıcıdan, farklı bakış açılarıyla okumak çok hoşuma gitti zaten kitabı okumadan önce de beni çeken yanı bu olmuştu(tabii konusunun ilgi çekiciliğini unutmamak gerek) Kitabın bazı bölümlerinde olayı anlamakta güçlük çekilse bile(en azından bende öyle oldu) sabırsız olmayın çünkü devamında açıklamaları geliyor ve akılda soru işaretleri kalmıyor. Okurken, ailenin o endişeli ve zorlu yolculuğunu bana bire-bir yaşattı Faulkner. Hatta okurken "Gazap Üzümleri" kitabını hatırladım(o da beni çok etkileyen ve ailenin dramını en içten hissettiren bir eserdi). Bilinç akışı tekniğini mükemmel ve çok çarpıcı kullanan Faulkner, kitabın sonunda da sizi hayretler içerisinde bırakıyor. Herkesin bu benzersiz yapıtı okumaya başlamasını ve başlayıp yarım bırakmış olanlara da mutlaka bitirmelerini tavsiye ederim. Not: Marquez' in en etkilendiği 10 roman arasında yer alıyormuş.
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınevi · 20181,243 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
"İnsanları seviyorum, çünkü düşüşlerini gördüm."diyen Albert Camus, bir insanın düşüşünü anlatıyor. Roman değil, olay örgüsü yok. Yazarın kendi düşüncelerine, itiraflarına, kendine ve insanlığa karşı eleştirilerine tanık oluyoruz. "Çevremize iyi görünmek için mi iyilik yaparız?" sorusu üzerinde düşündüren, insanın kendinden pay çıkarabileceği etkileyici kitap.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,2bin okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
Jose Saramago körlük metaforu ile öyle bir distopya yazmış ki, okurken o bunaltıyı ve çaresizliği dibine kadar hissediyorsunuz. Okuduktan sonra uzun bir süre etkisinde kalmıştım. Kitap gayet akıcı ve anlaşılır, tek sayfasında bile sıkılmadım. Noktalama işaretleri olarak sadece nokta ve virgül kullanılması ilk sayfalarda zorlasa bile sonralarında hiç takılmıyorsunuz. Filmi de var ama her zaman kitap en iyisidir.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104bin okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
Wolf Dorn' un okuduğum ilk kitabıydı ve en sevdiğim kitabı oldu. 414 sayfayı tek oturuşta bitirtecek kadar akıcı, gerilim ve gizem dolu bir kitap. Bir filmin içindeymişim gibi okudum. "Evet işte şimdi çözdüm olayı " derken yeni şaşırtmacalar çıkartacak ve finale dair tüm tahminlerinizle alay edecek bir kitap.
Psikiyatrist
PsikiyatristWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20169bin okunma
556 syf.
10/10 puan verdi
1930'lu yıllarda yaşanan ekonomik kriz, makineleşme ile gelen işsizlik sebebiyle evlerinden, topraklarından uzaklaştırılan gariban insanların, karnını doyurmak için ordan oraya savrulmalarını anlatıyor. Daha önce hiç bu kadar içindeymiş gibi hissettiğim bir kitap olmadı sanırım. Çok etkilendim, o ailenin yanındaymışım onlarla aynı mücadeleyi veriyormuşum gibi hissettim. Okumakta geç kaldığımı düşündüğüm bir kitap, siz lütfen geç kalmayın. En sevdiğim kitaplar arasında yer aldı, tekrar tekrar okunur.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,4bin okunma